Kıbrıs Türk toplumunun hiç geçmeyen sorunları, bu koşullarda geçmeyeceği söz konusu olduğu bir zaman diliminde yaşıyoruz.
Tüm dünyadaki sorunlar halkların demokrasini özgürlüğünü ve ekonomisini tehdit ederek Içinden çıkılmaz bir halde dönüştürmüştür. Bizler de ülkemizde bu sorunlardan uzak olmadığımız gerçeği ile yüz yüzeyiz bunların hepsini anlayabiliriz, ancak anlayamadıgım topluma yansıyan sorunların çözümü noktasında siyasal sorumluluk alanların toplumsal fayda sağlama çalışmalarının topluma nasıl yansıdığını’ yada yansımadığını’ sorunların çözüldüğünü yada çözülmediğini görecek analiz edecek sonuçlandıracak yapıların yetersizliği nedeniyle ülkemdeki ölçülemeyen birçok mesele gibi neyin nasıl yapılabildiğini de ölçemediğimiz sadece siyasilerin popülizm sözleri üzerinden nelerin yapıldığını topluma anlatmaları sonucunuda anlamaya çalışmak, buradan Ülkemdeki sorunların çözümsüzlüğü üzerinden birtakım çözümler geliştirmeye çalışan statüko, bunuda “tanınmamak” ile ilişkilendirerek sorumluluklarından kaçanların hala demokrasinin nimetlerinden faydalanarak halkı temsil ettiklerini zannediyorlar. On yıllardır süregelen kronikleşmiş sorunlarımızın ötesinde son 2 yıldır pandemi ile başlayan ama bir türlü bitmeyen sorunların çözülmesi için çok uzun zamandır söylediğim, söylemeye devam edeceğim birlikte ve dayanışma kültürünün eksikliği, örgütsüz toplum olmanın ortak sorunlarımızı birleştirerek mücadeleye dönüştürmenin önündeki engeli aşabilmek için Başımıza daha başka neler gelmeli. TL değer kaybının devam ettigi önüne geçemediğimiz, Enflasyonun her geçen gün arttığı, Halkın alım gücünün yok olduğu gelir kaybının devam ettiği, temel tüketimden tutun, enerji, kiralar, vergiler, yaşam normalmişçesine devam ediyor.
Tüketim toplumu haline dönüştürülen Halkın haklarını arama noktasında Çağdaş toplumların demokrasi anlayışı çerçevesinde mücadele eksikliği çok net olarak ortadadır. Dolayısıyla alışkanlıklarımızdan vazgeçerek haklarımız arama noktasında ortak mücadeleyi ve dayanışmayı Kıbrıs Türk toplumu başarmalıdır. Daha da kötüyü beklemeden güzel ve aydınlık günler hedeflenmelidir.