CTP tam 7 yıl önce halk iradesinin ve demokrasinin çiğnenmesine sebep olan ÖRP vakasına müdahil olmuştu. Adam partide genel sekreterken, sırf bakan olsun diye anlaşma yapmış istifa etmiş, partisini de hükümete girişini garanti ettikten sonra kurmuştu. CTP ise, en başından bu işin içindeydi.
O dönem öyle bir eleştiri almıştı ki, iktidar olmasına rağmen, kendi partililerinin bile hışmına uğramıştı. 2009 seçimlerindeki kaybının bir nedeni icraatlarıyla ilgiliyse, diğeri ÖRP'nin vaftiz babası olmasındandı.
Şu anda baktığımda, CTP'nin 2006'daki yanlışı bu kez yapmama niyetinde olduğunu görüyorum. Ve bu tutum kurultaya hazırlanan CTP'deki her iki kanat için de geçerli. Ferdi Sabit Soyer'in "Erken seçim CTP ve diğer muhalefet partileri tarafından dillendirilmiş bir temel talepti. UBP içerisindeki çekişmeler, gerginlikler ve ülkenin içinde bulunduğu durum artık bir gün daha uzayamazdı" sözleri, CTP içindeki mutabakatın ifadesi gibi görünüyor.
Erken seçim isteyen süre pazarlığı yapamaz, yapmamalıdır. Oysa aylardır "hemen şimdi" diyenler, yumurta kapıya gelince bin bir dereden su getirmeye başladılar. Yok ağustos, yok eylül… Neden acaba?
İki nedeni var, birincisi hazır olmadıklarından. Yani, her ne kadar da “Biz seçimden korkmayız” deseler de, bir UBP bir CTP gibi organize örgüt yapısına sahip olmadıklarından, zamana ihtiyaçları var.
Ama ikinci neden daha önemli. Bu da, UBP'den atılmak üzere olanlardan gelen talep… Niyetleri uygun bir süre kazanarak yeni bir siyasi oluşuma gitmekti. Hatta bir azınlık hükümeti kurarak seçime Başbakan veya bakan olarak gitme hayalleri… Bilmiyoruz, belki de mutabık kaldıkları konular arasında bu da vardı. O zaman ne olacaktı, CTP, DP VE TDP bu kez hep birlikte yeni bir ÖRP vakasına destek vereceklerdi.
İşte CTP bu kez, bu oyuna gelmedi. Zira geçen defa ağzı yanmış, seçimde halk tarafından cezalandırılmıştı. TDP de Allah’ı var, bir ki mırın kırın etse de, aday belirleme çalışmalarını hemen başlattı. Görünürde bir tek telaşta olan DP var.
Her neyse. Eğri gemi doğru sefer. Mevcut hükümetten bu dağınıklıkla herhangi bir icraat beklemenin imkanı yoktu. Erken seçim kaçınılmazdı. Yani en yüce hakeme, halk iradesine başvurmak en doğru yol olacaktı. Ona buna kıyak sağlayacağız diye seçim tarihini sallamanın anlamı yoktu. CTP sağduyulu davrandı, bunu yaptı. Olaya kısa günün karı diye bakmadı.
Yorgancıoğlu'nun dediği gibi hedef UBP'den kurtulmaktı… Bu yolda da başkalarının kuyruğuna maşrapa olmanın alemi yoktu.
Herkes şimdi berber sandalyesindedir. Kısa süre sonra saçları önlerine düştüğünde ak mı kara mı görecekler.
YERİN KULAĞI VAR
SANDIĞA YANSIR MI: Son UBP Kurultayı’nda %50 civarında oy alan Ahmet Kaşif ve arkadaşlarının tek umudu, bu oranın kendi lehlerine sandığa taşınması. Ancak bilinen bir gerçek vardır ki, partiden ayrıldıktan olayın yüzü çok değişir. Dün yanında olanlar, bir bakmışsın ki ortada yoklar. Unutmayın ki, UBP seçmeni çok ketumdur, bunun örneklerini geçmişte çok gördük…
KAŞİF HALA FARKINDA DEĞİL: Ahmet Kaşif diyor ki; “Herhangi bir partiye katılma kararımız yoktur. Bir parti de kurmuş değiliz. Daha önce de ifade ettiğimiz üzere sonuna kadar Ulusal Birlik Partisi’nin içinde kalacağız…” Sayın Kaşif hala daha yaptıklarının farkında değil. Kendi partisi aleyhine güvensizlik önergesi veren birisinin, hala daha bu şekilde konuşmasını ve “Bizim partiden ayrılma gibi bir düşüncemiz yok” demesini ben anlayamadım, eminim sizler de anlayamadınız…
LİSTE 5-6’YA DÜŞER Mİ: UBP’den ihraç edilecek milletvekillerinin listesi açıklandı. Ahmet Kaşif, Zorlu Töre, Hasan Taçoy, Afet Özcafer, Ergün Serdaroğlu, İlkay Kamil, Ejder Aslanbaba ve Türkay Tokel ihraç istemiyle disipline verilecek. Siyasette 24 saat çok önemlidir derler. Bu 8 kişi için son güne kadar kimse garanti diyemez. Bakın görün en sonunda bu sayı 5-6 ile sınırlı kalacak…
GAZA GELMEMEK LAZIM: Seçim tarihinin belirlenmesinin ardından, UBP’den ihraç edilecek vekillerin gidebileceği tek adres olarak Demokrat Parti kaldı. Orada da sorun yaşarlarsa, UBP’den ihraçları istenen 8 milletvekili, 28 Temmuz’da yapılacak erken genel seçimlerde aday olamayacaklar. Birilerinin gazına gelip, önüne arkasına bakmadan yola çıkarsan olacaklara da katlanacaksın…
DP’NİN İŞİ ZOR: Öyle görünüyor ki, ihale DP’nin üzerine kalacak. Meclis öyle bir seçim tarihi açıkladı ki, ihraç edilen vekillere pek bir seçenek bırakmadı. CTP ve TDP’ye gidemeyeceklerine göre, tek adresleri DP olacaktır. Zaten bu yola çıkılırken, bunun kararı alınmıştı. Ancak DP’den aday olacak olan gerçek DP’liler bu duruma ne diyecekler. Özellikle Lefkoşa ve Mağusa’da aday sıralarda epey kavga çıkacağa benziyor.
OYUN BOZULDU: Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Mustafa Yektaoğlu açıkladı; DP ve TDP sırf güvensizlik önergesinin görüşülmesini öne almak amacıyla Kıbrıs konusunda oturum talep ettiler. Çünkü önergelerinin görüşülebilmesi için 2 oturum geçmesi gerekiyordu. Yapılan büyük bir ayıptı, Kıbrıs konusu gibi ulusal bir mesele, küçük çıkarlara alet edilmek istendi. Oyun UBP ve CTP tarafından bozuldu.
KEÇİ GÜLDÜ KOYUNA: KKTC'deki iç politik gelişmeler Kıbrıs konusunda sıkışan Rum tarafına can simidi gibi geldi. Hükümetle ilgili gelişmelerin içine hiç alakasız bir şekilde Cumhurbaşkanı’nın müzakereciliğinin tartışıldığı yalanını yerleştirdiler. Bu şekilde BM'nin "Rum müzakereci kim olacak" sorusunun yarattığı krizin yönünü değiştirmeye çalıştıkları çok açık. BM bu oyunu görmeli…
ZİRVEDEKİLER
Sonay Adem: “Biz Saray’da çizilen senaryonun parçası olacak bir parti değiliz. Birileri Saray’da toplanarak bakanlık pazarlığı yapmış olabilir. CTP ilkeleriyle var olmuş bir partidir.” Bu cümlede hem bir ihbar, hem de sıkı bir duruş var…
DİPTEKİLER
Ahmet Kaşif: “Bizim hedefimiz çiftçinin, tüccarın, sanayicinin, çalışanın istifa çağrısında bulunduğu, tutarsız, bir dediği diğerini tutmayan, yanlış icraatlar yapan İrsen Küçük’ün Başbakanlığı’na son vermektir” diyor Ahmet Kaşif. Ama bu cümleden önce de, asıl derdini dile getiriyor; “UBP kurultay sürecinde yaşananlar ortadadır. Kurultay sürecinde yaşananları yok sayarak bir yere varmaya çalışmak gerçekçilik olamaz, bu yaklaşım ülkeye ve partiye bir yarar sağlamaz.” Tam bir itiraf…
.JPG)
Management Centre ve Gazimağusa Belediyesi iş birliğinde faaliyete geçirilen “Geleneksel Üretimde Kadınlar Projesi”, Gazimağusa Bandabulya’ya hareketlilik getirdi
