Venedikliler adayı aldıklarında Lefkoşa’da Ortodokslara ait seksen kiliseyi yıkıp, onlardan elde ettikleri taşları surların yapımında kullandılar.
…
Osmanlılar gelince, onlar da kilise çanlarını söküp çanları top yapımında kullandılar.
…
Gelenler bir şeyleri söküp, yerine başka bir şey yapıyordu.
…
1596 yılında adaya gelen Dandini adlı bir İtalyan din adamı, Lefkoşa’da da bulunmuştu.
Osmanlı yönetimi adada henüz 27’inci yılındaydı.
Dandini’nin yazdıklarına göre o zaman adanın tümünde Türk nüfusu 12-13 bin civarındaymış.
Bunların birçoğu da “rahat etsinler diye” İslam dinini kabul eden dönmelermiş.
…
Dandini adlı yazar, adada Osmanlıların bulunuşunu, Rumların günahkarlığına bağlar ve şöyle der:
“Tanrı ada Rumlarının günahlarını ve dini görüş ayrılıklarını bu şekilde cezalandırmayı yeğlemiş.”
…
Rumlar cezalıydı.
Venedik döneminde de öyleydiler.
Osmanlı döneminde de.
Lefkoşa’nın herhangi bir kapısından at sırtında Lefkoşa’ya giremezlerdi.
Gireceklerseydi, atlarını bir köşede bırakıp öyle girmeliydiler.
…
Bir yazımızda bu durumun Mağusa’da da olduğunu belirtmiştik.
…
Gerçekten ok çekmişlerdi.
Cezalıydılar!
…
Halbuki Kıbrıs’ın kadim halkı Rumlardı.
Ama bir tülü gelip gidenin cezasından kurtulamıyorlardı.
…
Osmanlı padişahlarının eşleri Ortodoks kökenli olunca, Rumlar biraz da olsa rahatlamışlardı.
Çünkü Osmanlı Katolikleri sevmiyor, Ortodokslara ise belirli özgürlükler tanıyordu.
Bu yüzden Rum papazların çoğu Osmanlı ile iyi geçinmenin yolunu arıyorlardı.
Ama neticede başkalarının egemenliği altındaydılar.
Ve bundan kurtulmak bir “ülkü” meselesiydi.
…
İngiliz geldiğinde de durum aynıydı.
Onları büyük bir hevesle karşılayan Rumlardı.
Sonra, İngiliz’le de anlaşamadılar.
…
Ada Türklerinin yüzyıllar içinde kendilerinden biri olmalarına rağmen, 1960 Cumhuriyetini birlikte yaşatma iradesini gösteremedikleri de söylenebilir.
Demek ki, kendilerinden biri görmüyorlardı Türkleri.
…
Birlikte yaşadığınız insanlarla da anlaşamıyorsanız durum vahimdir.
…
Gün geldi kapılar kapandı, bu kez içeri yaya olarak da giremediler.
…
Şimdi kapılar açık.
Arabaları ile geçebiliyorlar ama kayıt altında.
…
Yani, değişen pek bir şey yok.
Yine kapılardan izin alıp giriyorlar.
Çanlar yine çalındı,
Kiliseler yine harap edildi.
…
Ya Dandini haklıydı, ya gerçekleri bir türlü göremiyorlar, ya da tarihlerini kanıksamış durumdadırlar…
