“Türkiye’de artık darbe yapılamaz” deniyordu.
Demokrasi bilincinin geliştiği, sivil hükümetlerin güçlendiği, Türk Silahlı Kuvvetleri yasasında darbelere meşruluk sağlayan maddelerin ayıklandığını ve en önemlisi silahlı güçlerin yani askerlerin artık sivil otoritenin emrine girdiği sanılıyordu.
Bunu sananların tümü yanıldı.
Daha önceleri de olduğu gibi Türkiye’de kanlı bir darbe girişimi daha oldu.
161 kişi öldü, 1470 kişi yaralandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihinde ilk kez savaş uçakları tarafından bombalandı.
Genel Kurmay Başkanı dahil olmak üzere birçok kuvvet komutanı kaçırıldı.
Ve Türkiye’nin adı yeniden geri kalmış ülkeler listesine yazıldı.
Hem de çok kötü bir şekilde.
***
Bu kanlı darbe girişiminin Türkiye’ye bedeli çok ağır olacak.
Daha ilk aralarında Amerika, Rusya, İngiltere’nin de bulunduğu birçok ülke Türkiye’ye seyahatleri yasakladı.
Türkiye’yi ziyaret eden ve on binlerce turist getiren gemiler dümenlerini Yunanistan’a kırdılar.
Zaten az olan turist sayısı dibe vuracak ve muhtemelen bu yaz sezonunda kimse Türkiye’ye gelmek istemeyecek.
Dövizin ne olacağını Pazartesi günü göreceğiz ama iyi olmayacağı aşikardır.
Yabancı yatırımlarla ayakta duran ekonomi tepetakla gidecek.
Darbe girişimlerinin olduğu bir ülkeye hangi yabancı yatırım yapar ki.
***
Bunlar işin ekonomik kısmı.
İşin politik kısmı da var ki esas ona bakmak gerekir.
Türkiye’de demokrasi bir süredir ciddi sorunlar yaşıyor.
AK Parti’nin ve Erdoğan’ın tam hakimiyeti önemli bir gerginlik kaynağına dönüştü.
Muhalefete ve muhalif görüşlere tahammülsüzlük, gazetecilerin sudan gerekçelerle hapse atılması ve tam hakimiyetine rağmen Erdoğan’ın başkanlık sistemine geçme ısrarı önemli gerginlik noktalarıdır.
Diğer yandan doğuda iç savaşı andıran görüntüler, batıda Fettullah Gülen Cemaati ile yürütülen ölümüne kavga ki Cuma akşamki darbe girişimini de cemaatin planladığı söyleniyor, bunların üstüne de gelen kanlı bir darbe girişimi.
Halkın sokaklara çıkıp tankların önüne yatması, darbeci askerlere karşı durması elbette önemlidir.
Fakat daha önemlisi nedir bilir misiniz?
Bunun demokrasinin yeniden inşa edilmesine kanalize edilmesi.
Umalım ki bu halk desteği tek adamlığı pekiştirmek için değil, çağdaş demokrasiyi kurmak için kullanılır.
Bu kanlı darbe girişimi vesile yapılarak Türkiye hak ettiğine ulaşır.
“Her kötülükten bir hayır çıkar” atasözü doğrulanır.
Yoksa hepimizin işi zor…
