BET OFİS GERÇEĞİ... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

BET OFİS GERÇEĞİ…

Bet ofisler yeniden toplumun gündemne geldi dünkü Meclis birleşiminde. Gerçekten de, yapıları ve faaliyetleri ile toplumda büyük rahatsızlık yaratan bu yerler için artık radikal kararlar alınması zamanıdır…
Sadece burada yaşayanlar için değil, okumak için ülkemize gelen öğrenciler için de büyük bir tehlike yarattıkları ortada. Yıllar önce önlem diye bet ofislere girme yaşının 21’e yükseltilmesi de ne yazık ki beklenen etkiyi göstermedi, aksine, lise, hatta orta okul çağındaki gençlere kadar indi… İşin en acı tarafı ise, buralardan bir gelir elde edilmesinin, hükümetlerin elini kolunu bağlıyor olmasıdır. Meclis’te yer alan vekillerin büyük bir çoğunluğu, bet ofisler konusunda rahatsızlıklarını dile getiriyorlar ancak iş, yeni bir düzenleme yapmaya geldiğinde, orada tıkanıyorlar. TDP milletvekili Hüseyin Angolemli “Ben ve arkadaşlarım bu konuda yeni bir yasa önerisini Meclise getireceğiz. Her platformda bet ofislerine karşı olduklarını söyleyenlerin buna destek vermelerini isteyeceğim. O zaman görelim bakalım bu arkadaşlar bet ofisler konusundaki söylemlerinde ne kadar ciddidirler” derken, aslında bu konuda birçok vekilin sadece tribünlere oynadığının da altını çiziyordu…
Yine TDP milletvekili Mehmet Çakıcı’nın söyledikleri çok çarpcıydı; “Ada halkı olarak kumar müptelasıyız. Kumar müptelası bir toplum olarak ise, dünyada dördünce sıradayız…”.
Bu yerler, gerek görüntü, gerekse içerik olarak toplumu, özellikle de genç nüfusu zehirlemekte, aileleri yıkmakta, elde avuçta olan satılıp, savulmakta, boşanmalara kadar varan sorunlara neden olmaktadır…
Bundan yaklaşık 2 yıl önce ( 30 Ocak 2014) yazdığım bir köşe yazısında bet ofislerin ağına düşen bir vatandaşın yaşadıklarını sizlerle paylaşmıştım. Tam bir aile dramıydı o gün yazdıklarım;
“Geçtiğimiz gün konuyla ilgili bir okuyucum aradı. Özellikle de küçük yerleşim birimlerine kadar uzanan söz konusu ofislerinin topluma ve ailelere verdiği ciddi zararları kendisinden bir örnek vererek anlattı. Arama nedeni ise yaşadığı bölgede yeterinden fazla bet ofisi olmasına rağmen, yeni bir tane daha açılıyor olmasından duyduğu rahatsızlıktı…
Söz konusu okur, yaklaşık 30 yıllık memuriyet hayatına, ufak ufak başladığı, daha sonra da büyük meblağlarla oynadığı ‘iddialarla’ son vermek zorunda kaldığını, biriken borçlarını ödeyebilmek için, emekliye çıktığını ve ikramiyesi ile borçlarını ödediğini anlattı. Kısacası 30 yıllık birikiminin, bu illet yüzünden heba olduğunu ve geleceğe yönelik tüm hayallerinin yıkıldığını anlattı…
İş onunla da bitmedi. ‘Giden sadece para olsa, bir yerde kendim ettim kendim buldum deyip geçecektim ama ne yazık ki ailem de dağıldı’ dedi… Bu tutku, sadece maddi değil, manen de birçok şeyi götürmüştü ondan. Yıllarca aynı yastığa baş koyduğu eşini ve çocuklarını da kaybetmişti emekli ikramiyesiyle birlikte…
Ve tüm yitirdiklerinden sonra biraz geç de olsa, elinden geldiğince gençlere kendinden örnekler vererek, gittikleri yolun yol olmadığını anlatmaya çalışıyor, ‘Siz bakmayın kapıda yazan 18 yaş altı giremez’ ibaresine. Gelin ve görün, her gün okul çağındaki çocuklar giriyor oralara. Birçok kez ailelerin çocuklarını orada yakalayıp nasıl kavga çıkardıklarına şahit oldum. Benim başıma gelenleri, benim yaşadıklarımı bir başkasının yaşamaması için devletin bu tür yerleri, daha sıkı kontrol altına almasını rica ediyorum…”
Bugün sayıları yüzlerle ifade edilen bet salonları bırakın kapatılmayı ya da zapturapt altına alınmayı, şehrin en işlek caddelerindeki devasa reklam panoları ve cafe görünmleriyle daha da cazip hale getiriliyor. Hangi bölgeye giderseniz gidin, en işlek ve en gösterişli binalar bet ofisleri tarafından kiralanmış durumda. Birçok aile apartmanının altında bir bet ofisine rastlaması artık olağan… Onlarca insanın oturduğu apartmanların ön cepheleri, tamamen reklam panolarıyla süslenmiş, içinde insanları özendirmek için, her yol denenmiş…
Ne yazık ki bu kumar merkezleri, toplumun her kesimini kendine çekmeyi başarıyor. Öğle tatillerini iple çeken birçok çalışan, bu arayı bet ofislerinde kumar oynamakla geçiriyor. Okuma maksadı ile gelen birçok genç, ailelerinin yolladığı paraları buralarda harcıyor. Birçok gencin kumar tutkusu nedeniyle kirasını ödeyemediği için sokağa atıldığına, bet ofislerin bulunduğu apartmanların, elektrik odalarında yaşamaya çalıştıklarına şahit oldum… 
Devlet, “Bana vergisini versin de, ne yaparsa yapsın” diyemez. Devletin gençleri ve çocukları kötü alışkanlıklardan koruma görevi vardır. Meclis’teki dünkü tartışmaların ardından Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Erkut Şahali kumarın ve bet ofislerinin ülkenin kanayan yaralarından olduğunu belirterek, konuyla ilgili olarak Başbakanlık nezdinde çalışma başlatıldığını açıkladı. Bekleyip göreceğiz…
Ya buna ‘dur’ denecek, ya da, daha çok ailenin parçalanmasına, gençlerin okul paralarını bu “cazibe merkezlerine” yatırmalarına göz yumulacak…

 


YERİN KULAĞI VAR
“HÜKÜMET BOZULSUN, MİADI DOLDU” DİYENLER:

Bunlar için ne düşünüyorum biliyor musunuz, geçmişte başka koalisyonlarda, ya da tek başına hükümet dönemlerinde devlet kapılarından istediklerini koparanlar, bu hükümet döneminde o kapıları aralayamadılar. Çünkü, iki büyük partinin ortaklığında, güçlü bir iç muhalefet de gizli. Ortaklar bu açıdan birbirlerini yakından takip ediyorlar. E, sınavsız münhalsiz istihdamlar (Kıb-Tek hariç) en aza indirgendi, başka nemalanmalar durdu. Kurtar beni diye gittikleri bakanlardan, vekillerden bu kez ret cevapları aldılar. Şimdi görelim bakalım, bundan sonra hangi politika galip gelecek. Partizanlığa, popülizme mi dönülecek, bu yeni yolda devam etme kararı mı alınacak…

RANT ÜSTÜNE KURULU SİSTEM:
Sistemimiz rant dağıtma üzerine kuruludur dediğimizde, abarttığımızı söylerler. İşte ispatı; bugüne kadar kırsalda, 6238 sosyal konut arsası dağıtılmış. Bunların gençleri kalkındırma, bölgelerinde tutma adına dağıtıldığı yazılı kağıt üzerinde. Ama ne olmuş, sadece 1857’sinin üstüne konut yapılmış. Diğerleri, spekülasyona yatmış, arsanın değerlenmesini bekliyor. Bir o kadar da el değiştiren var. Demek ki konut yapma ihtiyaçları olmadan almışlar. Dayıları, amcaları varmış, listelere girmişler. Çok açık bir şekilde görülüyor ki, sömürüye dönmüş. O zaman değişecek, belki de uygulamaya son verilecek. Yapılmazsa, aynı sistem sürüp gidecek. Kuru kuruya şikayetin hiç bir anlamı yok…

DENETLEMİYORUZ:
Meclis’in dünkü birleşiminde devlet kurumlarındaki denetim zaafiyetleri bir kez daha gözler önüne serildi.  O kadar laçkalık var ki, özellikle paranın döndüğü kurumlarda yolsuzluklar bitmiyor. Nasıl olmasa denetleme yapılmıyor diye, her türlü yasa dışı yollara tevessül edenler var. Denetlense bile, raporların bitmesine kadar onlarca yıl geçiyor. Yani bir yerde yapanın yanına kar kalıyor…  Dün görüşülen raporlardan biri 1992’ye aitti. Herhalde yetkilisi de, denetçisi de çoktan emekli olmuştur.            

AYAKLARI YERE KARAVAN PROJESİ:
Turizm Bakanı Sucuoğlu, eğitimiyle ilgili olmayan bir konuda Bakan olduktan sonra, hemen her gün yeni projeler ortaya koyuyor. Son önerisi de, “karavan turizmi”. Kime? Avrupalı turiste. Nasıl gelecekmiş bu insanlar? Taşucu-Mersin ve Girne limanlarındaki rezaleti, sıkıntıyı aşacaklar, çaktımalmaz, kalitesiz, ağır, yavaş ve konforsuz gemilerle gelecekler. Karavan turizminin Avrupa’da yaygınlaştığını söylüyor Sayın Bakan da, bu ülkenin deniz taşımacılığı olmayan bir ada olduğunu unutuyor. Keşke adam gibi deniz taşımacılığı olsa da, karavanı bir tarafa bırakalım, Antalya’ya gelen turisti bir kaç günlüğüne çekebilsek, ihya olurduk.

HER İŞİN BAŞI PARA:
Sağlık Eski Bakanı Eşref Vaiz, sağlıkta yaşanan sorunların başlıca nedeninin, “para ve kar kavgası” olduğunu söylerken, hastanelerle ilgili çıkarılan söylentilerin, vatandaşı özele yönlendirme amaçlı olduğunu ima ediyor ve buna “pastanın paylaşımı” diyor. Doğru, boşuna açılmıyor onlarca özel hastahane.

HAYALİ BİLE GÜZEL:
Asgari Ücret Tesbit Komisyonu’nda yer alan Hür-İş, yapılan tesbitlere göre, 4 kişilik bir ailenin insanca yaşayabilmesi için asgari ücretin 3 bin dokuz, 3 kişilik bir aile içinse 2 bin 680 lira olması gerektiğini ve masadaki duruşlarını bu esasa göre belirleyeceklerini açıklamış. Bu rakamlar her ne kadar bugünkü hayat şartlarına göre gerçekçi olsa da, bu ülkede hayalden öteye geçmiyor. Bırakın 3 bini, 2 bin 500’ü, halen brüt 1730 olan asgari ücret 2000 olursa işçi bayram edecek… 

ZİRVEDEKİLER
Serdar Denktaş:
“Partiden ayrılan bu arkadaşlar DP-UBP birleşmesi yanında, DP-UBP koalisyonunu da isterlerdi ama, bu hareketleriyle bunu da ortadan kaldırdılar. Şimdi DP-UBP 23’de kaldı. Nasıl hükümet olacaksın? Dıştan destek verme konusunda nasıl güveneceksin? Bana bu kazığı atanlar, yarın hükümete atmaz mı..?”. Serdar Denktaş’ın bu sözleri bana, o kişilerin DP’ye kaçarken, kendi partilerinin hükümetini güvensizlik önergesiyle düşürmelerini anımsattı.

DİPTEKİLER
Sayıştay Raporları:
Din İşleri Dairesi’nin 1992 Mali Yılı Kesin Hesap Sonuçları Denetim Raporunun 24 yıl sonra dün Meclis’te tartışılması, bazılarının utancı olur mu bilemem ama, dünyada eşi benzeri olmayan bir rekora imza attığımız kesin. Şimdi bu rezalete ne gerekçe uyduracaklar, doğrusu merak ederim…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar