Memlekette işler iyice bir karıştı.
Sapla saman gibi…
Bu gidişle işin içinden hiç çıkamayacağız.
Siyasi olarak bir açmaza doğru hızla memleket sürükleniyor.
Herkes bir birine parmak sallıyor, bu arada demokrasinin tanımını kendince yeniden yapıyor.
Seçim sonuçlarını da buna göre yorumluyor.
Bu arada kendisi için anti demokratik olarak tanımladığını başkasından talep edebiliyor.
Yani sadece sapla saman değil, doğrular ve yanışlar da bir birine karışmış durumda…
Seçimler geride kaldı ama tartışma ve ülkenin içine sürüklendiği açmaz giderek büyüyor.
Büyüyen tartışma ile birlikte sağduyu ve akılcılık bir yana itilirken, başka şeyler hızla öne çıkarılıyor.
Belki de böyle yapılarak diğer yandan aslında tartışılması gerekenlerin üzeri de örtülmüş oluyor.
Gündem değiştiriliyor.
Amaç ve hedef saptırılıyor.
Gözlerin başka taraflara bakması sağlanıyor.
Ve böylece bedel ödemesi gerekenler, bedel ödemeden yola devam edebiliyor.
Doğruları yazmaya kalkmak ya da söylemek de böylesi ortamlarda çok daha zor oluyor.
Hatta bir süre sonra bunun mümkün olamayacağı bir yerlere gidiliyor.
Bu arada olması gereken hiçbir şey doğru düzgün tartışma yapılamadığından dolayı olmuyor.
Öyle olunca da bir şeyler değişmiyor, değişemiyor.
Aslında, sorumluluk sahibi olanlar günü geldiğinde mutlaka hesap verseler işler böyle olmaz.
İşin doğrusu da budur.
Hesap vererek yola devam edilmediği zaman başarısızlık katlanarak büyür.
Sanırım bugün siyasette olan da özetle budur.
Başarısızlıkların hesabı verilmemekte ve ayni zamanda da sorulmamaktadır.
Yaratılan yapay gündemlerin, popülist söylemlerin ardından dolu dizgin gidilmekte, gerçekten tartışılıp konuşulması gereken sorunların üzeri örtülmektedir.
Böyle olunca da sorunlar büyümekte, başarısızlıklar artarak gelmeye devam etmektedir.
Günün sonunda ülke kaybetmekte ama birileri kazandığı yanılgısı ile olduğu yerde kalmaktadır.
Bu yaşananların sonucunda değişim de, dönüşüm de bir başka bahara ertelenmektedir.
Popülist söylemlerin arkasından koşmaktan doğrular yapılamamakta, gerçekler tüm yalınlığı ile tartışılıp, yanlışları düzeltecek adımlar atılamamaktadır.
Durum ortadır.
Kısır döngü içinde savrulup dururken, duygusallığın esiri olduk.
Memlekette durumun özeti aslında budur
