CNN International dünyaya duyurdu! Çinli doktorun anında yayılan mesajı... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
DünyaManşet

CNN International dünyaya duyurdu! Çinli doktorun anında yayılan mesajı…

Koronavirüsün yeryüzüne yayıldığı Wuhan’da görev yapan 34 yaşındaki doktor Li’nin mesajlarının ekran görüntüleri, adı sansürlenmeden viral oldu. Sonrasında ise Çin yönetimi doktorun peşine düştü. Tayland’a tatile giden kadın turist, ülkesine döndüğünde koronavirüse yakalandı, Singapur ise ilk kez insandan insana hastalığın bulaştığı vakayı açıkladı.Vietnam’da restoran önlerinde ırkçı tabelalar var: ‘Çinlilere hayır, üzgünüz’, ‘Sevgili müşterilerimiz, Çin’den gelen misafirleri kabul etmiyoruz.’

Çin, 20 bini aşkın insana bulaşan, şimdiye kadar 427 kişiyi öldüren koronavirüsü gizledi mi? Dünya virüsü ilk fark eden Çinli doktorun inanılmaz hikayesini konuşurken, bugün iki ülkeden daha ürkütücü haberler geldi.


CNN International, corona virüsün yeryüzüne yayıldığı kent olan Wuhan’da görev yapan doktor Li Wenliang’ın kendisinin de hastalığa yakalandığını bildiriyor.

“Herkese merhaba, ben Li Wenliang, Vuhan Merkez Hastanesi’nde göz doktoruyum” diye başlıyordu paylaşım. Dr. Li’nin başına gelenler, Vuhan’da koronovirüs vakalarının ilk görülmeye başladığı günlerde, bölge yetkililerinin yanlış yaklaşımlarına iyi bir örnekti.

 

SARS salgınına benzettiği ilk yedi vakayı Aralık ayında fark ettiğinde Dr. Li salgının merkez üssünde çalışıyordu. SARS 2003’te dünya çapında bir salgına yol açmış bir virüstü.

Yeni vakaların Vuhan’daki Huanan deniz ürünleri pazarından kaynaklandığı tahmin ediliyor, hastalar hastanede karantinada tutuluyordu.

30 Aralık’ta Dr. Li meslektaşlarıyla iletişim halinde olduğu bir sosyal medya grubuna salgınla ilgili bir mesaj göndermiş ve hastalığın bulaşmaması için koruyucu giysi giymelerini öneriyordu.

Dr. Li’nin bilmediği şey ise hastalığa yol açan koronavirüsün tamamen yeni bir tür olduğunun keşfedilmesiydi.

Dört gün sonra Kamu Güvenliği Departmanı’ndan yetkililer gelip bir mektup imzalamasını istediler. Mektup kendisini “toplum düzenini şiddetle sarsan yanlış iddialarda bulunmakla” suçluyordu.

“Sizi uyarıyoruz: Aynı küstahlık ve inatla bu yasadışı faaliyete devam ederseniz hakkınızda işlem yapılacaktır – anlaşıldı mı?” diye yazıyordu. Altında Dr. Li el yazısıyla “Anlaşıldı” diye yazmıştı.

Dr. Li, polisin “söylentiler yaymakla” suçlayıp haklarında soruşturma başlattığı sekiz kişiden biriydi. Ocak ayı sonunda Dr. Li, mektubun bir kopyasını Weibo’daki bloğunda yayınlayıp olanları anlatmıştı. Bu arada yetkililer ondan özür diledi, ama biraz geç olmuştu artık.

Ocak ayının ilk haftalarında Vuhan’daki yetkililer, virüsün ancak hayvanlarla temas halinde bulaşabileceğini iddia etmişti. Doktorları korumak üzere hiçbir rehber hazırlanmamıştı.

Polislerin ziyaretinden bir hafta sonra Dr. Li, glokom hastalığı olan bir kadını tedavi ediyordu. Ama kadına koronovirüs bulaştığını bilmiyordu.

Weibo’daki bloğunda Dr. Li, 10 Ocak’ta öksürmeye başladığını, ertesi gün ateşlendiğini, iki gün sonra da hastanelik olduğunu anlatıyordu. Anne ve babası da hastalanıp hastaneye kaldırılmıştı.

10 gün sonra, 20 Ocak’ta Çinli yetkililer koronavirüs salgını nedeniyle acil durum ilan etti. Dr. Li, önce birkaç kez koronovirüs testi olduğunu ancak tümünün negatif çıktığını, kendisinde virüs bulunamadığını söyledi.

30 Ocak’taki blogunda ise “Bugün nükleik asit testi pozitif çıktı, ortalık sakinleşti, sonunda teşhis kondu” diye yazdı.

Dr Li Wenliang koronavirüsle ilgili söylenti yaymakla suçlanmıştı. Sonunda da gözlerini belerten ve dilini sarkıtan bir köpek emojisi kullanmıştı.

Bu paylaşımı binlerce yorum ve destek mesajı aldı. Yorum yazan bir kişi, “Dr. Li Wenliang bir kahraman” diyordu, onun başına gelenlerin ülkesi hakkında ne anlattığından endişe eder bir halde.

“Gelecekte doktorlar bulaşıcı bir hastalığın belirtilerini gördüğünde erken uyarıda bulunma konusunda temkinli olacak”, “Daha güvenli bir kamu sağlığı uygulaması için on milyonlarca Li Wenliang’a ihtiyaç var” diye yazıyordu.

Alman Die Rheinpfalz gazetesi, koronavirüsle mücadelede Çin’in otokratik yöntemlerinin faydalı olduğunu savunanlara aynı yönetim tarzı sebebiyle hastalığın uzun bir süre gizli tutulduğunu hatırlatıyor:

“Virüse karşı sürdürülen zorlu mücadelenin demek ki bir mantığı var. Çin hükümetinin, nüfusu bir milyonu geçen şehirleri izole etmeye yönelik sert önlemleri de bu anlamda faydalı.

Bazı kişiler böylesi adımların ancak otokratik sistemlerde mümkün olabildiğini ve bireyin özgürlüğünün daha değerli sayıldığı Batı’da aynı tedbirleri almanın mümkün olmayacağını ifade ediyor. Bu çok yanlış bir düşünce değil.

Ancak bu yeni hastalığın ortaya çıkışını uzun bir süre gizlemek ve doktorları susturmak da sadece bu tarz bir sistemde mümkün olabiliyor. Halk çok daha önceden uyarılmış olsaydı, hastalığın bu boyutta yayılması söz konusu olmayabilirdi.”

Hızla yayılan koronavirüs salgınında bir günde 64 can kaybı gerçekleşirken, iki ülkede daha insandan insana bulaştığı belirlendi.

Güney Koreli bir kadında, tatile gittiği Tayland’dan ülkesine döndükten sonra yapılan testlerin ardından koronavirüs görüldü.

Bu açıklamanın ardından Çin’in güney komşusu Tayland’da 6 koronavirüs vakası daha teyit edildi.

Tayland’dan dakikalar sonra ise, Singapur’da ilk yerel vaka açıklandı. Söz konusu gelişme, vaka sayısı 24 çıkan Singapur’da virüsün insandan insana bulaştığını gösteriyor.

Avrupa ülkelerinden Belçika’da da ilk vaka belirlendi. Söz konusu hastanın geçen hafta Çin’den tahliye edilen sekiz kişiden biri olduğu belirtiliyor.

3 bin 711 kişiyi taşıyan cruise gemisi Japonya’da karantinaya alındı. Gemiden indirilerek test yapılan bir adamda koronavirüsü saptandı. Gemideki sekiz kişide yüksek ateşle birlkte diğer koronavirüs semptomları gözlendi.

Diamond Princess adlı geminin yolcuları ve mürettebatına bugün koronavirüs testi uygulanacak. Test yaptırıp sonucu pozitif çıkan 80 yaşındaki yolcunun, 25 Ocak’ta Hong Kong’da gemiden indiği aktarıldı.

Sağlık görevlileri ve karantina uzmanları, araştırmalar yapmak üzere Yokohama Limanı’ndan gemiye bindi.

Hükümet sözcüsü Yoshihide Suga, geminin cumartesi gününden beri karantinada olduğunu ve aynı gün test yapılan 2 bin 666 yolcu ile bin 45 mürettebatta koronavirüs vakasına rastlanmadığını söyledi.

Ancak o günden sonra sekiz yolcuda belirtiler gözlemlendi. Öte yandan Hong Kong’da gemiden inen yaşlı adamla etkileşim halinde olan herkese yeniden test yapılacak.

Çin’de ise virüs taşıdığı şüpheli olanların sayısının 23 bin 214’e, müşahede altına alınanların sayısı ise 171 bin 329’a ulaştı. Toplam taburcu edilen hasta sayısı 632 oldu.

Çin’de salgında hayatını kaybedenlerin yüzde 80’nin 60 yaş üzerindeki hastalar olduğu belirtiliyor. Ölenlerin üçte ikisi ise erkek.

Rusya ise, dünyayı şaşırtan bir açıklama yaptı. Sağlık Bakanlığı, Çin’in koronavirüs üzerindeki etkinliğini test etmek üzere Rus antivirüs ilacı Triazavirin’i aldığını duyurdu.

CNN International, Vietnam’da bazı restoranların kapılarına Çinlilerin giremeyeceğini gösteren menüler koyduğunu bildiriyor. Söz konusu restoranlar, “Çinlilere hayır, üzgünüz” gibi ifadeler kullanıyor.

Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü, bir son dakika açıklaması yaparak, koronavirüs semptomları olmayan insanların yalnızca yüz maskesi kullanmasının, virüsü yüzde 100 engelleyemeyeceğini belirtti ve “maske tek başına yeterli olmaz, el yıkama gibi diğer önlemleri de uygulamaları gerekir” ifadeleri kullanıldı.

Bilim dergisi Nature’da pazartesi günü yayınlanan ve Wuhan Viroloji Enstitüsü’nde üst düzey bir koronavirüs uzmanı olan Zheng-Li Shi tarafından kaleme alınmış bir makale, koronavirüsün yarasalardan geçen başka virüslerle yüzde 96 oranda benzerlik taşıdığını ortaya koydu.

Çin’de bir yerlerde, belki de Yunnan eyaletinin güneyinde bir yerde, binlerce kişiyi enfekte eden, milyonlarca Çinli’yi işlerinden ve ailelerinden çekip alarak küresel finansal piyasalarda tahribat yaratan ölümcül koronavirüsün gizemli kökenlerine ev sahipliği yapan bir mağara var.

Kâr amacı gütmeyen EcoHealth Alliance adlı şirkette hastalıklar üzerine uzman çevrebilimci Peter Daszak tam da bu konu üzerinde çalışıyor.

O ve ekibi, yarasaları ve taşıdıkları patojenleri araştırmak için hem Çin’deki hem de dünyanın dört bir yanındaki mağaralara girdiler.

Koruyucu özel kıyafetleri, gaz maskeleri ve gereken ne varsa… Daszak, “Mağaralara giriyoruz,” diyor. “Sadece içeri girmiyoruz. Tüm vücudumuzu kaplayacak koruyucu elbiseler giyiyoruz. Solunum maskeleri, eldivenler ve gereken tüm yeterli ekipman.”

Hem Peter Daszak hem de dünyadaki diğer bilim adamları, insan yerleşimlerinin dünyanın en ücra köşelerine dek yayılmasının, insanları virüs taşıyan hayvanlara daha da yakınlaştırdığı düşüncesinde.

Daha fazla insan, daha fazla hayvanla tanışmak anlamına geliyor. Tabii ki bu da daha fazla hastalık taşımak demek.

Peter Daszak, “İnsan nüfusu arttıkça, bu yayılma olaylarının sayısı katlanarak artıyor. Bu durum, insan faaliyetinin doğrudan bir ürünü ” diyor.

Peter Daszak ayrıca, gelecekte yeni koronavirüs gibi daha fazla salgın olacağını “basit bir matematiksel kesinlik” olarak nitelendiriyor.

Daszak tarafından Nature dergisinde 2017’de yayınlanan araştırmaya göre, yarasalar “zoonotik enfeksiyonlar” olarak adlandırılan ve insanları enfekte etme olasılığı yüskek olan virüsleri taşıyor.

Duke-Ulusal Singapur Tıp Fakültesi’ndeki bulaşıcı hastalık programına başkanlık eden Linfa Wang da, “Yarasa kaynaklı bir virüs olduğuna yüzde 90 eminim” diyor.

Linfa Wang, on yıllardır insanlardaki virüslerinin yarasa kökenlerini inceliyor ve uzmanlık alanı yarasalar olan bir grup araştırmacı ile çalışıyor. Bu ekip ayrıca, virüsün daha da yayılacağı görüşünde.

Nature dergisinde yayınlanan, Linfa Wang’in Wuhan Viroloji Enstitüsü’nde çalışan bir meslektaşının kaleme aldığı yeni bir makaleye göre, koronavirüs, yarasalardan geçen başka virüslerle yüzde 96 oranda benzerlik taşıyor.

Wuhan Viroloji Enstitüsü’nde üst düzey bir koronavirüs uzmanı olan Zheng-Li Shi, on yıldan uzun bir süredir Wang ve Daszak ile yarasa virüslerini inceliyor.

Çin medya organlarının aktardğına göre Zheng-Li Shi, Wuhan’daki salgına çare bulmak için acil olarak kurulmuş bir bilim ekibine liderlik ediyor.

Koronavirüsün hastalığın sıfır noktası olan Huanan Deniz Ürünleri Pazarı’nda yarasa satışı yapılmadığı bilgisi paylaşılmıştı.

Bu da, virüsün yarasan bir diğer taşıyıcı hayvana, ordan da insan geçtiği tezini doğuruyor. Ancak bunun hangi hayvan olduğu henüz kesinlk kazanmadı.

Huanan pazarı, buranın yerlilerinin uğrak noktalarından biri olarak nitelendiriliyor. Özellikle etini “taze” satın almak isteyenler buraya geliyor ve satın alacağı hayvanı hemen o anda kestiriyor. Canlı hayvanlar, bu pazardaki küçük kafeslerde tutuluyor ve müşterinin talebine göre kesiliyor.

Çin’in resmi haber ajansı olan Xinhua’nın aktardığına göre Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, “33 pozitif örnekten 31’i, yaban hayatı ticaretinin yoğunlaştığı pazarın batı bölgesinden toplandı” açıklamasında bulundu.

Bu sonuçlar, yeni koronavirüsü salgınının başlangıcının, yaban hayvanları ticaretiyle yüksek oranda bağlantılı olduğunu ortaya koydu.

Çin’de salgının başladığı Wuhan’daki balık pazarı, kapatılır kapatılmaz incelemeye alınmıştı. SARS benzeri virüsün burada satılan bir hayvandan insana geçtiği düşünülüyordu.

Koronavirüs salgınının merkezinde olan bu pazarda, koala etinden yılana, fareden kurt yavrularına kadar pek çok şey satılıyor.

Çinli yetkililer, burada yasadışı olarak satılan vahşi hayvanlara el koyarak incelemeye aldı.

Wuhan’ın kent merkezindeki Huanan Deniz Ürünleri Pazarı, Çinli yetkililerin koronavirüsün gıda ithalatında satılan vahşi bir hayvandan kaynaklanmış olabileceğini söylemesinin ardından yerel yetkililer tarafından ‘sıfır noktası’ olarak adlandırıldı.

Pazar yeri henüz kapatılmadan önce, aralık ayında çekilmiş fotoğraflar ortaya çıktı. Çin’de bir gazetenin yayınladığı fotoğraflarda, 112 egzotik hayvanın fiyatlarının olduğu liste de göze çarpıyor.

Çin’in Facebook’u olarak kabul edilen ve ülkenin en çok kullanılan sosyal medya platformu olan Weibo’da paylaşılan bu görüntüler de, hayvanların öldürülüp satışa sunulduğu sağlıksız ortamı gözler önüne seriyor.

Küçük kafeslerde kötü koşullarda kesilmek üzere bekleyen hayvanların görüntüler, pazarda çalıştığı tahmin edilen bir sosyal medya kullanıcıs tarafından fotoğraflandı ve Weibo’da paylaşılmıştı.

Görüntüleri paylaşılan hayvanlar arasında, uzmanların virüsün çıkış noktası olabileceğini düşündüğü yılanların yanı sıra kunduzlar ve yavru bir geyik de bulunuyor.

South China Morning Post gazetesine göre, satılan hayvanlar arasında Misk kedileri, canlı tilkiler, dev semenderler, yılanlar, fareler, tavus kuşları, kirpiler ve koalalar da var.

Bazı fotoğraflarda evlere servis yapıldığının da altı çizilmiş ve “Taze kesilmiş, dondurulmuş etler, kapınıza kadar getirilir” ibaresi görülüyor.

Satıcılar, salgın başladıktan sonra pazarın dezenfekte edilmesi için kapatılıncaya kadar “yaban hayatı” ticaretinin gerçekleştiğini söylüyor.

Salgın, ülkenin egzotik lezzetlerine ve malzemelerine olan talebin de etkisiyle, kuralları kötü düzenlenmiş olan vahşi hayvan ticaretini gündeme getirdi.

Doğal kaynakları koruma savunucuları, biyolojik çeşitlilik ve hastalık yayma potansiyeli üzerindeki etkisi nedeniyle yaban hayatı ticaretini uzun süredir kınıyorlar.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar