Dershane sömürüsünü eğitim paydaşları çok! istiyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

Dershane sömürüsünü eğitim paydaşları çok! istiyor

Uzun bir süre KKTC eğitim kültüründen ayrı kaldık. Eğitim sisteminin yanlışlarına yanlışlar katıldığını tartışamadık. Slogan niteliğinde ortaya atılan ama altı boş lafların uzaktan bakılınca ne kadar gülünç olduğunu da tartışmadık.
Diğer taraftan eğitim sisteminin yarayan kanalarının ise hala daha kanamaya devam ettiğini ve bunun farkında olunmadığı ya da olunmak istenmediğini de üzülerek demeçlerde izledik. En önemli örneği ise kahreden “Kolej Giriş Sınavlarının” bu yıl da aynen devam edeceğidir. Dershanelerin aileleri sömürmesini aileler de yöneticiler de istiyor ve çok seviyor. Ne kolej sınavı kalkar ne de dershaneler. Dershaneciler ellerini ovuşturup gelsin paralar demeye devam edecek. Uygulamalar bunun ispatı çünkü; yazık çok yazık.
Kolej giriş sınavlarının öğrencilerinin psikolojilerinde açtığı derin yaraları ortaya koyan pek çok çalışma mevcut. Beidoğlu ve Batman’ın 2011 yılında yapmış oldukları ve uluslararası kongrelerde sundukları iki ayrı çalışma olan; “SBS’nin çocuklar üzerindeki psikolojik etkileri ile ilgili aile görüşleri” ve “SBS’nin çocuklar üzerindeki psikolojik etkileri ile ilgili öğretmen görüşleri” söz konusu araştırmalardan yalnızca iki tanesi.
Daha önce yukarıdaki araştırmaların sonuçlarını genişçe aktardık ancak meraklıları “Örtük Dersler” kitabında bulabilirler. Fakat çocuklar üzerinde açılan yaraların travma düzeyinde olduğunu vurgulamak, sonucun ne kadar kötü olduğunu ortaya koyar sanırım.
Bakanlık 9. sınıfta başarısız olup sınıfta kalan öğrenci sayısının çokluğundan şikayet etmekte. Dokuzuncu sınıfta kalanların çokluğu nedeniyle okul ve sınıf yetersizliği sorunu yaşandığı vurgulanmakta. Başarısızlıkta öğrencilerin dokuzuncu sınıfa  kadar nasıl geldiği de önemli bir etki? Kolej sınavı yüzünden 5. sınıf okul çağ nüfusu öğrencilerinin büyük bir bölümünün boş verildiği ve bilişsel bağlamda nasıl yok edildiği hiç düşünülmemiş anlaşılan.
Okul kurumu sadece koleje odaklandığı için sınavda başarılı olamayacak öğrencilerin bilişsel davranışlar açısından boş verildiği, eksik giriş davranışları ile ortaokula geçtiği daha sonraki sınıflarda ise eksik giriş davranışları katlanarak arttığından, 9. sınıfta başarısız oldukları hesaba katılmıyor. Sadece öğrencilerin 9. sınıftaki sonuç anlamındaki başarısızlığı dikkat çekmiş anlaşılan. Halbuki kolej giriş sınavı nedeniyle, okul sistemi tarafından hiçe sayılan ve bir köşeye atılan öğrenciler oldukları algılanamamış.
Probleme çözüm olarak bulunan da şu; 9. sınıfı kaldırıp ilkokulları 6 yıl yapmak. Problem çözmek onu ortadan kaldırmak değildir. Kolej sınavı devam ettiği sürece, öğrencilerin büyük çoğunluğu hem okul görevleriyle ilgili davranışlarda başarısızlık yaşayacaklar hem de psikolojik travmalar yaşamaya devam edecekler. İlkokulda çocuklar için bu yük, gelişim dönemleri için çok ağır. Bilişsel gelişime ters.
İlkokuldaki kolej sınavı olgusuyla ilgili geçmişte çok yazdık, yazmaya hiç niyetimiz yoktu. Ancak eğitimi sloganlarla yönetmek anlayışı ortaya çıkınca yazmak zorunda kaldık. Eğitim sistemi bilimsel anlayışla yönetilmediği sürece, bu tür problemler hep karşımıza çıkacak belli ki. Eğitim bilimi uzmanları eğitim sisteminde yapılacak olan düzenlemelerde yer almadıkça sadece problemlere problemler katılacak. Çocuklar da bundan nasibini alacak.
KKTC eğitim sistemi hiç emin ellerde olmadı. Bazen şunu da düşünmüyor değiliz: Bir eğitim bilimi uzmanı neden Sağlık Bakanı olamıyor? Yani buralarda sağlık sistemi neden bir eğitim bilimciye layık görülmedi? Bence nedeni şu; çünkü sağlıkta insanın hayatı söz konusu, yapılacak bir yanlışta bir insanın ölümü gerçekleşebilir.
Peki tersinde ne olur? Tersinde ise yani eğitimi biliminden birileri eğitim sisteminin yönetilmesinde yer almayıp başka alanlardan bireyler olunca ‘toplumun top yekün ölümü gerçekleşecektir’.
Kolej canavarına devam… Dershaneler ve etüt merkezleri en azından ilkokul düzeyinde ortadan kalkmayacak anlaşılan. Dershaneler ve etüt merkezleri her uygulamada nasıl olur da korunuyor? Esas soru bu aslında. Dershaneciler ve etüt merkezlerinde çalışanlardan gelen bilgiler çok ilginç. Eğitim sistemi onların varlıklarından çok memnunmuş. Hem onların işini yaptıkları hem de bazı ilişkiler! mevcutmuş. Ailelerin oralara akıtmak zorunda bırakıldıkları paralar, eğitim sistemindeki bazı yerlere! de gittiğinden bahsediliyor. Konuyla detaylı bilgiler edinince paylaşacağız. Anlaşılan ilişkiler çok güçlü. Bir ilişki de şu; “bazı hatırı sayılı kişilerin çocuklarının geçmiş sınavlarda olduğu gibi, başarılı olmasını sağlama” söylentisi hala toplumun hafızasında. Diğer ilişkiler ise sonraki yazılarda.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar