Eski zamanlardan bir pazar günü - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

Eski zamanlardan bir pazar günü

Mevsim yaz.

Sinemalar açık.
Haftanın filmleri son kez gösterilecek.
Günlerden Pazar.
Haliyle herkes denizde olacak.
O yıllarda üç mil henüz açıktı.
Küçük bir koy.
Türklerin evleri vardı oralarda.
Çadır kurmaya gelenlerle birlikte, galifler şenlenirdi.

Ama altı ile altı buçuk millerdeydi ahalinin çoğu.
Herkes erken saatlerde denize gitmeyi ve gün boyu sıcak bir yaz gününü sahilde geçirmeyi planlardı.
Galiflerde.
Bu yüzden eski Girne yolu en kalabalık gününü yaşardı pazarları.
Otobüsler erkenden motorlarını çalıştırır, Kuğulu Parkın önünden denize gidecek heyecanlı aileleri alırdı.
Ellerinde bohçaları, çantaları.
Erzak tamam.
Karpuzlar, hellimler, dolmalar, köfteler.
Dolu gider, dolu gelirdi otobüsler.
Otobüs radyosunda cızırtılı bir şekilde yükselen şarkılar, çocukların coşkusuna karışırdı.

Böyle vakitlerde,
Lefkoşa’da inler cinler top oynardı.
Kimsecikler yoktu sokaklarda.
Sinemaların da keyfi yoktu pazar günleri.
Onlar da en sakin gecelerini geçiştirmeye bakarlardı.
Denizden dönecek olan insanların üzerinde deniz yorgunluğu olduğundan,
Pazar gecesi sinemaya gitmek tercih edilmezdi.

Lakin, ne kadar deniz yorgunluğu olsa da, gecenin neminden bunalanlar Lefkoşa sokaklarına çıkar, ya bir hisara yaslanır, ya da kahvehanelerde nargile içmeye giderdi.
Ertesi gün iş günüydü.
Diyeceğim,
Gündüzü kadar, gecesi de tenha olurdu şeherin.

İki film birden.
Pazar sinemasına ya ertesi gün işi gücü olmayanlar, ya da gösterilen filmi kaçıranlar giderdi.
Sinema vakti geldiğinde Halk, Şahin ve Taksim sinemalarının sandalyeleri boş kalırdı.
Üçte biri ya dolar ya dolmazdı.
Böyle olunca, makinist rahat.
Zaten filmleri ezberlemiş.
Diğer gecelerde olduğu gibi pek dikkatli değil!
Sigarasını tüttürüp vaktin geçmesini beklemekte.

İkinci film de başlayıp saatler ilerleyince, kaldırımlardaki seyyar satıcılar çoktan ayrılmış olurlardı.
Sinemaların ön cephesinde bulunan afişler indirilir, yerine yeni haftada gösterime girecek afişler asılmaya başlanırdı.
O yeni filmlerdeydi artık sıra.
Ama haftaya.
Pek yakında.
İki film birden.

Pazar akşamları Çağlayan Gazinosu ile Londra Pastanesi’nde birkaç masanın dışında müşteri bulunmazdı.
Mücahitler Gazinosu ile Kuğulu Park da efkaliptoların hışırtısı içine gömülürdü.
Etrafta birkaç akşamcı tahta kanepelere oturur, yüzlerini serine verirlerdi.

Güzel kokulara kalırdı bu eski Venedik şehri.
Nereye gitsen fesleğen.
Nereye baksan sardunya ve gül damlası.
Nereye dönsen ful kokardı geceler.
Dolunay aydınlığında tekmil kent.

Bir de eline boynuna taktın mı yasemini…
Güzel düşlere kalırdı gerisi…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar