Dün Meclis’te bir ilk gerçekleşti. Hükümet, UBP döneminde Meclis’e gönderilen ve Ekonomi, Maliye Bütçe ve Plan Komitesi gündeminde bulunan bazı kanun hükmünde kararnamelerin, 90 gün sınırını geçtiği için gündemden çıkarılması önerisini, Başsavcı’dan aldığı görüşe dayandırarak, Genel Kurul’a getirdi. Herkes kararnamelerin sahibi UBP’nin öneriyi reddetmesini beklerken, ret kararı, CTP milletvekili Tufan Erhürman’dan geldi. Erhürman, kararnamelerin Meclis gündeminden çıkarılması konusunda yetkinin Anayasa Mahkemesi’nde olduğunu belirtti ve geçmişte Anayasa Mahkemesi’nin aleyhte aldığı bir karara atıf yaptı. Bu durumda, komite başkanı Birikim Özgür, konunun daha detaylı tartışılması amacıyla, tasarıyı geri çektiklerini açıkladı…
Konunun detayı önemli değil. Önemli olan, temeli hukuka dayanan yasama organında çok uzun zamandan beri ilk kez bir hukukçunun görüş bildirmesi oldu. Hem de bu hukukçu, kendi partisinin önerisine ret oyu verme pahasına, hukuka saygıyı ortaya koydu. Doğrusu bu kararlılığa şapka çıkarttım…
Bu arada Meclis’in geleneksel işleyişine uygun konuşmalar da vardı. Yanlışı bile bile sürdürme alışkanlığından bahsediyorum. Bunlardan birini Hüseyin Özgürgün yaptı. Meclis Başkanı tarafından konuya bağlı kalması yönünde uyarılan Özgürgün, “ben muhalefetim, milletin vekiliyim, konuşmamı engelleyemezsiniz” gibi basit, demagojik, ama bunlardan da önemlisi hukuku çiğneyen bir tutum sergiledi. Tufan Erhürman, yine olaya hukukçu gözüyle baktı ve “Meclis iç Tüzüğü’nü beğenmeyebilirsiniz. Değiştirmek isteyebilirsiniz. Ancak hali hazırda geçerli olana uymamayı da kendinizde hak göremezsiniz” anlamına gelen bir izah yaptı. Doğrusu buydu. Böyle olduğunu hepimiz biliyorduk, ancak yıllar yılı sistem öylesine rayından çıkmıştı ki, mesela sağlık konusu konuşulurken, bir milletvekili çıkıp, bir saat boyunca okulların eksikliklerinden söz edebiliyordu. Ondan sonra da hepimiz birlikte, yasamanın verimli olmamasından şikayet ediyorduk…
Umarım dersini çalışan genç milletvekilleri, demagojiyi geçerli kural haline getirenlere artık dur diyebilirler…
Yeni mazbatalar çıkmasın…
Kamuoyunda Mazbata Yasası diye bilinen, Faiz-Borç-Alacak İlişkilerini Düzenleyecek Yasa için Ad-Hoc Komite çalışmaya başlıyor. Yasa, borçlarını ödemediği için mahkum olanları ilgilendiriyor. Ancak dövizin başını alıp gittiği bugünlerde, tedbir alınmazsa, korkarım mevcut sayıya yüzlerce yenisi eklenecek. Özellikle döviz borcu olanların borç miktarları, son bir kaç ay içinde yüzde yirmi artmış durumda. Yolda sokakta bizi görenler, “Hükümet döviz için bir şey yapacak mı, bunu yaz” demekteler. Maaşlara ya da asgari ücrete artış ufukta görünmediğine göre, hükümet eğer vatandaşı düşünüyorsa, başka önlemlere yönelmesi gerekecek. Sayın Yorgancıoğlu’na, geçmişte Ahmet Uzun’un dövizzedeler konusunda yaptığı çalışmayı bir hatırlatalım. Belki bir ışık olur…
YERİN KULAĞI VAR
SANKİ MUHALEFET LİDERİ:
Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, TOMA konusunda kendisine yönelik eleştirileri azaltmak, hatta günü kurtarmak adına öyle bir açıklama yaptı ki, olacak iş değil. Herhalde kendisini hala daha ana muhalefet lideri olarak görüyor. Yorgancıoğlu, “Gerekirse gümrükte durur, TOMA’yı engelleriz” dedi. Yani TOMA geldiğinde gidip önüne mi yatacak acaba dersiniz? Birilerinin Sayın Yorgancıoğlu’na bu ülkenin Başbakanı olduğunu hatırlatması gerek sanırım…
NE KUŞ NE DEVE:
Özgürgün, polisin sivile bağlanması konusunda daha geçen gün kendilerinin de onay verdiklerini söylemişti. Dün baktık Meclis’te bu sözünden çaktırmadan geri adım atmaya çalıştı. Bakın ne dedi; “Polisle ilgili yetkinin doğrudan siyasetçilere verilmesi yanlıştır, kendi içinde bağımsız bir yapı kurulmalı”… Siz bundan ne anladınız? Cümleyi düz okuduğunuzda, “Polis kendi kendini yönetsin” anlamı çıkıyor… Böyle bir şey olabilir mi? Özgürgün’ün muhalefet tarzı da böyle olacak anlaşılan…
DOĞRU OLANI YAPIYOR:
Adettendir, yıllardır iktidara gelen her hükümet tüm müdür müsteşarların yerine kendi yandaşlarını atar. CTP bir ilke imza atarak Maliye Bakanlığı’nda UBP döneminde atanan, müsteşar Ahmet Havutçu ile Bütçe ve Vergi Dairesi müdürlerini görevden almayacak. Eğer doğruysa, hükümeti kutlamak lazım. Böylesi teknik konularda yıllardır deneyim kazanmış bürokratların, sırf parti rozetleri nedeniyle görevden alınması, yıllardır bu ülkenin önemli sorunlarından birisiydi. Bu uygulamanın diğer bakanlıklara da örnek olmasını dileriz…
REVİZYON DİYE DİYE:
Seçim süresince de en çok duyduğumuz vaat, “ekonomik paket revize edilecek” oldu. Seçim bitti, hükümet oldular hala daha aynı terane, “revizyon.” Konuşacağınıza yapın kardeşim, elinizi tutan mı var? Ancak hangi maddeleri revize edecekseniz biz de bilelim. 15 gün oldu, Ankara’dan yeni hükümete “hayırlı olsun” diyen yok. Böyle bir ortamda neyi, ne zaman ve kiminle yapacaksınız bir söyleyiverin…
YA ÖNÜMÜZDEKİ AY:
Maliye Bakanı Mungan, maaşların ödeneceğini, hatta 13. maaşların bile garantisini verdi ve memur derin bir nefes aldı. Ancak madalyonun diğer yüzüne baktığımızda, sırf ilk aydan sıkıntı yaşanmaması için Maliye, piyasaya olan borçlarını ödememe kararı almış. Maaşları gününde ödeyip, çalışanı memnun edebilirsiniz ama, piyasaya olan borcunuzu ödemeyerek bindiğiniz dalı kestiğinizin farkında değil misiniz?..
İCRAATTAN ANLADIKLARI:
Dün bu köşeden hükümetin, onlarca soruna rağmen hala daha elle tutulur bir icraat yapmadığını yazmıştık ya, bizi yanlış anladılar sanırım. Çünkü dün hem Başbakanlık, hem de Dışişleri Bakanlığında, görevden alma ve yeni atama haberlerini okuduk. Halbuki biz bunu kastetmemiştik…
EROĞLU’NA HAKSIZLIK ETTİK:
Dışişleri Bakanı Özdil Nami, 2014’ün ilk yarısında çözümün mümkün olduğunu, geçmişte olmadığı kadar ilerleme sağlandığını söylemiş. Eğer çözüme bu kadar yaklaşmışsak bu başarının mimarı Sayın Eroğlu olmuyor mu bu durumda? Çünkü bakan Nami, “Geçmişte olmadığı kadar ilerleme sağladık” diyor. Düz mantıkla gidecek olursak bu başarı ne Sayın Denktaş’ın, ne de Sayın Talat’ındır. Olsa olsa “çözüm istemez dediğimiz” Eroğlu’nundur!..
ZİRVEDEKİLER
Tufan Erhürman: CTP Milletvekili Erhürman, Ekonomi, Maliye Bütçe ve Plan Komitesi gündeminde bulunan bazı kanun hükmünde kararnamelerin, 90 gün sınırını geçtiği için gündemden çıkarılması önerisine, öneriyi kendi partisi getirmesine rağmen ret oyu vererek, hukuka saygıyı ortaya koydu. İşte yıllardır özlediğimiz tablo buydu. Bravo Erhürman…
DİPTEKİLER
Nikos Anastasiadis: Hükümet, çözüm istediğini söyleyerek geldi. Hükümet programına da bunu koydu. Dışişleri Bakanı Nami, Türkiye’nin çözüm iradesini bizzat gördüğünü vurguladı. Türkiye’nin görüşünün bu olduğu zaten bilinmekteydi. Tüm bunlara karşın, Anastasiadis’in “Kıbrıslı Türkler ayrılık eğilimindeyken, menfaat bekleyemezler” sözünü nasıl değerlendirmek gerekir acaba? Söylediğinin bir anlamı olmadığını ispat etmek de, “çözüm istiyoruz” diyenlerin görevi olmalı.
FOTO GÜNDEM…
Lefke İstiklal İlkokulu’nda ziller dün sabah çaldı, öğrenciler ders başı yaptı.
Okula yeni başlayan ve anasınıfına kayıt olan bazı minik öğrenciler anne ve babalarının yanından ayrılmak istemezken, bir üst sınıfa geçen öğrenciler uzun bir aradan sonra arkadaşları ile buluşmanın mutluluğunu yaşadılar
GÜNÜN FIKRASI…
Hırsız
Kaçan bir hırsızı yakalamak için bütün Karadeniz emniyeti seferber olmuş. Hırsızın 2 profil 1 adette vesikalık resmi dağıtılmış. İki gün sonra Samsun emniyetinden mail gelmiş, “Hırsızlardan 2 tanesini yakaladık, 1 tanesini de yakalamak üzereyiz.”
