‘Beyaz Zambaklar Ülkesinde’ bataklıktan refaha! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

‘Beyaz Zambaklar Ülkesinde’ bataklıktan refaha!

Kemal Akkan BatmanKemal Akkan Batman

Evde kalmak fırsatları değerlendirmeye neden olmalıdır. Lisans eğitiminde proje olarak hocalarımızın verdiği kitap ‘Beyaz Zambaklar Ülkesinde’*. Bir ülkenin kalkınmasının yöntemi ve kalkınma- eğitim ilişkisini görmek için özeti yapılıp anlatılacaktı. Yıllar sonra yeniden okunmaya değer bulundu.

Atatürk’ün, Grigory Spiridonovich Petrov’un askeri okulların programına konulmasını emrettiği kitap. Kitap bir ülkenin bataklıktan nasıl kalkınmış bir ülkeye dönüştüğünü anlatıyor. Kitap 1923 yılında Sırpça ilk baskısı yapıldı.


Beyaz Zambaklar Ülkesinde’nin konusu Finlandiya’dır. Finlandiya şimdi ile kıyaslandığında, tarihini bilmeyenleri hayrete düşürecek bir ülke idi. Finlandiya, doğal kaynakları çok az, bataklıklar ve kayalıklarla dolu topraklardan oluşuyordu. Böyle bir ülkenin kurtuluşunun ve günümüzdeki müthiş gelişmişlik seviyesinin temellerinin nerelerde olduğunu anlamak isteyenler için ciddi bir kaynak, şiddetle öneririz.

Finlandiya’nın eğitimde ulaştığı kalite zaten neredeyse tüm dünya tarafından bilinmekte ama aynı zamanda kitapta siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan gelişmişlik ve refah toplumunu yakalamanın yolları da yakalanır.

Petrov’a göre Finlandiya’nın başarısında toplum önderleri rol oynadı. Ülkeleri için sorumluluk bilinciyle, halkın eğitimine ve gelişmesine, bitip tükenmeyen çalışma azmiyle katkı sağladılar.

Finlandiya bataklık ülkesi idi, doğal kaynakları yoktu, toprakları kayalıklar ile doluydu ve 600 yüzyıl boyunca İsveç’in egemenliğindeydi. Resmi dil Fince değildi, İsveççe’ydi. Fin dili ve edebi eserleri ile gazeteleri basılmıyordu. Tüm bunlar hem Fince’nin hem de daha da önemlisi Fin kültürünün gelişmesi önünde engel idi. Haliyle Fin değil İsveç kültürü kendi ülkelerinde her konuda baskındı.

Kısmi özgürlük 1809 yılında Rusya’nın hakimiyetine girip, ‘Büyük Prenslik’ statüsüne kavuşunca gerçekleşti. Ülke artık, kendi yasama ve yürütme organları ile ekonomik ve sosyal konularda karar almaya hak kazanmıştı.

Fin devlet yapısının yaratılmasında en önemli katkıyı Profesör Johan Vilhelm Snelman yapmıştı. Snelman bilgin, derin bir filozof ve ünlü bir politikacıydı. En büyük şöhretiyse Fin kültürünü yaratan ‘halk öğretmeni’dir. Arkadaşları ile halk öğretmeni sıfatıyla çalışa çalışa, bin bir bataklık ülkesini ‘Beyaz Zambaklar Ülkesi’ne yani cennete çevirdiler.

Pek çok gerçeği vatandaşların zihnine yerleştirerek, hayatı boyunca Fin kültürünü geliştirmek için uğraştı ancak kitapta şu gerçek öne çıkarılır: ‘Finlandiya, her zaman Rusya ve İsveç tarafından işgal edilme tehlikesi karşısınadır. Güçlü ve açgözlü komşularına karşı durabilmesi için, kültür bakımından onlardan yüksek olması gerekir (sf 77-78*).

Senalman ve arkadaşları, öğretmenlere, memurlara, subaylara Fin toplumunun refaha ulaşması için tüm ülkeyi adım adım dolaşarak öneriler ve öğütler verirler. KKTC’de de şu anki durumda belki de herkesin şikayet ettiği kurumsal çaresizliğin izleri 1920’lerde Finlandiya’da hüküm sürmekteydi.

Snelman ve arkadaşları bunu düzeltip kanunlarla ülkenin yönetilmesinin yolunu aradılar. Şu anki durum ise öngörülerinin ve yaptıklarının meyvesidir. Bir kültür yazılmış; dili konuşulmayan, İsveç kültürünün hakim sürdüğü bir toplumdan, dünya genelinde eğitimde en üst sırada bir toplum.

Aydınlarının geceleyin kahvelerde boşuna vakit öldürmelerinin ve halkı eğitmemelerinin bir cinayet olacağını da belirtir Senalman ve aydınlara halkı eğitme sorumluluğunu yükler.

Petrov, Snelman’ın kanunsuzluğun büyük öğretmenlerinin memurlar olduğunu belirtir. Kanunu uygulamakla sorumlu olanlar memurlardır der. ‘Halka, kanunlara baş eğmenin yollarını ve çarelerini memurlar öğretirler. İşte bunun için, yeni Finlandiya Devleti adına sizden rica ederim, kanun adamları olan sizler; halka, kanuna baş eğme eğitimi verin! Halkta gerçekten adalet duygularını uyandırın (sf. 89).

Önceki memurlar ile ilgili kitapta buraları andıran şu sözler ilginç; Bir iş için kendilerine başvuranları memurlar saatlerce bekletirler; kaba saba odacılar halka: ‘Müdür bey meşgul! Toplantı var; bekleyin!’ Diye bağırılırdı. Halk bekler bekler, dağılırdı. Beklemeye dayananlar müdürün huzuruna çıkar isteklerini anlatırken müdür sözünü keser: Bugün meşgulüm yarın gelin! Derdi. ‘ama rica ederim, ben taşradan geldim…’ ‘Eh yarın gel dedik ya! Anlamıyor musun?’ ‘Fakat benim param yok, fazla bekleyemem!’ Size yarın dedik’ ‘Haydi, dışarı’ derdi.

Eski memur davranışları bu şekilde kitapta aktarılır. Snelman’ın eğitimleri sonrası tamamen yeni bir Fin memurları sınıfı oluşur. Halkın memurlara karşı sevgi ve saygısı artar. Memurlar bilgi ve ahlak bakımından yükselirler. Halk onlarla övünmekte ve onları kutsamaya başlar.

Beyaz Zambaklar Ülkesi dipten kültürlü, kanunlarla yönetilen, gelişmiş, refah toplumuna ulaşmanın tüm vatandaşların ve çalışanların sorumluluğu ile ulaşılabileceğinin ispatıdır. Buraları için de şiddetle önerilen bir kitap.

*Grigory Spiridonovich Petrov. Beyaz Zambaklar Ülkesinde. (Çev. Ersin Cengiz). İzmit: Olympia Yayınları.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar