CTP ‘DEĞİŞİM’, UBP ‘AYNEN DEVAM’ dedi... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

CTP ‘DEĞİŞİM’, UBP ‘AYNEN DEVAM’ dedi…

Köş, MoreketMehmet Moreket

CTP ve UBP’de liste savaşlarının birinci raundu bitti. Üyeler adaylarını seçtiler, halkın önüne koydular…

En belirgin sonuç, CTP “değişim” derken, UBP’nin “değişmeme”yi seçmesi…


CTP sadece yeni isimlerle çıkmadı sahneye. Seçtiği isimlerde, yeni dönemde, yeni politikaların izleneceğinin de işareti vardı… Geçen dönemde başlayan, çağın gereklerine, düşünce yapısına sahip isimlerle yola devam etme trendi devam ediyor. Bir değişim, bir dönüşüm arzusu hissediliyor.

Ve yeni dönemde Tufan Erhürman’a ‘yeni’yle ‘geleneksel’in arasında, doğruyu bulma konusunda çok iş düşeceği anlaşılıyor. Özellikle parti içinden gelecek ayak sürümelere ve manipülasyonlara karşı, kararlılık ve dik duruş gerekiyor…

UBP bildiğiniz gibi… Bunca eleştiriye rağmen, üyeler partilerinden hoşnut. Sağlığı kördüğüm haline getiren bir Faiz Sucuoğlu birinci çıkabiliyor. O insanlara sormak lazım, sağlık sisteminden de memnun mudurlar, yoksa parti işleri başka bir şey mi..?

Aslına bakarsanız, gidişat aday adaylıklarından belliydi. Kadın kotası da olmasa, hiç değişik isim göremeyecektik galiba. Sonuçta üye de, önüne konanı seçti.

Her neyse, orada da çok cezalandırılan var. Mesela Turgay Avcı gibi… Kendisi aksini savunsa da, parti onu silmiş atmış…

Düne kadar partilerin içindeki kesme biçme işleri, şimdi vatandaş nezdinde sürecek.

Göreceğiz bakalım, vatandaş ne diyecek…

Partilerin değişen ve değişmeyen yapılarına ne diyecekler..?

Şu saçma kadın kotasının dayattığı, ucube duruma nasıl bakacaklar..?

Ülke ve toplum adına mı, yoksa kendi çıkarları için mi oy kullanacaklar…

Şimdi sırada süslü vaadler var…

Acaba seçmen açısından vaadler, adaylar kadar etkili olabilecek mi..?

 


SEÇİM ÖNCESİ BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI…

Mehmet Ali Talat, Başkanlık sisteminin KKTC’ye yararlı olacağı görüşünü Cumhurbaşkanlığını bıraktığı 2010’dan buyana dile getiriyor. Bunun, siyasetteki yozlaşmaya, partizanlıklara ve güçlü hükümetler kurmaya yarayacağını söylüyor. Bugünlerde de bir gazeteye yaptığı açıklamada, bu sistemle güçlü bir iktidar çıkmasının mümkün olmadığı görüşünü ortaya atmış ve “başka sistem arayışlarına girilmelidir” demiş…

Başkanlık sistemine geçilmesi gerektiğini savunan sadece Talat değil. Yelpazenin değişik kanatlarından vekiller benzer şeyler söylüyorlar.

O zaman bu, önümüzdeki dönemde, bir anayasa değişikliği ile başkanlık rejimine geçişi konuşacağımız anlamına mı geliyor? Hele de Türkiye’nin benzer bir sisteme geçtiği bugünlerde…

KKTC’de şartlar rejim değişikliği için uygun mudur..?

Partilerde böylesine köklü değişikliği sürükleyecek liderlikler ve kadrolar var mı..?

Başkanlar istese bile, diğerleri buna onay verir mi..? Böyle bir sistem işlerine gelir mi..?

En önemlisi halk ne der..? Acaba bu sistem bize gerçekten uygun mudur..? “Ben yaptım oldu” anlayışının geçerli olduğu bu ortamda, tü yetkileri eline geçirmiş bir başkanın, bu gücü nasıl kullanacağının garantisi var mıdır..? Demokrasimiz hala kurumsallaşmamışken, biz hazır mıyız?

Buna karar vermek için önce ortamın olgunlaşması gerekir galiba.

“Çare başkanlık sistemi mi” adlı kitabında, başkanlık sistemlerini inceleyen Tufan Erhürman, bunu çok güzel açıklamış. Diyor ki; “Evet ülkedeki siyasi sistemde ciddi yozlaşma vardır. Ama nasıl ki tıpta hastalığın teşhisinden sonra hastanın bünyesi de dikkate alınarak ilaç önerilirse, bu alanda da önce yozlaşmanın kaynakları doğru teşhis edilmeli, sonra toplumsal ve siyasi bünye dikkate alınarak doğru ilaç önerilmelidir… Aksi halde dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan olabiliriz…”.

Biz sistemimizi adam gibi yargıladık mı ki, yenisinin arayışı içine girelim.

Doğrusu korkarım…


YERİN KULAĞI VAR

YENİLENME BAŞKA BAHARA:

Partilerin aday seçimleri beklenenin aksine, yine “eskilere” yaradı. Özellikle UBP’de mevcut vekillerin listelerin ön sıralarında yer almaları sürpriz oldu. Hakkında iddialar bulunan vekillerin liste dışı bırakılması için gençler tarafından başlatılan propaganda da pek işe yaramadı. Kısacası UBP o bildik UBP, değişim ve yenilenme gibi bir dertleri yok…

 

ÖRP’LİLERE ÜYEDEN ONAY YOK:

Parti yönetimi onay verse de, yıllar önce UBP’den ayrılarak ÖRP’yi kuran ve iktidardan gitmesine neden olanların başında gelen 2 isme üye onay vermedi. Eski bakanlardan Turgay Avcı ve Erdoğan Şanlıdağ, adaylık seçimlerinde sandıktan çıkamadılar. Belli ki UBP’li üyeler 2006 yılında yaşananları hala unutmamış…

 

5 BİN NEREDE:

UBP övünerek 12 bin üyeden bahsetti. Ön seçime katılan partili sayısı 7 binlerde kaldı. 5 bin kişi seçime katılmadı. Yani yüzde 41… Neredeyse yarıya yakın. Katılım neden bu kadar düşük oldu acaba? Üyenin yarısı, ilk kez kendine verilen bu hakkı neden kullanmak istemedi? Üstünde düşünmeleri gerek bence… Şimdi ellerinde listeler var. Herhalde bu 5 bin kişiyi yoklayacaklar. Ha, yedi bini aşkın kişiyi sandığa getirmek de bir başarı mıdır? Kesinlikle evet…

 

HP’DE KRİZ BİTMİYOR:

Partiler adaylarını belirleyip seçime hazırlanırken, Halkın Partisi kendi iç krizleriyle boğuşuyor. Gün geçmiyor ki, partinin açıkladığı adayları ile ilgili bir iddia ortaya atılmasın. Genel Başkan Kudret Özersay’ın aday tespitinde tek başına hareket ettiği iddiaları, sadece toplumda değil, partisinde de huzursuzluklara neden oldu. Şimdi gözler, partideki aday krizinin sandıklara nasıl yansıyacağında…

 

NÜFUS-SEÇMEN SAYISI KARMAŞASI:

Basında hala seçmen sayısı ile nüfusu karıştıran yorumlar yapılıyor. Mesela YSK’nın 2013 seçimleri için açıkladığı 214.040 sayısı, nüfus sayısı. O seçimlerde seçmen sayısı ise 172.803 olmuştu. YSK son bir kaç gün içinde ısrarla vurguladığı gibi ‘nüfus’u açıkladı. Seçmen sayısı ise, 3 Aralık’ta askıya çıkıp, 7 gün askıda kaldıktan sonra belli olacak…

 

HER YERDE GÖRÜNEYİM:

Birden fazla partide üye olmak, bir de üstüne üstlük aday çıkmak nasıl bir şeydir… Bunu yapanın “illa da milletvekili olacağım” diye bir derdi olabilir. Ya da “her yerde görüneyim, işim olsun” gailesi… Bu yaygın bir mentalite ve işlerin nasıl yürüdüğünün kanıtı…  Ama ya listelerini güncellemeyen partiler? Ciddiyet mi bu..?


ZİRVEDEKİLER

Eşref Çetinel:Nitekim siyasi sorun sosyal medyada artık daha çok  tartışılıyor!  İnsanlar birbirlerini nasıl şah mat edeceklerinin yarışında olmadık eksantrik görüşlerini yayarken, entel gevezeleri de ne kadar bilmiş ve akıllı olduklarının ispatı için yarışıyorlar! Sonuçta olanlar siyasi sorunun ‘davasına’ oluyor! İnsanlar nasıl ki layık oldukları yönetimlerle yaşarlar, özgürlük ve egemenliklerine sahiplikleriyle devlet oluşları da layık oldukları kadardır!…”

 


DİPTEKİLER

Sürücülerin Yarısı Suçlu: Sadece Girne bölgesinde ve sadece bir gecede 214 araç sürücüsüne, trafik suçlarından işlem yapılmış. Hem de kontrol edilen 550 araçtan 214’ü, neredeyse yarısı. ‘Bu ne başı boşluktur’ diye düşünürken, cevabını da verdiğimi farkettim. Evet bu tam bir başıboşluk. İnsanlar artık bu ülkede otoriteyi hissetmiyor. Çaresi, KKTC’nin bir hukuk devleti olduğunu tüm vatandaşlara hatırlatmak olmalı. Bunun da yolu daha sıkı denetim. Başka yolu yok.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar