Belçika güvenlik güçleri kasımdaki Paris saldırılarından bu yana alarmdaydı. Ülkede güvenlik önlemleri en üst düzeye çıkarılmıştı. Ama havalimanı ve metroyu hedef alan saldırılar tüm bu tedbirlere karşın önlenemedi.
Şimdi bu saldırıların neden engellenemediği sorusuna yanıt aranıyor. Terör uzmanları bu durumu istihbarat ajansları arasındaki bilgi paylaşımında sorunlar yaşanmasına bağlıyor. Yerel adli güçler arasında da yeterli koordinasyon olmadığı belirtiliyor.
Örneğin sadece 1 milyon nüfusu bulunan Brüksel'de tam 19 belediye, 2 istihbarat kurumu ve 6 polis bölgesi bulunuyor. Bu karmaşık yapı istihbarat paylaşımında sorunlara yol açıyor.
Ülkede bir başka sorunsa dil problemi. Belçika'da hem Fransızca, hem Almanca hem Flemenkçe konuşuluyor. Farklı bölgelerde farklı resmi dillerin kullanılması sıkıntılara neden oluyor.
Çeviri hataları ve bürokratik işlemler nedeniyle çok önemli bilgilerin paylaşılmasında zaman zaman aksamalar yaşanabiliyor.
Belçika Başbakan yardımcısı Jan Jambon da geçen kasımda ülkesini Avrupa'da aşırıcılarla mücadelede en zayıf halka olarak nitelendirmişti.
Jambon karmaşık siyasi yapının ve kurumların aşırıcıların ülkede rahatça hareket etmelerine olanak sağladığını vurgulamıştı.
Belçika ayrıca IŞİD'e katılımın en fazla olduğu Avrupa ülkeleri arasında bulunuyo. Çok sayıda Belçika vatandaşının IŞİD saflarına katılmak üzere Suriye ve Irak'a gittiğine dikkat çekiliyor.
Tüm bu unsurlar Belçika'yı hem teröristlerin hedefi haline getiriyor hem de bu terör saldırılarının önceden engellenmesini zorlaştıyor.
