Hastanelerdeki içler acısı durumu her gün dile getiriyoruz. Sistemden kaynaklanan sıkıntıların ardı arkası kesilmiyor. Bugün hiçbir yeri tutmayan hastanede sorunlar bitmek bilmiyor. Her gelen bakan ‘’havaya’’ baktı… Kimse ciddi anlamda Sağlık sistemini ele alamadı.
Bugün baktığımızda vatandaş Hastaneden hizmet almak istemiyor. Hatta mümkün oldukça özel hastanelerden hizmet alınıyor.
Dün yine hastaneye giden vatandaşlar hizmet alamadan geri döndü. Kapı önlerinde bekletilen insanlar için poliklinik hizmetlerinden yararlanamadı. Yok, o bozuk yok bu bozuk gibi mazeretlerle insanları saatlerce bekletip, evlerine döndürdüler. Yazıktır günahtır… Bu ülkede maddi imkansızlıklarla hastaneye mecbur kalan insanlar var. Birçok insan belki mecbur kalmadıkça Hastane hizmetlerinden yararlanmayı tercih etmiyor olsa da Hastane bir ülkenin en temel yapı taşıdır. En iyi ve en güvenilir hizmeti vermek zorundadır.
Birçok yeri dökülen bir hastanede çalışanların verdiği hizmet de önemlidir. Doktorundan hemşiresine kadar herkes hastanenin ayakta durması için elini taşın altına koymalıdır.
Çok yok bir doktor arkadaş ile sohbet ediyoruz. ‘’Yahu arkadaş, biz hasta bakarken bazı doktorlar odalarına kapanarak sigara içmeyi tercih ediyorlar’’… Üzüldüm doğrusu. Tercih edilen hasta yerine sigara oluyor. Hatta ve hatta hastane içerisinde her ne kadar sigara içmek yasak olsa da bazı doktorlarımız sanırım psikolojik olarak bunu kabullenememiş olsa gerek ki bu kuralı hiçe sayabiliyor.
Bu ülkenin temel taşı sağlıktır. Sağlığın konuşulmadığı bir yerde ülke refahı konuşulamaz bile. Her ne kadar Sağlık Bakanımız hizmet etme aşkı ile yanıp tutuşsa da sağlıkta reform şarttır. Birinci reform düzen kabul edilen düzensizliğin, sistem kabul edilen sistemsizliğin ortadan kaldırılmasıdır.