Bir gün tavşan ormanda koşu yapıyormuş. Yolda esrar içen zürafaya rastlamış.
-Zürafa kardeş, bırak böyle şeyleri gel koşup sağlıklı yaşayalım demiş ve koşmaya başlamışlar.
İlerde kokain çeken Fil’i görmüşler.
-Fil kardeş, bırak böyle zararlı şeyleri gel koşalım sağlıklı kalalım demişler, başlamışlar üçü koşmaya.
Az ilerde eroin vuran Aslana rastlamışlar.
-Tavşan; Aslan kardeş, bırak böyle zararlı şeyleri, gel koşalım demiş!
Aslan iyice gerinmiş ve Tavşan’a okkalı bir yumruk patlatmış. Tavşan nakavt!
Zürafa; Aslan kardeş, niye vurdun Tavşana?
Aslan; Bu manyak ne zaman extasy içse bütün ormanı peşine takıp koşturuyor. Bıktım Yahu!
***
Bu fıkra nereden mi aklıma geldi?
Rum tarafına bakınca hep aklıma geliyor da son yaşanan olay tam da fıkradaki gibidir.
Yani birileri kafayı bulup herkesi kafaya alıyor.
Efendim, Rum liselerinden sporcu öğrenciler Türkiye’de yapılacak bir uluslar arası yarışma için Trabzon’a gitmişler. Haberi yazan öyle bir yazmış ki kafile Ercan’dan direk Trabzon’a uçtuğu anlaşılıyor. Haberi duyunca “iyi cesaret” dedim.
Fakat haberi okuyunca kazın ayağı ortaya çıktı.
Meğersem Rum kafile Trabzon’a gitmek için Larnaka’dan Atina’ya, oradan İstanbul’a İstanbul’dan da Trabzon’a uçmuş.
Ercan’dan bir saat on beş dakikada gidebilecekleri mesafeyi, aktarmalar ve beklemelerle birlikte 10 saatte kat etmişler.
Ama bu gidiş Rum tarafından büyük kavgalara neden olmuş.
Niye biliyor musunuz?
Çünkü kafile İstanbul’dan Trabzon’a Pegasus Havayolları ile uçmuş.
Pegasus aynı zamanda Ercan’a da uçarmış ve işgalciymiş. Bu yüzden İstanbul’dan Trabzon’a Pegasus ile gidilmesi doğru değilmiş.
Ne demeli?
Rum tarafında bolca tavşan, zürafa ve fil var da bir aslan çıkmayacak galiba.
***
Şimdilerde moda oldu, gammazcılık ve ispiyonculuk değere bindi.
Görüşlerinin değeri kendinden menkul, geçmişte CTP iktidardayken CTP’ye yamalanan ve hatta CTP’ye üye yapılan, CTP’ye küfürler yağdırıp AK Parti’ye kapılanan bir tip, darbe sonrasında televizyon kanallarını gezip, sosyal medyadan mesaj atıp, “Kıbrıs’ta FETÖ’nün gazetesi Havadis’tir, bir emekli albayı çıkarıp cumhurbaşkanımıza küfrettirdiler” diye saçmalamış.
İnanın ne okudum ne de ilgilendim.
Hani denir ya “önce adama bakarım adam mı, sonra lafa bakarım laf mı” diye.
Aynen öyle.
Amma…
Bu tip, Türkiye Dışişleri’nin ataması ile Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliğinde işe başlamış.
Ne iş yapacakmış?
Raporculuk!
Rapor yazıp Türkiye’ye gönderecekmiş.
Örneğin şöyle bir rapor yazabilir; “Havadis FETÖ’nün gazetesidir, ele başı da Başaran Düzgün’dür…..”
Duydum da inanmadım.
Büyükelçilik bir zahmet açıklama yapar herhalde.
Yoksa zan altında kalacaklar.
İspiyoncu ve gammazcı büyükelçiliği olaraktan.
Sayın Büyükelçi kamuoyunu aydınlatırsa iyi olur.
Eğer bu duyduklarım doğru ise kendileri için kötü olacağı kesindir…
