Şimdilerde el yazısı kalmadı.
Kim kalemi eline alıp bununla yazı yazar ki!
Kalemle yazı yazmak bir tek imza atmaya kaldı!
…
Böyle bir ortamda birine dolma kalem hediye etmenin ne anlamı var?
…
Daktilo yaygınlaşana kadar roman yazarlarının işi zordu gerçekten.
Onca sayfayı kalemle yazmak; olmayan yerlerini karalamak ve tekrar yazmak, düzeltmeler üzerinde uğraşmak…
Zor zanaattı…
…
Tuşlu daktiloların 1873 yılında üretildiği belirtilir.
Daktiloda yazılan ilk roman Mark Twain’in “Tom Sawyer’in Maceraları” adlı yapıtı…
…
Böyle olunca el yazması roman örnekleri değerlenir.
Klasikler arasında yer alan birçok ünlü yazarın romanlarının el yazmaları paha biçilmez olur ve zaman zaman bunlar sergilenerek okur dünyasının bilgisine getirilir.
Kimi aşk mektupları ya da dostlara yazılan mektuplar bile böyle…
…
Daktilo seri yazı yazmaya elverişli hale geldiğinde ve seri halde satışa sunulduğunda aslında bir dönemin de başlangıcı sayılıyordu bu gelişme.
Devlet işlerinden, kütüphaneciliğe ve gazetecilikten yazarlığa kadar birçok meslekte işler kolaylaşacak, iletişim hızlanacak, üretim de artacaktı.
Bugünkü koşullarda düşünüldüğünde pek anlamı kalmıyor gerçekten, ne biçim “hız” kazanıldığı da pek algılanmıyor olabilir…
…
Olan parmaklarımızın kaybolan yeteneğine olmuştur!
Bugünkü koşullarda kalem tutan eller klavyede dans etmekte kalem tutarken şaşırmaktadır; hünerini ve estetiğini kaybetmiştir, kaybolan duygular gibi!
Çok geçmeden klavye de ortadan kalkınca, durum başka bir boyut kazanacak…
…
Günümüzde daktilolar da diğer birçok şey gibi, (islim, dikiş makinesi falan) antik bir değer olarak bir evin veya bir iş yerinin köşesini süsleyebilir anacak…
…
Daktiloların sesi komşudan duyulurdu, dikiş makinesi gibi kendine özgü bir şarkısı vardı…
…
Bir roman veya herhangi bir kitap okunduğunda nerede, nasıl yazıldığına bakmaz insan.
Sıradan bir okur bunları düşünmeyebilir…
…
Tabii el yazısı ile yazı yazanlar taş tabletler üzerine yazı yazan Babillilerden daha şanslıydılar!
…
Daktilo veya klavyenin piyano ile ilişkisi olduğunu düşünmüşümdür hep halbuki ne alaka!
İki elin parmakları tuşların üzerinde ahenkli bir şekilde gezinirken, piyano tuşlarının üzerinde de aynı ahenk söz konusu.
Marifet, parmakların hangi tuşlarda, hangi görevde olacağı meselesi olmalı ki onun da zihindeki bilgi birikimi ile ilgisi olsa gerek.
Daktilo başına oturmuş biri ile piyano başına oturmuş biri arasında pek bir fark yoktur!
Duruşları benzerdir.
İkisi de bir şeyler çalmaktadır, ama ürettikleri farklı; biri yazı üretiyor diğeri müzik…
…
Cem Karaca “İhtarname” adlı parçasında daktilo sesi kullanmıştı.
Daktilo sesleri arasında şöyle sesleniyordu:
İhtarname…
Çeken: Türk halkı…
Çekilen: Siz, siz siz…
Konu: Bal gibi bilirsiniz…
