CTP başta yapması gerekeni şimdi yaptı.
Ömer Kalyoncu’nun genç bir ekiple işe başlayacağını sanıyordum.
CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’ın “eski alışkanlıkları” buna engel olmuştu.
Ve kendisinin de izahta zorlandığı bir kabine ile halkın karşısına çıkmak zorunda kalmıştı Ömer Kalyoncu.
Oysa CTP’nin aslında 50’sine merdiven dayayan genç milletvekilleri en önemli gücüydü.
CTP gecikmeli de olsa bu güçten yararlanmaya karar verdi.
Bence doğru olanı yaptı.
Açıkça görünen oydu ki çiftçiye-hayvancıya para yetiştirmekten başka bir amacı olmayan ile tarımda köklü reformlar yapmak mümkün değildi.
Hele de gelen su ile birlikte aslında kalkınacağı aşikar olan tarımda çoktan planlamalar yapılmalıydı.
Ne üreteceğimiz ve bunun için gelen suyu nasıl kullanacağımıza ilişkin halk çoktan bilgilendirilmeliydi.
Diğer bakanlıklarda da durum farksız değildi.
İyi bir devlet memuru olmak ülkenin kaderini etkileyecek icraatlara imza atmak için yeterli olmadığını çok net bir şekilde gördük.
Günü idare etmenin yatırımların önündeki en büyük engel olduğunu da gördük.
Sadece kısaca belirttiğim bu nedenlerden dolayı hükümetin CTP’den kaynaklanan sürekli bir savunma hali vardı.
Halbuki vatandaşın beklediği icracı makamların sürekli savunma yapması değil, memleketi ayağa kaldıracak icraatlara imza atmasıdır.
Umalım ki yeni göreve başlayacak olanlar milletvekili pozisyonunda sergiledikleri devrimci ve dönüşümcü tavırlarını sürdürürler ve bir farkları olduğunu kanıtlarlar.
***
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiasdes bir haftadır Çin’dedir.
Anastasiades’in görüşmelere ara verip de Çin’e gitmesinin tek nedeni vardır o da dış yatırımcı bulmak.
Anastasiades Çin’de yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Kıbrıs’a yatırım çekmek hükümetimizin en yüksek önceliğidir, yabancı yatırımlar ekonomik büyüme, istihdam yaratma ve refah için bir katalizör rol teşkil eder.”
Anastasiades büyük bir ekonomik krizle boğuşuyor ve görüşmelere ayırdığı zamanın fazlasını da krize ayırıyor.
Dış yatırımcı çekerek krizden kurtulabileceğini çok iyi biliyor.
Aynısı bizim için de geçerlidir.
Eğitimde, sağlıkta, turizmde ve tarımda yapılacak yatırımlar bizi birçok kronik sorunumuzdan kurtaracaktır.
Kıbrıs sorunu görüşmelerinin pozitif bir ortamda ilerlemesi tıpkı 2004’de olduğu gibi yabancı yatırımcıyı cezp etmektedir.
O zaman sadece inşaat sektörüyle sınırlı kalan gelişme beraberinde birçok sorun getirmişti.
Şimdi planlı bir şekilde ve süratle yatırımcıya uygun ortam sağlanmalıdır.
Ve tıpkı Anastasiades’in yaptığı gibi bizim hükümetin de önceliği yatırım olmalıdır.
