Cesur bir müzik aşığı: Zeynep Bastık - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Magazin

Cesur bir müzik aşığı: Zeynep Bastık

ŞÖHRETİN PEŞİNE DÜŞTÜ:

Ünlü şarkıcı Zeynep Bastık müzik kariyeri için İzmir’deki tüm yaşantısını geride bırakarak bir anda İstanbul’a gelmesiyle ilgili “Üzerine çok uzun konuşmalar bile yapılmadı aslında; ‘ben gidiyorum’ dedim ve gittim. Son derece neşeli vedalaşarak…” şeklinde konuştu


 

“Bu kız bir afet…” diyerek gündeme bomba gibi düştüğünden beri; çıplak ayaklarıyla yan koltuğumuzda oturuyormuşçasına söylediği cover şarkılar dilimizde… Elbette Zeynep Bastık’tan bahsediyoruz.

Birçoğu orijinallerinden daha çok dinleniyor; konserleri müziğin birleştirici gücüne davet edercesine her tipten insanla dolup taşıyor. Ona “Unutulur gider mi?” endişesiyle değil, bizim gibi çağımızın gerçeği “yeni şöhret” filtresinden baktığınızda hak ettiği değeri buluyor.

İşte Zeynep Bastık ve hayatından sayfamıza yansıyanlar:

 

Şöhret basamağını tırmanma hikayenizi anlatır mısınız?

Bilinirliğim kademe kademe arttığı için bugünkü popülerlik karşısında aklımı yerinde tutabiliyorum. Profesyonel olarak şarkı söylemeye 17 yaşında başladım. Önce İzmir’de lokal olarak bilinir hale geldim. Daha sonra Murat Dalkılıç’ın vokalisti olarak, onunla birlikte Türkiye’yi gezdim. Ardından single’lar ve sahne aldığım mekanlarla birlikte İstanbul’da bilinir oldum. Üstüne rol aldığım birkaç dizi sayesinde, televizyon takipçileri de tanımaya başladı. YouTube ise bu bilinirliği tüm ülkeye yaydı.

 

Peki İzmir’den İstanbul’a uzanan yolculuğunuz desek?

Ben aslen Çanakkale doğumluyum. Üç yaşında İzmir’e taşınmışız, orada büyüdüm. Mahalle ilkokuluna gittim, tam bir sokak kuşuydum; akşamlara kadar arkadaşlarımla mahallede oyun oynardım. Anneannem, dedem ve teyzem sayesinde müzikle tanıştım. Teyzemin tamburu, anneannemin yanık sesi, dedemin bağlaması yankılanırdı evimizde. Daha sonra dans, hayatıma girdi ve sekiz yıl kadar dans ettim. Anadolu Ateşi danstaki son durağım oldu. Sonra arkadaşlarımın da olduğu özel bir tiyatroda yer almaya başladım. Hep birlikte orayı evimiz gibi benimsedik, sahiplendik, bir sürü oyunlar oynadık. Bir yandan da Jackpot isimli bir grubun solisti oldum, İzmir’in her yerinde sahne aldık. Şehir dışı ve şehir içi birçok program yaptık. 9-17 yaş aralığı böyle geçti yani. Daha sonra Murat Dalkılıç’la yolum kesişti ve her şeyi bırakıp hayallerimin ışıltılı kapısı olduğunu düşündüğüm İstanbul’a geldim.

 

Okulu ve İzmir’i bırakma kararınız nasıl bir tepki çekti?

Ben kendimi bildim bileli bütün kararlarıma, bütün fikirlerime son derece saygı duyan, en küçük yaşımda bile beni ciddiye alan bir ailem var. Nasıl bir müzik aşkıyla tutuştuğumu görmemeleri tuhaf olurdu. Üzerine çok uzun konuşmalar bile yapılmadı aslında; ‘ben gidiyorum’ dedim ve gittim. Son derece neşeli vedalaşarak… Çok şükür ki İstanbul’a geldikten sonra beni özgür bırakmanın ve hedeflerime saygı duymanın ne kadar doğru olduğunu daha iyi anladılar. Ne mutlu ki, aileme bir kez bile tam tersi bir his yaşattığımı düşünmüyorum.

 

En güçlü motivasyon kaynağınız nedir?

Gelecek planlarım! Anlatsam siz de şaşırırsınız ama ben yapayım da görün istiyorum. Bunlardan biri Açık Koltuk projesi mesela… Anadolu’nun farklı farklı yerlerinden gelmiş birçok genç, bizim kanalımızda daha büyük kitleler tarafından tanınma şansı buluyor.Ayrıca, çok yakında onlarla konser de yapacağız.

 

Kalıcı şöhrete dair düşünceleriniz nedir?

Eğer ana hedefin şöhret olmak veya şöhret kalmak değilse, bununla ilgili bir stresin de olmuyor. Daha yapacağım çok fazla işim, heyecanlandığım onlarca proje var. Şöhretime kaygılanmak bunlar arasında düşündüğüm son şey.

 

Kanalınızın başarısı hakkında neler söylemek istersiniz?

Bizim kanalımız; çalıştığımız şirket içinde de neredeyse hobi olarak çekilen, profesyonel ve işinde çok başarılı insanların gönülden yer aldığı bir proje oldu. Öte yandan izlemeler yükseldiğinde de çok disiplinli bir şekilde çalıştığımız, belirli bir format içerisinde teknolojisini, ışığını, sanatını sürekli olarak geliştirdiğimiz bir iş oldu. Ben de son altı ayımı şarkıların seçilmesine, provalarına ve çekimlerine ayırmış olabilirim. Hala onlarca stok videomuz var ve yeni video çekimleri için farklı konseptler de planlıyoruz. Yani sadece benim değil, koca bir ekibin çok büyük emeği var bu işte.

 

Şöhret sizi korkutuyor mu?

Açıkçası, ‘Bu parlamayı işimi geliştirmek için nasıl kullanırım’a daha çok kafa yoruyorum. Mesela bu denli bilet satabiliyorsak, neden kendi konserlerimizi yapıp sahnede müziğimizi daha büyük bir orkestra ile geliştirmiyoruz? Bu kadar insana ulaşabiliyorsak, neden imkan sahibi olmayanlara yer vermiyoruz? Bu kadar sanatçı bana destek veriyorsa, onlarla neden unutulmaz performanslara imza atmıyoruz? Kafamdan geçenler bunlar!

 

Nişanlınız Tolga Akış’ın kariyerinizdeki etkisini hakkında ne söylemek istersiniz?

Tolga benim erkek arkadaşım olması haricinde zaten yetenekli insanların yeteneklerini keşfedip doğru şekilde kullanmalarına vesile olan ve insanları başarı tarafına geçiren köprü olmayı hayat misyonu edinmiş biri. Tabii ki büyük pay ona ait. Ama atlanılan şey şu; o bunların hepsini sevgilisi olduğum için değil, bana inandığı için yapıyor. Bu sebepten de aramızda doğal bir denge oluşuyor. Ben kendimi bildim bileli şarkı söylüyorum ve onun dokunuşlarıyla değişen karakterime, kariyerime ve yönlendirmesiyle girdiğim yörüngeye baktığımda, Tolga’nın payıyla alakalı bir cümle kurmama bile gerek kalmıyor aslında.

 

Olumsuz yorumlar sizi nasıl etkiliyor?

Kısa bir süre üzülüp kafaya taktığım oldu, inkar etmeyeyim ama artık bakmıyorum bile. Zaten ciddiye almam gereken önemli bir eleştiri varsa, yanımdaki insanlar DM kutuma kadar inceliyor ve en doğru analizi çıkarıp bana aktarıyorlar. Biz de bu analize göre birçok şeyi geliştiriyoruz, buna kapım sonuna kadar açık. Ama kafası bozulup bana döşenen insanları da ciddiye almıyorum tabii ki!

 

Aşk hayatınız nasıl gidiyor?

Duygularımla yaşayan, taktikler olmadan hislerimi sonuna kadar paylaşabilen biriyim. Bizim ilişkimiz diğerlerine göre biraz daha denge istiyor olabilir ama kesinlikle bir matematiği olduğunu düşünmüyorum. Aşk bir zaman sonra bitebilir de ama sevgi ve saygı, aşkın kat kat yükseğinde daha çok sarmalayıp saran bir duygu. Onları kaybetmezsen yürümesi zor değil.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar