Delege sistemi CTP’yi UBP’ye benzetiyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Röportaj

Delege sistemi CTP’yi UBP’ye benzetiyor

Delege sistemi  CTP’yi UBP’ye benzetiyor

DELEGE SİSTEMİ ZARAR VERİYOR: 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, CTP içindeki tartışmaları “çarpık delege sistemine” bağladı. Talat: CTP, örgüt yapısını UBP’ye benzettikçe bundan büyük zarar gördü. Zamanında kolaylık olsun diye yapılan delegelik sistemi CTP’yi UBP’ ye benzetti. Delege sisteminden vazgeçilmesi lazım. Delegeler sadece ilçe yöneticilerini, genel başkanı ve Parti Meclisi’ni seçmeli

ADAYLARI PM BELİRLEMELİ: Talat: Milletvekili adayları bir bir delege gezdi. Adayları Parti Meclisi seçmeliydi. Delegeleri gezerek, bana ya da filana oy ver ya da verme demek CTP geleneğine aykırıdır.  Ama öyle bir sistem kuruldu ki, CTP geleneğine aykırı sistem normal oldu. Bugün kavga ettiği söylenen aynı arkadaşlardır


KKTC’nin 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, başkanlığını yaptığı Cumhuriyetçi Türk Partisi içindeki tartışmaları “delege” sistemine bağladı. Talat, delege sisteminin CTP’deki örgüt yapılarını UBP’ye benzettiğini üzülerek izlediğini belirterek, “CTP’de de delegelik bir mevki haline geldi. Sadece parti başkanını değil, her şeyi delege seçer oldu. Bunlar hep UBP’de olan şeylerdi. Aday olan kişilerin bana oy ver demesi CTP geleneğine yakışmıyor. Delegelik sistemi CTP’yi UBP’ye benzetti” saptamasında bulundu.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda konuşan Talat, buna Cumhuriyetçi Türk Partisi ile ülkedeki çözüm güçlerinin karar vereceğini ifade etti.
Kıbrıs müzakere sürecinde yaşanan tıkanıklığa ilişkin değerlendirmelerini paylaşan 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, yeni yıl ile birlikte Kıbrıs sorununda bir sonuca ulaşılıp ulaşılmayacağı konusunda değerlendirmelerinde bulundu ve “Türk tarafı olarak bizim belli hedef tarihler koymamız tamamen meşrudur, normaldir. Kıbrıs Türk tarafının belli zaman limitleri koyması son derece makul ve meşrudur. Esas olan takvim koyarken, bunu çözümün programlanması bağlamında ortaya koymaktır” ifadesini kullandı.
Profesyonel askerlik konusunda da görüşlerini sunan Talat, “Askerliği kısaltmak demek daha fazla Türkiye askeri yanında, profesyonel askerliğin faturasını da Türkiye’ye ödetmek demektir” saptamasında bulundu.

“Tarih koyup, çözemedik herkes kendi yoluna derseniz, aleyhimize kullanılır”
Ortaya konulan takvimlerde bir sonuca ulaşılmamanın toplumlar üzerinde yarattığı etkiyi değerlendiren Talat, “Belirlenen tarihe kadar, bu konuları görüşeceğiz ve bunları çözeceğiz diye hedef tarihler ortaya koymak müzakerecileri hızlandırma konusunda bir rol oynarsa faydalıdır. Eğer, nihai bir tarih koyup çözemedik diyerek herkes kendi yoluna havası yaratırsak, bu aleyhimize kullanılır ve halklar tarafından da hayal kırıklığına yol açar” diye konuştu.

“Kıbrıs sorununu kısa sürede sonuçlandıracak kadar birikmiş bir müktesebat var”
“Bugün oldu, daha ilk toplantının ortak metni üzerinde anlaşamayan tarafların Kasım ayı içinde başlayacak müzakerelerle, ocak ya da şubat içinde nasıl sonuca varacaklarını kimse değerlendiremiyor, ciddiye de alamıyor” diyen Talat, “Kıbrıs sorunu bütün hususları görüşülmüş ve kısa sürede sonuçlandırılacak kadar elde birikmiş bir müktesebata dayalıdır. Tüm bu birikimlerden yararlanarak, birkaç ay içinde Kıbrıs sorunu bitirilebilir” dedi.
Talat, “Ancak şu andaki ortam bunun olmayacağını gösteriyor. İki aydır, bir sayfalık ortak metin hazırlanamadı. İki tarafta da hahişkar (istekli- arzulu) şekilde çaba ortaya koyan bir hava yoktur” ifadesini kullandı.
Kıbrıs Türk tarafının sürükleyici bir tavır içinde olması gerektiğine işaret eden 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat,  Ancak Kıbrıs Türk liderliğinde bunu görmediğine vurgu yaptı.

“Nerede bağımsızlığımız”
Türkiye’de askerlik süresinin düşmesinin ardından bunun Kuzey Kıbrıs’ta da olması için başlatılan tartışmaları eleştiren Talat, “Hani biz bağımsız bir devlettik” diye sordu.
Talat, “Türkiye’de ne duysak, aynen buraya aktarıyoruz. Acı bir şeydir bu. Fark etmeden Kıbrıs Türkü kendini Türkiye gibi, bir parçası gibi hissediyor. Sözde inkar ediyor, ama benliğinde ve beyninde bunu yaşıyor. Acı olan budur” dedi.
Talat şunları söyledi:
“Bugünkü konu askerlik değil, Kıbrıs sorunu olmalıdır. Profesyonel askerliğe geçelim demekle de olmuyor. O ayrı dünyayı nasıl besleyeceksiniz. Onların maaş ve özlük hakları ne olacak. O maaş ve özlük hakları nasıl verilecek. Askerlik halkla içi içe bir olay değildir. Halktan çoğu zaman uzaktır. Şu anda zaten doğru dürüst bir siyasi otorite yok, otorite sıkıntısı yaşıyoruz.
Otoritesizliğin olduğu yerde profesyonel askerin siyasi yaşamdaki rolü ne olacak? Bütün bunlar çok önemlidir, bunları kontrol altında tutabilmek çok kolay değildir.”

“Daha çok Türkiye askeri demektir”
“Askerlik süresinin düşürülmesi demek, daha çok bölgenin Türkiye ordusu tarafından korunması demektir. Buna mı razısınız, benim sorum budur. Türkiye’de askerlik süresi kısalmadan önce ben böyle bir talep duymamıştım. Taklitçilik işte. Biz, herhalde dünyanın en taklitçi toplumu olarak, burada da olmalı havasına girdik. Bunu inkar etmeyelim, bu acımızı görelim. Askerliğin kaldırılması, sürenin düşürülmesi, tamamen kaldırılması tercihimdir, Kıbrıs sorununu çözerek bunu zaten yapacağız.
Hedefimiz budur. Kıbrıs sorunundan ümidimizi kestik de, askerliği hiç olmazsa biraz daha düşürelim mi diyoruz? Bu konumuz değildir. Sürenin düşürülmesinden tabii ki gençler ve aileleri memnun olur.”

“Çözüm isteyen bir Cumhurbaşkanı seçilecek”
Cumhurbaşkanlığı’na yeniden aday olup olmayacağı yönündeki soruları da yanıtlayan Talat, 2015 yılında çözüm isteyen, bunun için samimiyetle görev alacak birinin cumhurbaşkanı olacağını söyledi.  Talat, “Tüm kalbimle inanıyorum ki, Kıbrıs sorunu uzun boylu devam etmeyecek. Bu sorun çözülecek. Bu sorunu çözecek bir Kıbrıslı Türk lider, 2015’de gelecek. Kim olacağı önemli değil. Ama çözüm isteyen, buna samimiyetle bağlı, bunun için her türlü çabayı ortaya koyacak bir Kıbrıslı Türk Lider 2015’de Cumhurbaşkanı olacak” diye konuştu.

“AKP yanlısı konuşuyor dediler…”
AKP tarafında olmakla suçlandığı açıklamalarına yönelik eleştirileri de yanıtlayan Talat, şu ifadeleri kullandı:
“Kıbrıs’a yönelik Türkiye’deki siyasi güçlerin faaliyetleri buranın davetkar tavırları nedeniyle olmaktadır. UBP, Kıbrıs Türkü’nün siyasi iradesini temsil edemedi. Her şeyi Türkiye’den bekledi ve istedi.
Sonuç itibarı ile de her şeyimize Türkiye’yi karıştırdı. Bunu yapan UBP Hükümetidir. CTP’nin hükümette olduğu dönemde bu yoktu, bu kadar karışmacılık yoktu. Öncelikle biz kendimize bakalım. Eleştirilecek birçok icraatı olmakla birlikte, sol kesimlerin en büyük şikayet konusu olan askeri vesayet sistemini kaldıran da AKP’dir.
Olumsuz görülen uygulamaları ile eleştirirken, olumlu görülen uygulamalarını da takdir etmek lazımdır. Kıbrıs sorununda Türkiye’nin 50 yıllık siyasetini değiştiren AKP’dir. Bunu takdir etmeye gerek yok mu yani?
Ben Türkiye’nin Kıbrıs Türkü ile ilişkili, lehte olan uygulamalarını destekledim. Benim kabahatim bu, bunu destekledim diye bazı çevreler AKP destekçisidir dediler. İlgisi yok. Kıbrıs Türkü’ne uyum sağlamayan politikalarını da eleştirdim.
Ama bir sivil toplum örgütü temsilcisi olarak değil, 2. Cumhurbaşkanı gibi eleştirdim. Fark budur. Benim eleştirilerim keskin olamaz, makul ve ilişkileri bozmayacak şekilde olmak zorundadır. Herkes kendi rolünü bilmelidir.”

“Alternatif yoksa uygulamak zorunda kalırsınız”
Hükümetin gündeminde olan ekonomik protokolün Türkiye hükümeti ile görüşülerek bir mutabakat ile ancak ortadan kaldırılabileceğine dikkat çeken Talat bunun içinde burada bir planın hazırlanarak sunulmasının önemli olduğunun altını çizdi.
Talat devamla şunları söyledi:
“Bazıları ekonomik protokolü iptal edin diyor. Protokol, karşılıklı mutabakat ile iptal edilir. Hükümetin tavrı doğrudur. Konuşacak Türkiye ile anlaşabilirse yapacak, anlaşamazsa yapamaz. Seçim kampanyası sırasında revizyon yapacağız, iptal edeceğiz derlerken, ben yapamazsınız dedim. Çünkü bu uluslar arası bir anlaşmadır, iki taraf da mutabık kalmazsa olmaz.
Elektrik Kurumu’nun özelleştirilmesine şiddetle karşıyım. Eğer biz bir plan yaparsak ve bunu gösterirsek hayır demezler. Ama hiçbir şey yapmazsak, bu böyle devam edemez. Yanlışı bulup ortaya çıkarmak, düzeltmek gerekiyor. Bu her konu için geçerlidir.”

 

“Delege yapısı CTP’yi UBP’lileştiriyor”

CTP-BG’nin aralık ayında yapılacak kurultayı ve parti içindeki tartışmaları da yorumlayan Talat, yaşanan tartışmaların delege yapısından kaynaklandığını söyledi.
CTP’nin örgüt yapısı UBP’ye benzetildikçe CTP’nin bundan büyük zarar gördüğünü vurgulayan Talat, sözlerini şöyle sürdürdü:
“CTP uzun bir süredir erozyon yaşıyor. Bir tahammülsüzlük yaşanıyor. Seçimlerden sonra hükümet oluşumunda bunu yaşadık. Kiminle hükümet kuracağı tartışmalarını bile kendi içinde tartışamadı, sokakta tartıştı.
Birisi, birilerinin dışında bir görüş ortaya koyunca da hep birlikte saldırdılar. Sosyal medya partinin tartışma platformu haline geldi.
CTP’nin iktidar olması, uzun süre iktidarda olmasında,  insanlar bir takım menfaatler talep etti. Bunlar, CTP’de bazı bozulmalara yol açtı. Çok büyük bir yanlış daha var, delegelik gibi bir mekanizma gündeme geldi. Eskiden yoktu.
İlçe ve kurultay delegeleri seçilirdi. Bu delegeler, yeni seçimler yapılıncaya kadar partinin bütün işlerini yürütür, kurultayda genel başkanı seçer, eskiden burada görevleri biterdi, şimdi bitmez. Dönerler, belediye başkanını, milletvekillerini seçerler. Delegelik bir mevki oldu.
Kimdir bu arkadaş denir, CTP’nin filanca delegesi. Bunlar UBP’ de vardı. UBP bu nedenle hep kaoslarla yaşadı.
Parti, onları hoş tutmak zorunda olur, çünkü kurultay var ve aynı delegeler burada da oy kullanacak. CTP, örgüt yapısını UBP’ye benzettikçe bundan büyük zarar gördü. Zamanında kolaylık olsun diye yapılan delegelik sistemi CTP’yi UBP’ ye benzetti. Delege sisteminden vazgeçilmesi lazım. Delegeler sadece ilçe yöneticilerini, genel başkanı ve Parti Meclisi’ni seçmelidir.”

“Bana oy ver, ona verme demek CTP geleneğine aykırıdır”
“Milletvekili adayları bir bir delege gezdi. Adayları Parti Meclisi seçmeliydi. Delegeleri gezerek, bana ya da filana oy ver ya da verme demek CTP geleneğine aykırıdır.  Ama öyle bir sistem kuruldu ki, CTP geleneğine aykırı sistem normal oldu. Bugün kavga ettiği söylenen aynı arkadaşlardır.
Bu arkadaşların kutuplaşacak bir geleneği yoktur ki. Ama sistem bu noktaya getirdi ki, maalesef bu kutuplaşma oldu. Sorun sistemdir, insanların dünya görüşleri değişmedi. Hepsi de hem CTP’yi hem de Kıbrıs Türkü’nü çok seven insanlardır.”

 

“Taklitçilik bize yakışmıyor”
“Türkiye’de türbanlı milletvekilleri var, burada da türbanlı milletvekili yapalım. Bu taklitçilik devam ederse bu da ülkede olacak. Taklitçilik sadece bir kesime özgü değildir. Sayın İrsen Küçük’ü çok eleştirirdik, Türkiye’nin müdahalesini davet edişinden dolayı… Sol da aynısını yapıyor. Türkiye’de askerlik düştü, bizde de düşsün diyor. Taklitçiliği bir kenara bırakmalıyız. Türkiye’de askerlik düştü diye burada bunu tartışmak bana çok ağır geliyor. Hani biz bağımsız bir devlettik. Hani biz Türkiye’nin taklit edilmesini, orada olanların buraya aktarılmasını istemiyorduk. Bu söylediklerimiz yalan mıydı, yoksa işimize geldiğinde mi Türkiye neden karışıyor diyoruz. Bunu başka şeylerde de yaşadık. Burası Türkiye mi, Yoksa küçük Türkiye mi burası? Bunu böyle mi kabullendik, Sol mu kabullendi, İlericiler mi kabullendi,  Bu kadar mı kendimizi hiç görüyoruz?”

 

“Parasını Türkiye mi ödeyecek?”
Talat, “Askerlik Kıbrıs sorunu ile ilgilidir. Kıbrıs sorunu çözülmeden askerliği kaldırmak ancak profesyonel askerliği getirmekle olur. KKTC’nin buna maddi gücünün yettiği söylenirse buna gülerim. Profesyonel askerliği getireceksiniz ve onların maaşlarını da Türkiye’den isteyeceksiniz. Böylesine komik, acınası bir duruma düşülmemelidir” ifadelerini kullandı.

 

“Kararı CTP ve çözüm güçleri verecek”
“Kimin Cumhurbaşkanı olacağı, siyasi güçlerimizin kararıdır” ifadelerini kullanan Talat, “Siyasi partiler aday gösterecek, konuşacak, belki bir araya gelecek ve değerlendirme yapacak. O adaylar daha ortaya çıkmadan ben veya bir başkasının adaylık açıklaması, hem etik hem de siyasi anlamda yanlıştır.
Ben bugün aday olacağım derim, bakarsınız aday gösterilmem, tek başıma aday mı çıkacağım. Ben Don Kişot muyum? Ben, disiplinden gelmiş biriyim. Benim dünya görüşümde bireysel davranış yoktur. Dolayısıyla adayım ya da değilim demiyorum. CTP Genel Başkanlığı’nda aday değilim dedim, kesin ve net tavrımdı, tüm isteklere rağmen de olmadım. Şu an Cumhurbaşkanlığı’na adayım ya da değilim demiyorum. Çünkü buna ben karar veremem. Buna en başta çözüm isteyen en büyük, en güçlü parti CTP ve diğer çözüm güçleri karar verecek.”

“Para alıp maaş ödemek ayıp”
“Türkiye’den para alarak maaş ödememeliyiz. Bunun için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Ayıp bir şeydir bu. Türkiye’den para almayacak şekilde kamu düzenimizi düzenleyelim. İstihdamı durdurmak gerekiyor. Gençleri için de yeni istihdam alanları açılmalı, ekonomi canlandırılmalı.”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar