Böyle Kalacak Mı..? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Böyle Kalacak Mı..?

Köş, MoreketMehmet Moreket

Şimdi Personel Dairesi’nin Personel ve Kamu Müsteşarlığı diye bir ucubeye dönüştürülmesi Yasası’na muhalefet ret oyu verdi değil mi.

Evet, dün bu yasa sadece UBP ve DP’nin oylarıyla geçti.


Zaten neden ısrar edildiğini de anlayamadığımız bir yasaydı. Kamu yönetimini adam etme gibi bir niyetleri olsaydı, hazırlanan ama bir türlü geçmeyen reformun öngördüğü gibi, Kamu Hizmeti Komisyonu’nun bağımsızlığını ve etkinliğini arttırırlardı. Onun yerine temelsiz ve hiç inandırıcı olmayan bir şekilde Personel Dairesini’ni şişirdiler…

Her neyse…

Söyleyeceğim şey başka… Şimdi muhalefet red oyu verdiğine göre, yarın seçimden sonra, olur da bu muhalefet partileri iktidara gelirse, ertesi gün bu ret verdikleri yasaları bir bir değiştirmeleri gerekmez mi..?

Bence gerekir…

Yapacaklar mı..?

Bunu da açıklamalılar…

Ya da kendileri de bir fazla müsteşar atamanın avantajını mı kullanacaklar…

Geçmişte de yüzlerce yasa sadece oy çokluğuyla geçti ama, o gün ret verenler, iktidara geldiklerinde ret oyu verdikleri bir yasayı düzeltme yoluna gitmediler de, onun için soruyorum…

_______________________________________________________________________________

Sucuoğlu’nun ‘Devrim’i,  Anayasaya Takıldı…

Cumhurbaşkanı sağlıkta Döner Sermaye Yasasını Anayasa Mahkemesi’ne götürmüştü.

Aman efendim aman. Cumhurbaşkanı ‘kendilerini istemez, aleyhlerine çalışır, yıollarını tıkar’ diye kıyameti kopartmıştılar.

Biz de 12 Eylül tarihli yazımızda, aynı yasa tasarısının 2009’da da denendiğini, Anayasa Mahkemesi’nden ‘eşitlik ilkesine aykırı’ bulunarak döndüğünü hatırlatmış, Bakanlığın sözde bir Tüzük değişikliği ile yasanın etrafından dönmeye çalışmasının “Anayasa Mahkemesi’nin kararına karşı hile” olduğunu yazmıştık.

Dahası kendimizce yapılması gerekeni de not düşmüştük. Demiştik ki;

“Esas sorunun çözülmesi için, ya Anayasa Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, ikinci işin yasaya aykırı olduğunu göz önüne alıp gereğini yapacak; ya da, mevcut yasaları tüm kamu görevlisi sayılan kişilere (doktorlar da dahil) ikinci işi tümden veya özel bazı koşullarda, örneğin mesai sonrası ve çıkar çatışması olmaması durumlarında serbest bırakacak şekilde değiştirecekti. Tek çözüm yolu buydu”.

Yok, arkadaşlar ısrar ettiler. Hatta adına reform dediler, devrim falan de dediler. Sağlıkta artık hiç bir sorun kalmadığını dahi söylediler.

Ama Cumhurbaşkanı konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürdü ve karar dün açıklandı.

Gerekçe 2009’dakiyle aynı, Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı.

Ne Cumhurbaşkanı’nı, ne de başkasını suçlamasın Sayın Sağlık Bakanı.

Sadece devletin hukukçularından hesap sorsun.

Mesela Başsavcılık’tan, mesela Mevzuat Dairesi Müdürü’nden, yasa tasarısını gören devletin tüm hukuk görevlilerinden.

Tabii eğer yasayı çıkarırken onlara sorduysa…

Devrim yapacak diye arı kovanına bodoslama dalan Sağlık Bakanı’nın görev süresince yaptığı, zaman kaybıdır, emek kaybıdır, haksızlık, adaletsizlik, vatandaşın sağlık hizmetlerinin engellenmesidir, bir meslek örgütünün üyeleri arasında iç barışın bozulmasıdır…

Daha önce de yazmıştık bir kez daha tekrar edelim, 2016 yılından bu yana görev yapan UBP-DP hükümeti, KKTC’nin bir hukuk devleti olduğu ilkesine aykırı işler yapmıştır. Anayasa Mahkemesi Başkanı Narin Şefik de Havadis’te Bertuğ Topal’a aynı tespiti yaptı ve hükümetin bilerek gayrı yasal icraatlar yapıldığını söyledi.

Bu seçimlerde, unutulmaması gerekenlerin başında bu gelmelidir…

_______________________________________________________________________________

YERİN KULAĞI VAR

HAYDİ SEÇİME:

Erken seçimin daha ileri bir tarihte yapılması önerisi reddedildi ve erken seçimin daha önce belirtilen 7 Ocak 2018 tarihinde yapılması Meclis’ten onay aldı. Kısacası erken seçimin önündeki tüm engeller kalktı. Bundan sonra partiler meydanlara çıkıp, kendini anlatacak, vatandaş da hangisine inanmışsa gidip oyunu verecek. İnşallah temiz, kavgasız, demokratik bir seçim dönemi geçirir, hepimizin yararına bir sonuca varırız…

UBP’DE NELER OLUYOR..?    

“UBP, ya içindeki şaibeli isimleri temizleyecek, ya da kendisi temizlenecek” diye yazdığımda, sosyal medyada saldıranlar olmuştu… Çok geçmedi, ilk sarsıntılar gelmeye başladı. UBP’li gençler, Genel Merkez’in, uyarıları dikkate almadığı gerekçesiyle, hakkında şaibe bulunan isimleri liste dışı bırakmak ve genç adayların önünü açmak için harekete geçtiler. Girne’de başlayan ve ada geneline yayılan bu hareket üzerine dün, önce MYK, ardından da Parti Meclisi toplanarak yaşanan krizi çözmek için formül aramaya başladı…

DENKTAŞ DA HAKLIYDI, SOYER DE:

Serdar Denktaş dün seçimin 4 Şubat’a alınması önerisi sundu ve reddedildi. Erken seçim şart, ama ben Serdar Denktaş’ın gerekçelerini samimi buldum. Her ne kadar gerekçelerinin içinde popülist yaklaşımlar olsa da, bütçe konusu doğruydu. Diğer taraftan, Ferdi Sabit Soyer, ‘bir gün dahi gecikme olmamalı’ görüşünü savundu. Bu da doğruydu. Çünkü eğer 4 Şubat kabul edilseydi, hükümet seçim yasaklarının başlayacağı 4 Aralık’a kadar, bir o kadar daha vatandaşlık verecek, bir o kadar daha arsa dağıtacaktı. Zararın neresinden dönülse, kardı.

 YOK ARTIK:

Bakanlar Kurulu, işledikleri suçlar nedeniyle haklarında sınır dışı kararı olan iki kişinin, KKTC’ye giriş yasağını kaldırmış. Belli ki dağıttıkları vatandaşlıklardan gelecek oylar yetmemiş, sınrı dışı edilenlerin oylarına da ihtiyaç duymuşlar. Söyleyecek söz bulamıyorum. Geçmişte de sınır dışı edilen birisinin ülkeye girişine onay vermişler ve bu kişi adaya geldikten sonra yıllarca öz kızına tecavüz ettiği gerekçesiyle tutuklanarak mahkum edilmişti. Ülkenin içine ettiniz, etmeye de devam ediyorsunuz…

 NİYE PARA KAÇIRILIYOR?:

Topraklarından para fışkıran ve o paralar da dışarı kaçırılan bir memleket olduk. Rüyamda görsem hayra yormazdım. Eğer bu paralar hak ederek kazanılmış, yasal paralar olsa, bu şekilde kaçırılır mıydı? İşte mesele budur. Bugün KKTC’de kaynağı meçhul ciddi miktarda bir para akışı vardır. Ama maalesef bunun peşine düşüldüğü yönünde bir çaba görülmemektedir…

BRAVO SAYIN VEHBİ:

Mukavemetçilere verileceği gerekçesiyle başlatılan, mecburi askerlik yapanlara da dağıtılan seçim yatırımı madalyonlarla ilgili görüşümü yazmıştım. Benim ve birçoğu gibi Ergün Vehbi de reddetmiş. Bakın ne diyor; “Seçim ve şov maksatlı,dağıtılacağı ilan edilen ‘55 BİN’ adet mücahit madalyasından, olur ya şahsıma da düşen bir adet var ise -ne de olsa,bizim de Erenköy mücahitliği ve TMT mensupluğumuz vardır-, bu koşullarda böyle bir madalyayı kabul etmeyeceğimi, ret edeceğimi şimdiden ilan ediyorum… Sevgili halkıma saygıyla duyururum”

_______________________________________________________________________________

ZİRVEDEKİLER

Narin Şefik: Hükümetin bazı icraatlarının mahkemece ara emri ile durdurulması konusunda Anayasa Mahkemesi Başkanı son noktayı koydu: “Hukukta vatandaşların yasaları bildikleri varsayılır. Yasaların meclisten çıktığı da düşünülürse mevzuatı bilerek kararları aldıkları kabul edilir. Bildikleri halde bunu yapmayı tercih ettiklerini söyleyebilirim. Bu siyasilere bir laf atma değildir. Bu bir genel ilkedir”…

_______________________________________________________________________________

DİPTEKİLER

Bak Sen Köylünün Yaptığına:  Vatandaşlıklar konusunun hükümetin bir politikası sonucu olduğunu kaydeden İçişleri Bakanı Kutlu Evren, arsa dağıtımlarının köylülerin baskısı nedeniyle bu dönemde arttığını söyledi. Popülizmin tarifi yapılacaksa, bu örnek yeterlidir. Bak sen şu köylünün yaptığı işe…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar