Burslar… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Burslar…

Bizim öğrencilik yıllarımızda “burslar artırılsın” diye eylem yapılırdı, bugünlerde ise “burslar kesilmesin” diye konuşuluyor. Sadece bu bile gerek örgütlülük gerekse kazanılmış haklar bakımında ciddi bir gerilemenin yaşandığının gösteriyor.

Bu yılın ilk aylarında(yanılmıyorsam Şubat ayında) kabul edilen ve 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan ve öğrencilerin yaz döneminde burs almasını engelleyen Burs Tüzüğü için ilk ciddi reaksiyonları bugünlerde görebiliyorsak, gerek sivil toplum örgütleri gerekse öğrenci dernekleri (varsa) kendilerini sorgulamalıdır.
Daha da ilginç olanı Meclis’te yer alan ana muhalefet partisi gençlik örgütü, iktidar partisi gençlik örgütünden dana sonra bursların kesintiye uğramasına tepki gösteriyorsa, bu da “muhalif siyaset” anlayışının ne halde olduğunu gösteriyor. Muhalefet boşluğu nedeniyle muhalefeti de iktidar partisi milletvekilleri ve gençlik örgütü yapıyor.
Tüm anlamlandıramadığım bu karmaşık durum gibi, 23 sayfalık Burs Tüzüğü’ne de bir göz attım ki; O da karmakarışık! Belli ki biz işimizi kolaylaştırmak yerine zorlaştırmaya, karmaşıklaştırmaya bayılıyoruz. Tüzük çok sayıda bürokratik işlem içeriyor ve okurken bile içim daraldı. Onlarca kriteri içeren bir tüzük ama günün sonunda ihtiyaca cevap veremiyor, anlamsız tartışmalara neden oluyor.
Burada üzüntü verici olan yıllardır (30 yılı aşkındır) burs verme anlayışının değişmemiş olmasıdır. Yine siyasi müdahalelere açık, ahbap-çavuş ilişkilerine dayalı kararlara imkan tanıyan, çağdaş normlardan uzak bir burs verme vizyonuna sahibiz.
Etrafımıza dönüp bakmıyoruz. Dünyada bu işler nasıl yapılıyor diye araştırmıyoruz. 40 yıldır bir burs verme anlayışımız var o anlayış üzerinde sürekli tüzük tamiratları yapıyoruz ve sorunu çözdüğümüzü zannediyoruz.
Bugünkü çarpık burs verme anlayış ve kriterlerine rağmen burs alan birçok öğrenci gerçekten o bursa ihtiyacı vardır ve alır. Ne yazık ki, bir kısmı da o aldığı bursu lüks arabasına benzin koymak, gece eğlenceye çıktığında içki parası olarak kullanmak için alır. Bu devlet de bunu burs diye o öğrenciye verir. Bunun neresi adaletli bir burs dağıtımıdır?
******
İngiltere’de yaşadığım yıllarda hiç duymadım bir İngiliz’in ağzından “paramız yoktu okutamadık bizim çocuğu” desin. Ne yazık ki bizim ülkemizde ailelerin böyle bir de görevi var. Dilimize yerleşmiş bir anlayışla “ dişinden tırnağından keserek” çocuklarının üniversite harçlarını ve diğer masraflarını karşılaması gerekiyor.
Halbuki İngiltere ve birçok Avrupa Birliği ülkesinde üniversiteye gitmek isteyen öğrenci devlet tarafından “kredilendirilir” veya “ borçlandırılır” ve ailelerin üzerinden de bu yük kalkar. Bu kredilendirme sisteminde öğrenciye öğrenim süresi boyunca masraflarını karşılayacak kadar kredi verilir. Kişi üniversiteyi bitirdikten, bir iş sahibi olduktan sonra ve belli bir düzeyde maaş kazanmaya(örneğin 20 bin sterlin yılda) başladığında, devletten aldığı krediyi aylık taksitlerle geri ödemeye başlar. Maaşı aranılan düzeye gelmeden de o krediyi devlete geri ödemeye başlamaz. Genel anlamı ile Avrupa’da durum bu…
Hal böyle olunca da aileler çocuk okutmak için kara kara düşünmez, “ek iş yapayım” diye da düşünmez. Yani gençler biraz da kendi sorumluluklarını üzerine alır.
Böylesi bir kredilendirme sisteminde bakalım kaç kişi lüks arabasına benzin koymak ya da gece eğlencesinde alacağı içkinin parasını ödemek için kredi başvurusu yapacak. Böylesi bir durumda sadece ihtiyacı olanlar burs ya da kredi için başvuracak. Devlet de bugün olduğu gibi; “Bursları yazda mı keselim? Kışta mı keselim? Üç ay mı keselim? Beş ay mı keselim?” diye düşünmeyecek.
Dolayısı ile bu burs tüzüğü yürürlüğe girmeden önce başbakanın da dediği gibi yeniden, yeni bir anlayışla gözden geçirilmesi kaçınılmazdır.


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar