Döviz Kurları ve 2019 KKTC Bütçesi, - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Döviz Kurları ve 2019 KKTC Bütçesi,

Onur Borman

Bu hafta döviz kurları, TL karşısında düşmeye devam etti. Gidişat genelde tüm kesimleri ümitlendirmekte olduğu gibi bazı kesimleri de rahatsız ettiği yönünde çeşitli yorumlar öne çıkmıştır. Pahalı alıp ucuz satış ve zarar iddiaları gibi!.  Ağustos ayında dövize olan talebin karşılanamaması nedeniyle ve ekonomideki dengelerdeki bozulma sonucu Türkiye’de başlayan ve paralel olarak KKTC’ye yansıyarak yaşanan şoklar, düşen alım gücü karşısında kıvranan hanehalkı- tüketiciler  mağdur olurken, durumdan istifade eden ve haksız kazanç sağlayanlar da adeta bu durumdan hoşnut hale gelmiştir..

Şimdi Türkiye’de döviz kurlarında TL lehine geriye dönüşün başladığı,  bunda alınan diğer önlemlerle birlikte TL’de gerek enflasyona göre uygun faiz, gerekse Türkiye’de faiz vergi stopajlarındaki düşüşün TL mevduatlarına yönelişi, avantajlarından dolayı arttırdığı haberleri gelmektedir.  Bunun sonucunu rakamsal olarak bu ay göreceğiz.


KKTC’de mevduatlarının arttırılmasını ve  kaynak ihtiyacının ve birikiminin KKTC’de arttırılmasını istiyorsak TL mevduat faizleri vergi stopajlarının Türkiye ile paralelleştirilmesine  gitmeliyiz. Para hassastır. Yer değiştirebilir.

Kur artış öncesinde KKTC’de faiz stopaj vergileri Türkiye’den daha düşüktü. Şimdi daha yüksek kaldı. KKTC’de % 10 iken, Türkiye’de %15’ti. Şimdi Türkiye’de kısa vadelilerde % 5’e düştü. Uzun vadeli yıllığa kadar olan mevduatlarda ise sıfıra kadar kademeli düşüş var. KKTC’de %10 iken aynı kaldı. Mevduatların teşvik edilmesi gerekir. Bir de döviz  mevduatı faiz stopajının KKTC’de arttırılmasına gerek yoktu. Çünkü Türkiye’de döviz talebini frenlemek için döviz mevduat stopaj vergileri yükseltilmiştir.  KKTC’de böyle bir sorun yok iken yükseltildi. Bu da döviz mevduatlarına bir risktir. Daha önceki başka bir yazımda da belirtmiştim.

Kurların bu hafta düşmesine, Türkiye’de TL’ye dönüş konusunda alınan ciddi önlemler yanında  ilaveten dış etkenlerle de hızlanmasına, neden oldu. Bunlar gerek FED’in geçen haftalarda % 3-4 faiz artışına gideceğine dair FED Başkanı’nın açıklamasının ardından, bu hafta da tam tersi açıklamanın gelmesiyle,  faizlerin arttırılmayacağı ve 2019 ilk çeyreğinde % 1.5 gibi bir faiz artışına gidileceği beyanıdır.. Bu çelişkili çıkışlar, borsalarda ve para piyasalarında doların düşüşüyle cevap bulmuştur.

Ayrıca AB MB ile İngiltere Merkez Bankalarının da faiz artışlarını erteleyecekleri ve 2019’dan 2020’ye kayma ihtimalleri yönünde görüş vermeleri, ve de petrol fiyatlarının aynı zamana denk gelen fiyat düşmeleridir ki Türkiye’de gerek ticaret gerekse cari açığa olumlu etki yapmıştır.  Bu gelişmeler TL’sının geçerli 3 döviz karşısında  kaybeden değerini oldukça yukarı çekmiştir. -Olumlu bir gidiş ve Türkiye’de  ‘Dengelenme’ politikasının devamı halinde  ekonomide 3 dengenin sağlanmasını  mümkün kılabileceğı gibi  ekonomik hedeflerde sağlıklı büyüme  öngörülerini de gerçekleştirecektir.. Temennimiz de budur.

Şimdi kurların düşmesi ile hafif sanayi daha doğrusu ithalata dayalı katma değeri düşük sanayi üreticileri ise seslerini çıkararak kur’ların düşüşünden zarar edecekleri endişelerine kapıldılar. Çünkü yüksek kurdan ithal ettikleri imalata tabi malları, çok düşük katma değerle ürettikten sonra ihracatta düşük kurla satıştan zarar edecekleri riskini öne sürüyorlar. Bunun tek çaresi üretimlerinde katma değer oranını arttırmaktır ki bu risklerini azaltsınlar. Aksi takdirde ithalata dayalı imalat ve bu kesimin yüksek kur beklentileri Türkiye ekonomisini yeniden çıkmaza sokar.

Çünkü yıllardan beri bu sorun biliniyor ve bu sonuçları doğurduğu cihetle katma değer artışına öncelik verilmesi hedef alındığı halde gerçekleşemedi.

 

 2019 KKTC Bütçesi,

Geçen hafta 2019 Bütçe tasarısının genel bir fotoğrafını çekmiştik. Bu hafta ise ana hatlara kısaca bakalım. 2019 Bütçesi geçen yıla göre Toplam Giderlerde %32.5  artışla 7.705milyon TL öngörüldü. Gelirlerde ise %20 artış öngörüldü. Bu durumda 825 milyon TL İç borçlanma  ile birlikte 575 milyon TL de TC Kredisi öngörüsü ile, toplamda 1,400 milyon TL açık söz konusu olmuştur.

Ayrıca 2018 TC Kredisi de henüz gerçekleşmedi.  2019 TC Yardımlarında ise Yatırımlar için Tamamlama Projeleri tanımıyla 245 milyon TL öngörüldü. Geçen yıl  200 milyon TL yatırım öngörüsüne göre de fiilen 34 milyon TL transfer ve harcama yapılabilmiştir. Bu miktardan bakiye kalan(2018’den) 166 milyon TL yatırım harcamaları da 2019’a eklenecekse iyi bir yatırım performansı gösterilebilir. Değilse ve yalnız 2019 için transfer gerçekleşecekse, ancak başlatılan ve eksik kalan projeler için gerçekleşebilecek ki çeşitli nedenlerle yıllardan beri yatırım yapılmayan alt yapı konusunda KKTC’nin her sektörde sayılamayacak kadar yatırıma çok ihtiyacı vardır.

Mahalli Gelirlerle de bir miktar yatırım nitelikli projeler öngörülmüştür. Vergiler yoluyla Finansman sağlanabilirse. Bütçe açıklarına karşılık, TC Hibe ve Kredi olarak 695 milyon TL + 575 milyon TL olmak üzere 1,270 milyon TL öngörü mevcuttur. Bu miktar toplam Bütçenin % 16.5’unu teşkil ettiğine göre geçmiş yıllara göre bütçe hacmi içinde TC Yardımlarında da azalma vardır. Geçen yıl 2018’de öngörülen bu oran %21 küsur idi. Ancak gerçekleşen ise (1,230 milyon TL Hibe+Krediden) 10 ayda yatırım, savunma ve reel sektöre hibe toplam 252 milyon TL olup, öngörülenin ortalama %20.4’ü gerçekleşmiş oldu. Yalnız yatırımlarda ise daha düşük %17.

Diğer yandan Mahalli Gelirlerde, bu yıl direk kazanç vergilerinde Beyana dayalı ve Vergi Tevkifatı gelirlerinde (Kurumlar Vergisi dışındakilerin) Gelir vergisi tahminleri % 59 civarında arttırılmışken, Kurumlar Vergisinde tam tersi öngörülmüş, artış değil hatta 100 milyon TL düşüş öngörülmüştür.  2018’de 372 milyon TL olarak öngörülen Kurumlar Vergisi toplamı, 2019’da 270 milyon TL’ye düşürülmüştür. KV haricindeki kazanç –gelir vergilerinde % 59, diğer tüm vergi ve gelirlerde toplamda ortalama % 32.5 vergi ve gelir artışı öngörülmüşken Kurumlar Vergisine aynı paralelde artış yerine  372’den 270 milyon TL’ye düşürülmesi hiçbir gerekçe ile izah edilemez kanaatindeyim.  2018 yılındaki Kurumlar vergisi tahsilatı da 10 ayda öngörülenin yarısı kadar gerçekleşmiştir. Esasen   Gazetelerde yayınlanan kazanç vergileri  de gülünçtü.

Ülkemizde en büyük yara Kayıtdışılık olduğuna göre ve suç gelirlerinin, kara paranın, kaçırılan gelir ve vergilerin tespiti, ve her gün basının en az 5-6 sayfasını teşkil eden suçların azaltılması için,  KKTC’de  Kayıt sistemine çok önem verilmesi ve Hükümetin birinci önceliği olması kaçınılmazdır. Esasen Hükümet programı ana hedeflerinden biri de budur kanısındayım.  Gelişen ekonomik ve piyasa hacminin devlet tarafından kontrol altına alınması, aynı zamanda gelecek neslin korunması açısından da kaçınılmaz bir görevdir.  İcaatların hedefe yönelik geliştirmesi de amaç olmalıdır.

Bütçe hali hazırda Meclis’te bağlanırken öngörülen bu hedeflere ve Hükümetin de bu yönlerde öngördüğü hedeflere göre revize edilerek uygulanması, kamuoyunun genelini, gelecek için ümitlendirecektir.

Dolaylı vergiler, harçlar, ve hizmet karşılığı ücretlerle bütçenin finansman yapısından çıkarılarak, ülkeyi her açıdan önemli ölçüde düzeltecek ve disipline edecek kayda ve en azından gerçeğe yakın kazanca dayalı gelir vergisi tahsilatı  temayülüne girilmelidir. Çünkü Kayıt ve denetim sisteminin ülkede yerleşmesi, ve vergi adaletinin sağlanması yanında, enflasyonu körükleyen  dolaylı vergilerin düşürülmesi de fiyatlara olumlu yansıyacaktır.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar