“Çözümsüzlüğün mağduru”... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

“Çözümsüzlüğün mağduru”…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Tespit, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın…

Ne güzel bir tespit.


Hiç kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçeklik…

Savaşın galibi olsak da…

Biz çözümsüzlüğün mağduruyuz…

Tamam, sınırları belli, bizim olan bir devletimiz var.

Yasasıyla, yargısıyla, her türlü düzeniyle…

Azınlık değiliz. Ama bu dünyadan izole…

Kendi başımıza sonsuza kadar bu tuhaf yaşamı sürdürebilir miydik? Dünyaya direkt uçuş yapamadan, istediğin yere istediğin ürünü satamadan, pasaportun, kimliğin dünyada tek bir ülke tarafından tanınarak…

Yaşar ne yaşar, ne yaşamaz hesabı, 44 yıldır böyle…

Sömürgeyi adadan atıp, birlikte ortaklık devleti kurduğumuz taraf, o devletin her türlü avantajının üstüne oturup, dünya devleti olurken ve yıllar içinde yeniden bir ortaklık fikrinden giderek uzaklaşırken, statüko kemikleşirken…

Her attığımız adımda ambargoyla karşılaşırken…

Mağduruz…

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki; “Anavatan ve Garantör Türkiye, çözüm ve uzlaşı yönündeki güçlü iradesini defaatle ispat etmiş bulunan Kıbrıs Türk halkının çözümsüzlüğün mağduru olmasına da izin vermeyecektir. Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da her zaman Kıbrıslı Türk kardeşlerinin yanında olmaya devam edecek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yürüyeceği yolda desteklemeyi, gerek Kıbrıs Adası’nda, gerek Doğu Akdeniz’de barış, özgürlük ve istikrar ortamının teminatı olmayı sürdürecektir”.

İşte meselenin özü burada yatıyor.

Eski demeçleri hatırlayın. Türkiye’de kim iktidara gelmişse, benzer sözler söylenmiş, benzer yardımlar eksiksiz gönderilmiştir.

Bu ortamda bile, bugünkünden çok daha iyi şartlarda yaşamak adına yapabilecek çok şeyimiz olmasına rağmen, onları değil de yanlış olanı seçtiğimiz için de mağduruz…

Biz sadece Kıbrıs sorununun ya da çözümsüzlüğün değil, kendi hatalarımızın da mağduruyuz…

O destekleri, o katkıları hepimiz için değil, onun bunun menfaatine kullandırdığımız için şimdi hep birlikte mağduruz.

Eğer doğru seçimler yapmış olsaydık, çözümsüzlük bizi bu kadar acıtmayacaktı. O zaman “tek çare çözüm” demeyecektik belki de… Rum tarafının bizimle resmen dalga geçiyor olmasına izin vermeyecektik. Belki “illa da çözüm” diyen taraf onlar olacaktı… Yapamadık…

Genç nesiller bunu, bizim gibi içinde yaşayanlardan çok daha net olarak görüyor ve isyan ediyorlar.

Hepimiz bu düzenin bir şekilde parçası olduğumuz için kanıksadık gidiyoruz da, gençler öyle değil.

Aslında esas mağdur onlar.

Onlara böyle bir kaos, böyle bir belirsizlik, böyle bir çaresizlik bıraktığımız için…

Kıbrıs Türkünü ambargonun etkisinden korusun, kuzeyde kendi kendine yeten bir devlet olsun diye 44 yıldır aynı mentaliteyle destek olan Türkiye’nin bu desteğini çar çur ettiğimiz, bağımsızlığı bağımlılığa çevirdiğimiz için utanmalıyız.

Gıdadaki zehirde, trafikteki kaosta, kamudaki adaletsizlikte, hastanelerin sefaletinde çözümsüzlüğün payı nedir sizce?

Bugün, aradan geçen 44 yıl sonra bir vicdan muhasebesi yapmaya ne dersiniz..?

Bu hesaplaşmayı yapmadığımız sürece, bu ülkenin kaynaklarını hovardaca kullananlar hep varolmaya devam edecek.

Buna tekrar tekrar izin verecek miyiz..?

Ya da ders almak için 44 yıl yetmedi mi..?

 

YERİN KULAĞI VAR

TUHAF BİR ADA:

Ne tuhaf bir ülkede yaşıyoruz. Aynı gökyüzünü altında aramızda sadece birkaç kilometrelelik bir mesafe var. Birisi özgürlük bayramını kutlaren, diğeri yas tutuyor. Onun için diyoruz ki, hiç bir savaş iyi, hiç bir barış kötü olmamıştır. Dileğimiz her iki toplumun da bu ada üzerinde eşit haklara sahip, birbirine saygı duyan barış içinde bir geleceği inşa etmesi…

 

ULUÇAY EZBER BOZDU:

Adettendir, 20 Temmuz’larda, 15 Kasım’larda devlet erkanı konuklara büyük büyük resepsiyonlar verir. Vatandaş farkında olmaz pek. Çünkü sadece protokolun katıldığı resepsiyonlardır bunlar. Ve çok da büyük paralar harcanır. Bu yıl baktım, Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay, resepsiyonu Meclis’in bahçesinde vermiş. Ne hoş bir görüntü. Hem de çok anlamlı…

 

HÜKÜMET DÜŞER Mİ?:

Vallahi hükümetin bozulacağı yönünde bir hava yok ama, sokakta kiminle konuşsak ilk sözleri, “bu hükümet miyadını doldurdu, üç beş güne bozulur”. Ne yazık ki bu algı, bilinçli bir şekilde topluma yayılıyor. Görünen o ki, bu algıyı pompalayanlar, UBP kurultayında Özgürgün’ün kaybetmesine oynayanlar. Bu da peşrevi…

 

DEĞİŞİK BİR BAKIŞ AÇISI:

Birikim Özgür, casinolar konusuna değişik bir gözle bakıyor. Olaya sadece “yasakçı” gözle bakıldığını, oysa “devletin denetim ve düzenleme kapasitesinin” artırılması gerektiğini, böylece bu sektörden devletin alacağı gelirin de artırılabileceğini savunuyor. Bizim de korkumuz o Sayın Özgür. Biz denetim özürlüyüz…

 

İŞTE MONACO ÖRNEĞİ: Geçen gün casinolar konusunda Monaco’yu örnek göstermiş, gelirinin tümünün kumar turizminden olduğunu söylemiştik. Sosyal medyada bir arkadaş net yazmış; “Monaco’da casino sayısı 4… Devlet gelirlerinin çok büyük br kısmı casinolardan elde edilen vergilerden. Kişi başına düşen milli gelir 168 bin dolar. KKTC’de casino sayısı 26 ve artmaya devam ediyor ama bizde devlet sürünmeye devam ediyor”. İşte dediğimiz buydu…

 

DUVARA VURSUN:

Bir Kıbrıslı Türk’ün, “Dünya Sağlık Turizmi Birliği Konseyi” başkan yardımcılığı pozisyonlarından birine atanması, Rum tarafında “baş ağrısına” neden olmuş. Sırası geldiğinde “hepimiz Kıbrıslıyız” diyorsunuz ama, Kıbrıslı bir Türkün uluslararası bir örgütte görev almasını hazmedemiyorsunuz. Hani bir söz var başın ağrırsa duvara vur diye. İşte bundan rahatsız olup da başı ağrıyanlara tavsiye edilir…

ZİRVEDEKİLER

Kudret Özersay(Dışişleri Bakanı): “KKTC’de sıklıkla ‘azaldık, yok oluyoruz’ sözlerini duyduk. Bu sözler sürekli söylendi ancak bir türlü başlarını kaldırıp da yurt dışına bakamadılar. Aslında toplumun önemli bir bölümünün yurt dışında yaşadığını görmekte zorlandılar”…

DİPTEKİLER

Pes Doğrusu: Adam yüklü miktardaki vize borcu nedeniyle kuzenine ait kimliği sahteleyip 2 yıl boyunca KKTC’de yaşamış. Ülkeye kimin nasıl girdiğini, kim olduğunu soran, takip eden bir kurum da mı yok. Bu ülke bu kadar mı başı boş. Muhaceret ne işe yarıyor? Kusura bakmayın ama, ülkeyi toptan çalıp götürseler inanın haberimiz olmayacak. Bu kadar başıbozukluğa, bu kadar sorumsuzluğa pes doğrusu…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar