Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım’dan övgüyle bahsetti.
“Siyaseti mühendislikle harmanlayan” diye de sıfat taktı.
Yani…
Sayın Binali Yıldırım’ın “mühendislik siyaseti” beni korkutuyor.
Sayın Akıncı’yı korkutmuyor mu?
Burası küçücük bir ada…
Turizm var…
Bir de üniversite var…
Toplu taşımacılığı geliştirmek yerine mesela…
Neden yolları genişletip, doğayı yok etme peşindeyiz.
“Daha çok üniversite, daha çok öğrenci kaydı” demek yerine, var olan üniversiteleri neden geliştirme yoluna gitmiyoruz?
Örnekler daha da artırılabilir.
Ercan’ı övdü yahu…
Binali Yıldırım konuşmasında, “Bizim havaalanımız Güney’de yok” da dedi.
Masamda bir ton belge…
Havaalanında olan bitenden kimsenin haberi yok.
Bir T, resmen oraya konmuş…
Obir T, isyan ediyor.
Biz nesiyle övünüyoruz havaalanının…
Velhasıl.
Bu “mühendislik” kısmı beni korkutuyor.
Daha çok rant, daha çok çevre tahribatı…
Bu küçük adanın buna ihtiyacı var mı?
Yoksa daha düzenli ve daha sade bir çevre etrafında gelişen bir ekonomi modeli mi benimseyeceğiz…
“Mühendislik” harikası siyaset modeli bize ters.
“Türkiye’de ne varsa bizde de olacak” kısmı bize ters…
“Biz küçük Türkiye” değiliz…
Burası küçük bir ada…
Yapılabilecekler de belli.
AK Parti müteahhitlerine yetecek kadar büyük bir Türkiye var.
Daha büyük havaalanı.
Daha büyük oteller.
Daha çok üniversite…
Daha çok tünel.
Sonu nereye varacak bu işin?
Ülkem adına endişeliyim…
“Küçük mühendisler” ülkeyi bu hale getirdi…
Mühendislik dehaları köküne kibrit suyunu döker…
YDH, ayrılıkçı bir siyasi harekettir
Neden aksini ispat etmek için çaba harcıyor ki Yeni Doğuş Hareketi sözcüleri…
Dün, hareket koordinatörü Turan Büyükyılmaz’ı dinledim.
BRTK ekranlarındaydı…
Türkiye’den gelen neredeyse herkesin vatandaş yapılmasını istiyor…
“Daha fazla TC kökenli meclise” diyor…
“Herkesin haksızlığını gidereceğiz” diyor ama, “Türkiye kökenliler neden Güney’e geçemiyor” diyor…
“Rumlardan dost olmaz” diyor…
“Bize sahip çıkan Türkiye” diyor…
“Ayrılıkçı değiliz” diye ekliyor.
Düpedüz ayrılıkçı.
Bir kitleyi etkileyerek, oylarına talip oluyor.
O kitleyi mağdur gösteriyor.
Mevcut siyasi partiler içerisinde, çağdaş siyaset yapmak da bir seçenek.
YDH daha dürüst olmalı.
“Biz ikinci sınıf vatandaşız” diyor.
Ordudan emeklisi Sayın Büyükyılmaz “ikinci sınıf” vatandaş ise…
Ben beşinci sınıfım…
“TC kökenlilere polis müdürlüğü verilsin” diyor…
“Daha çok vekil” diyor…
“Daha çok kamuda yönetici” diyor…
Son derece tehlikeli söylemler bunlar…
“Biz Kıbrıs’ta yaşayan ve Türkiye’den gelen insanların oyuna talibiz” desin.
Daha inandırıcı olacaktır.
Lakin…
Ülkede yaşadığımız toplumsal sorunlara yönelik tespitlerini de dinledim Sayın Büyükyılmaz’ın…
Müşavir konusu…
Hizmetlerdeki yetersizlik…
Siyasilerin “hısım akrabaya torpil” sevdası…
Gençlerin yaşadığı sorunlar…
Dikkat edilmesi gereken, hassas bir süreçten geçiyoruz.
