Geçtiğimiz hafta “doğanın kalbi” olarak nitelendirilebilecek Artvin’in cittaslow üyesi Şavşat ilçesinde gerçekleştirilen Genel Kurul Koordinasyon toplantısına Lefke Belediye Başkanı Aziz Kaya ve Yeni Boğaziçi Slow Food Lideri Umut Kurşun ile birlikte katıldık.
Şavşat’ta bir araya gelen Türkiye’nin cittaslow üyesi Belediye Başkan ve temsilcileri yanında, toplantıya iştirak eden cittaslow Genel Sekreteri Pier Oliveti, toplantıya ayrı bir değer kattı.
Cittaslow’un en temel ilkelerinden olan, özgünlüğe, yerel değerlere ve yaşanılan bölgenin doğasına sahip çıkmanın, en güzel yansımasını Şavşat’ta yerinde deneyimleyerek gözlemledik. Unutulmaz hatıralar biriktirdik.
Şavşat Belediye Başkanı Ahmet Sinan Öztürk, Belediye Yazı İşleri Müdürü Filiz Özcan, değerli eşi Ertuğrul Özcan ve tüm belediye emekçileri, karşılama anından uğralama anına kadar, tüm katılımcılarla yakından ilgilenerek, olağanüstü bir misafirperverlik örneği sergilediler.
Cittaslow ailesi üyesi ve gönüldaşı olmak böyle bir his olsa gerek…
HAVASI SOĞUK, İNSANI SICAK
Akdeniz ikliminde yaşayan bizler için, kar ile içiçe geçmiş gündelik hayat deneyimimiz hiç olmadı. Şavşat, bahar ve yazda yemyeşil, Güz mevsiminde renklerin her tonunun yarattığı harmoni ve kışta karlar altındaki bembeyaz manzaralarıyla çok etkileyici bir yer… Adeta, masalla gerçek arasında yaşanan, şairane bir güzellik…
Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in toplantıdaki konuşmasında vurguladığı; “Hiçbir cittaslow bir diğerine benzemez. Her kent, kendine özgüdür. Cittaslow şehirleri, yaşanılası yerlerdir. Cittaslow, varış ve bitiş noktası belli olmayan, uzun bir yolculuk. Apayrı bir sorumluluktur. Cittaslow üyesi şehirlerde, Dünyayı değiştirecek bakış açıları yaratabiliriz” cümleleri hemen aklıma düşüyor. Şavşat, bunun çok güzel bir örneği. Şavşat, beklentimizin çok çok üzerinde bize sunduklarıyla, hepimizi şaşırttı. Her adımda, Cittaslow’u hissettik… Zaten cittaslow hissetmek değil midir?
Akdeniz’den Karadeniz’e yolculukta, +15’ten, -15’e geçişte biraz zorlansakta, tahmin ettiğimiz kadar, soğuk bizi zorlamadı, üşümedik. Bunun bir nedeninin de, havası soğuk olsa da, insanının sıcak olması gerek… Doğası gibi, insanı da bozulmamış !
Turizm kültürlerarası bir alışveriş köprüsü olarak kabul edilir… Doğal ve tarihi zenginlikler yanında, insan faktörü, turizmin olmazsa olmazıdır. Şavşat, turizmin klasikleşmiş tatil anlayışı olarak görülen deniz, güneş ve kumdan, ibaret olmadığını anlatan, çok özel bir örnek.
KARTPOSTALLIK MANZARALAR
Şavşat’ta geçridiğimiz dört günlük süre zarfında, iyi hatıralar biriktirdik. Tarihi Şavşat Evleri, Tibet Kilisesi, Şavşat Kalesi, Ortaçağ Köprüleri, Şelaleler, Kaçkar Dağları, dünyada bir ilk olan bu sene 22. Düzenlenen geleneksel Veli köy kar güreşleri, güreş öncesi sunulan geleneksel gösteri, halk dansları ve muhteşem manzarasıyla, soğukta buz tutsa da Karagöl.
Karagöl’ün beyaz göle dönüşmesini izlemek, benzersiz bir deneyim… Bembeyaz kar manzaraları ve Karagöl çevresinde kızak yapan çocukların ve ruhu çocuk kalmış insanların, sevinçleri aklımızda yer eden görüntüler olarak iz bırakıyor… Buranın,yeşil hali de, beyaz hali de eşsiz…
Kulağa hoş gelen mit tadında, güzel anılar biriktirdik. İnsanların samimiyetini, demokratik duruşunu, muftağını, şehrin ruhunu ve kar üzerinde yanan ateşin etkisini beğendik.
Şavşat, içinizdeki huzur çağrısına yanıt alabileceğiniz, özel bir durak. İlçe de, rahat edebileceğiniz, son derece güzel konaklama seçenekleri de mevcut. Yolunuzu düşürmeye, fazlasıyla değer…
BİR DAHA GİTMEMEK ÜZERE YİNE BEKLERİZ
Ziyaretimiz boyunca, Şavşat Belediyesinin yürütmüş olduğu, Cittaslow politikalarından da oldukça etkilendik. Henüz bir sene gibi erken sürede, çok işler başarıldı. Gözlemlediğimiz kadarıyla, Çocuk Belediyesi, Kadın Yaşam Merkezi, Çocuk Hatıra Ormanı, Şehir merkezinde bulunan cittaslow felsefesine uygun düzenlemeler, logonun yaygın bir biçimde kullanılması, cittaslow seyir terasları ve Cittaslow Şavşat tanıtımları oldukça başarılı çalışmalar. Belediye Başkanı ve ekibi, cittaslow markasına sahip çıkarak, doğa ve kültür odaklı çalışıyor. Cittaslow’un en temel ilkelerinden birisi de, “Yaşanılan şehrin doğasını koruyup, ona sahip çıkarak, geleceğe taşıma sorumluluğu.” Bu anlayışı, Şavşat’ta yaşarak deneyimledik. Cittaslow Koordinasyon Kurulu toplantısına, çok iyi hazırlanıldığını da belirtmek gerek. Karşılamadan, uğurlama anına kadar her şey kusursuzdu…
Şavşat’a Trabzon’dan ulaşım, beş saat dolaylarında… Doldurulan sahil yolundan Hopa’ya kadar yol oldukça manzaralı.. Bir yanda deniz, diğer yanda orman… Artvin’den geçerken, “Yerin üstü altından değerlidir” diyen çevrecileri saygıyla selamladık. Hopa’dan sonrası yol biraz sorunlu olsa da, bizlere farklı görüntüler sundu. Kars üzerinden Şavşat’a ulaşım daha yakın. Mesafe, yaklaşık iki saat. Biz Trabzon üzerinden gidip, döndük… Kars’ı tercih ederseniz, dünya harikası Ani Harabeleri’ne de mutlaka uğramak gerek…
Lefke Belediye Başkanı Aziz Kaya ile, buraya gelmeden önce, son altmış senin en karlı mevsiminin yaşandığını öğrendiğimiz için, “Nereye Gidiyoruz bu karda kışta!” diye aklımızdan geçirdiğimizi itiraf etmek gerek. Dönerken de “Bir Daha Gitmemek Üzere Yine Bekleriz” tabelasını görünce, ne iyi ettik de geldik, dedik…
CİTTASLOW ŞAVŞAT “GÜVENLİ, DOST VE YEŞİL”
Benzersiz doku, her mevsim başka güzel Karadeniz renkleri ve yerellik en önemli turizm avantajları. Özel ilgi turizmi potansiyeli çok yüksek. Şavşat, özgünlüğünü ve dokusunu koruyup “Güvenli, dost, yeşil” imajını güçlendirdiği takdirde, turizmde önü açık bir bölge…
Geleneklerini yaşatan Şavşat’taki, kış nüfusu oldukça azalsa da, burası her haliyle özel bir bölge. Bizlere gösterilen, sıcak ilgi ve samimiyetten çok memnun kaldık. Şavşat’ı iyi hatıraları ile hatırlayacağız. Tekrardan görüşmek üzere, Hoşçakal Şavşat…
