Dansöz kadın casuslar - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Poli

Dansöz kadın casuslar

(Emine Adalet Pee’nin öyküsü) 

Günümüz dünya koşullarında tek tük duyulsa da bir zamanlar casusluk olayları ülkeler arasında önemli bir faaliyetti ve bu durum birinci ve ikinci dünya savaşı sıraları ile soğuk savaş dönemlerinde sürmüştür.


Casusluk yapan insanlar çoğu zaman bir bilim insanı, bir asker olabildiği gibi, sanatçılar arasında da casusların çıktığı olmuştur.

Sadece erkekler değildi bu olaylara karışan.

Kadın casuslar da vardı.

Üstelik bunlarının bazılarının mesleği dansözlüktü.

Casusluk olaylarına bakarken bunların en ünlüleri Hollanda doğumlu Mata Hari’dir ve onun gibi birçok casusun hikayesi oldukça ilginçtir.

Buna en iyi örneklerden biri Brita Tott verilebilir.

Onun kısa öyküsü şöyle:

“1442’de soylu Danimarkalı bir ailenin kızı Brita Tott, İsveç Kraliyet ailesine gelin olarak girdi. 10 yıl sonra İsveçliler Danimarka’ya savaş açtıklarında, Tott kendi ülkesi için mükemmel bir casus pozisyonuna geldi. İsveç Kralı Charles VIII’nin öldürülme komplosunda suç
ortağı olmasının yanı sıra, ordunun her hareketini engelleyecek ordu sırlarını kendi ailesine taşıyan kuryeydi.

Charles VIII ve hükümet onu vatana hainlikten suçlu buldu ve direk yanmaya mahkum etti. Sonra bu ceza “duvarla örme”ye değişti (tuğla duvarın içine canlı bir şekilde örülmek) daha sonra da cezalar kalktı ve son senelerini Danimarka’da yaşamasına izin verildi.”

Tott, ölmekten kurtulmuştu ama Mata Hari’nin sonu onun gibi olmayacaktı.

“Mata Hari’ (7 Ağustos 187615 Ekim 1917) I. Dünya Savaşı yıllarında, dansçı kimliği altında Almanya hesabına çalışan casus.

Hollandalı olan Mata Hari’nin asıl adı Margaretha Geertruida Zelle’dir .Mata Hari’nin ismi Malay dilinde şafağın gözü, Hint Dilinde şafağın gözbebeği anlamına gelir.

Fransız, İngiliz, Rus subay ve devlet adamlarından topladığı çok gizli askerî bilgileri kızına yazılmış masum mektuplar halinde özel diplomatik kurye ile Paris’ten Almanlara ulaştırıyordu. Alman askerî ve denizcilik istihbarat başkanlarıyla toplantılara katıldığı Madrid’den Paris’e döndükten sonra, 13 Şubat 1917’de tutuklandı. Yıllardır hakkında toplanan belgelerin en önemlisi, son Madrid seyahatinde Madrid elçiliğinden Alman askerî merkezine kendi kodu (H21) ile gönderdiği ve yolda ele geçirilen telgraftı. Madrid dönüşü alacağı 15.000 İspanyol Pezosu tutarındaki çek, tutuklandığı zaman üzerinde bulundu. Bir diğer delil de, 1915’te Fransa’ya dönmesinden önce Alman Gizli Servisi’nden aldığı 30.000 Marklık senetti. Mahkemenin söz konusu paralarla ilgili suçlamasını, “Hediye aldım” diyerek reddeden Mata Hari, kuvvetli delil bulunamamasına rağmen idama mahkûm edildi ve 15 Ekim 1917’de kurşuna dizildi.

İdama giderken gayet soğukkanlı olan Mata Hari, “Bu Fransızlar beni öldürmekle ne kazanacaklar, savaşı mı kazanacaklar?” diye yanındakilere dert yanmıştır. Kurşuna dizilirken gözlerini bağlatmayarak bir cesaret ve soğukkanlılık örneği göstermiştir.”

Bu ünlü uluslar arası kadın ajan Mata Hari bir dansçıydı.

Büyüleyici dansları bir yana, adını tarihe yaptığı casusluklarla yazdırdı.

Mata Hari gibi bir dansçı casus daha var.

Adı: Emine Adalet Pee.

Dünyanın yanıp kavrulmasına ve ikinci dünya savaşına neden olan Hitler’e göbek attığı söylenen bir Türk kadın dansözün kısa öyküsüdür bu.

Bu öykü onedio.com sitesinde yayınlandıktan sonra çeşitli Türk gazetelerine de konu olmuş.

Emine Adalet Pee adlı dansözün bu mesleği dışında bir görevi daha varmış ki o da ajanlık yapmak.

Hitler Almanya’sında bir ara Hitler’e ve çevresine yakın olan dansözün, dönemin Türkiye hükümeti lehine ajanlık yaptığı belirtiliyor.

Bu çerçevede Türk hükümetine yararları olmuş.

Türk dansözün söz konusu kaynakta “Hitler’e Göbek Atan İlk Ajan Dansözümüz Emine Adalet Pee” başlığı altında yayınlanan kısa öyküsü ile bu haftaki yazımızı tamamlıyoruz:

Kadın dansöz ve ajan denince Mata Hari’yi bilmeyen yoktur. Bizim Mata Hari’miz de 1910 İstanbul doğumlu Emine Adalet Pee’dir.

Kendisi hakkında arşivlerde yeterli görsel vs. bulunmamasına rağmen biraz araştırıldığında ilginç bir hayat hikayesi olduğu ve de cumhuriyet döneminde vatana hizmet eden bir dansçı olduğu bariz ortadadır.

Ortaokul yıllarında sahne ile tanışır.

14 yaşında ise Almanya‘ya yerleşir ve dans etmeye burada da devam eder.

Bu sırada amcasının eşinin kardeşi olan Henry Pee ile evlenir ve soyadını alır.

Almanya’da ünlü bir dansçı haline gelir.

Bir akşam yine dans gösterisi için sahnedeyken iki Nazi subayı kendisine gelip Hitler’in propaganda bakanı olan Goebbels’in kendisini görmek istediğini söylerler.

Adalet bu teklifi korkarak da olsa kabul eder.

Ve kendini Goebbels’in malikanesinde bulur.

Burada Goebbels kendisine Almanlar için casusluk yapmasını teklif eder ancak Adalet bu teklifi düşüneceğini söyleyerek oradan ayrılır.

1942 yılına kadar Ankara’ya istihbarat sağlar.

Almanlar için casusluk yapmayı reddeden Adalet kocasının öldüğü yıla kadar Almanya‘dan Türkiye’ye bilgi sızdırma işine devam eder.

1942 yılında Türkiye’ye döner ancak çok fazla kalmaz.

Hitler’in yaveri Freglayr ile yakın ilişkileri işine yarar.

Bu yakınlık sayesinde Hitler’e özel dans eden bir sanatçı olarak Hitler’e yakınlaşacaktır ancak o sadece bir dansöz değil aynı zamanda MAH (Milli Amale Hizmet)‘in yani cumhuriyetin ilk MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI’nın bir casusudur.

Almanların Paris’i işgal edeceğini Ankara’ya haber verir.

Bu bilgi dönem için çok önemlidir çünkü kimse Almanların Paris’i işgal edeceğini aklından dahi geçirmemektedir.

Türkiye Paris’teki Türk vatandaşlarını çağırıp zarar görmemelerini sağlar.

Emine Adalet bir tiyatro turnesi için Konya’dayken Atatürk ile tanışır.

Hatta çevresindekilere Atatürk kendisini sahne başarısından ötürü yanağından öptüğü için bir hafta boyunca yanağını yıkamadığını söylemiştir.

Sanat hayatına 70 yaşına kadar devam eder.

Yanık Kaval, Uçuruma Doğru, Deniz Kızı gibi filmlerde oynamıştır.

Zeki Müren kendisine hayrandır.

Sık sık Emine Adalet’i izlemeye giden Zeki Müren’in “O’na aşık olanlardan biriydim” dediği söylenmektedir.

Zor bir hayatı olan Emine Adalet yıllarca Beyoğlu’ndaki eğlence mekanlarında sahne almıştır.

1985 yılında Darülaceze’de yapayalnız ölür.

Ancak bir kaç ömre sığmayacak olan anıları da onunla birliktedir.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
1
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar