Bilek güreşi yapmayanınız var mı?
Emin ki herkes bir şekilde birileri ile bilek güreşi yapmıştır.
Çocukların en büyük hayallerinden biri anne ve babalarını bilek güreşinde alt etmektedir.
Gençler arasında da zaman zaman bilek güreşleri tutulur.
Yaş ilerledikçe bilek güreşi yapma fikrinden insan uzaklaşmaya başlar.
Olgunlaştıkça ilgi ve hedefler değişir.
Gün gelip anne-baba olunduğunda çocukların bilek güreşi yapma talebi insanın yüzünde bir gülümsemeye neden olur.
İnsan ister istemez çocuğu ile göz göze bakışıp, bilek güreşi yapmak üzere el tutuşurken kendi çocukluğuna gider.
“Zaman ne kadar çabuk geçti” diye düşünür.
Bu arada karşısındaki çocuğuna yenilerek onu mutlu eder.
Şimdi “bilek güreşi işi de nereden çıktı” diyeceksiniz.
Öylesine birden bire geldi aklıma…
Bilek güreşi sadece insanlar arasında yapılmaz elbette.
Devletler arasında da görünmez bir şekilde bilek güreşleri tutulur.
El enseler çekilir…
Bunların kimi fark edilir, kimi ise fark edilmeden olur.
Bilek güreşine tutuşan ülkeler arasında güç farkı çok fazla ise sorun çıkar.
Zayıf olan ciddi bedeller öder.
Kimi zaman zayıf ülkeler kendi iç kamuoylarında kullanmak üzere bilek güreşini bir araç olarak kullanmayı deneyebilirler.
Dağ fare örneğine benzer durumlarda bu oyun tersine döner.
Kendisinden çokça büyük ve güçlü olanlarla bilek güreşine tutuşanların kazanma şansı yoktur.
Hatta bilek güreşine tutuşmayıp da tutuştuğu imajı yaratmaya çalışanların da şansı olmaz.
Aklın yolu, hem insanların, hem de ülkelerin kendilerini bilmelerinden, kendilerini aşan şeylerden kaçınmalarından geçer.
Basit küçük hesaplarla hareket etmemelerinden…
Akıllı olanlar göz göre göre kaybedecekleri yarış ve kavgalara girmezler.
Kısa günün karının peşinde koşacaklar diye esas büyük hedef ve çıkarlarını korumaktan uzaklaşmazlar.
Bilek güreşinde karşınızdaki her zaman babanız ya da anneniz olmayabilir.
Ya da anne ve baba da olsa bazen size gerçekleri hatırlatma ihtiyacı duyabilir.
İnsan bunu da bilmeli, aklının bir yerlerinde tutmalıdır.
Günün sonunda yaşam yolculuğunda insanlar değişik dönemlerde kendi geleceklerini belirleyecek önemli kararlar almak durumunda kalırlar.
Önemli olan doğru kararlar alabilmek ve bu kararların doğuracağı sonuçlara hazırlıklı olmaktır.
İnsanoğlu reşit olan çocuklarına bir yere kadar müdahalede bulanabilir.
Bir yerden sonra ise tavsiyelerde bulunur.
Çocuk tavsiyelere uyup uymama konusunda serbesttir.
Bir aşamadan sonra ebeveynlilerle çocuklar arasındaki ilişki karşılıklı saygı temelinde şekillenir.
Bir tarafın verici, diğer tarafın tüketici olduğu durumlarda ilişkilerde sorunlar ortaya çıkmaya başlar.
Hele bir de tüketici konumunda olan pervasızca hareket etmeye başlayıp, verici olanın sabrını zorlamaya başlarsa işler sarpa sarar.
Böyle durumlarda bilek güreşi denemeleri sempatikliğini kaybeder.
Zayıf tarafı çok kötü vurur.
Önemli olan bunu görebilmek ve ilişkileri düzenlerken akılcı olmaktır.
Dengeyi kurmak, sevgi ve saygıyı karşılıklı koruyacak şekilde hareket etmektir.
Sapla saman karıştırılmamalı, ilişkiler doğru bir zemine oturtulmalıdır.
Yoksa birileri bedel ödemek zorunda kalır.
Bu da hoş olmaz…
