Bu kadarı fazla… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mayıs 10, 2024
Köşe Yazarları

Bu kadarı fazla…

Ahmet OkanAhmet Okan

Rabia bir kadın Evliya’dır.

Basra’da yaşamış, fakir bir ailenin dördüncü çocuğu.


Dört parmaklı el simgesinin anlamı budur…

Hikaye şöyle:

Rabia henüz küçükken anne ve babası ölür.

Kardeşleri dağılır.

Kendisi de bir ihtiyara bakıcı gider.

İhtiyara hizmet ederken “Allah”ın istediklerini gerektiği kadar yerine getiremediğinden,

Allah’ına bu durum için yalvarıyordu.

Bir gün onun bu yalvarışlarını işiten ihtiyar onu azat eder…

Rabia ondan sonra kendini ibadete verir.

Nereye giderse gitsin kefenini de yanında taşır.

(İmam bu yüzden “Kefenimizi giydik” diyor olsa gerek.)

Rabia’nın kefensiz dolaştığı görülmemiştir.

O dönemden bu döneme İslam aleminde kadın evliya olarak bilinir…

Kahire’de protesto gösterilerinin yapıldığı meydana da Rabia’nın adı verilmiş.

İhvancılar onu pek tutar.

O İhvancılar ki, bir ölüyle bilmem kaç zamana kadar cinsel ilişkiye girmeyi mubah sayarlar…

O Rabia işareti bir gün gelecek Lefkoşa’nın meydanlarında da belirecekti…

İmam, Rabia’yı kafalara kazısın diye,

İşi vatan millete çevirdi.

Tek devlet,

Tek bayrak,

Tek millet,

Tek Vatan…

Burada millet yok,

Tanınmış devlet yok,

Bayrak desen hangisi?

Vatan desen bölünmüş…

Yani burada Rabia falan anlamını bulmaz.

Dillirga’dan gece geçtim

Suyundan içtim desen daha anlaşılırdır.

Burada dört parmak değil, tek parmak var.

Orta parmak.

Öfkesini o parmakla gösterir.

Bir de Beşparmaklar var ki dağlara kazınmıştır…

Birdenbire,

Biri çıktı,

Ve,

FETÖ’nün kara kutusunun burada olduğunu söyledi.

Arkadaş!

Sen onu gelip giden komutanlara sor.

Hükümetlerin bu işlerden ne haberi olabilir ki,

Senin askerin, polisi ve bilumum istihbaratı elinde evirip çevirdiği müddetçe?

Polisten bilgi alamayan,

Polise emir veremeyen,

Polis alımlarında falan hiçbir yetkisi olmayan,

Kırk yıldır bu işlerin içinde ne stratejiler yapıldığını bilmeyen,

İstihbarat bilgilerinden haberi olmayan,

Polis komutanlarına ancak “Günaydın”, “Nasılsınız?” diyen hükümetlerimizi,

Kara kutu suçlamaları ile karalamaya çalışan gammazcıları,

Reddediyoruz…

Bak, üç ayrı kişiydiler, böyle zamanlarda bir kişi olmasını bildiler:

Hüseyin Serdar Özersay.

Aynen oradaki gibi:

Tayyip Yıldırım Kılıçdaroğlu.

Tek kişi, tek vücut gibi…

Size daha nasıl yaransınlar?

Evliya kadını da selamladılar,

Daha ne?

Kefen de mi giysinler?

Bu kadarı fazla…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar