Basın-Sen, Falyalı suikastine ilişkin sosyal medyada yapılan paylaşımlarda, “bir üyelerine karşı başka bir gazetecinin tehditle karşılık verdiğini” savunarak, “bunun hem suç hem de kabul edilemez olduğunu” kaydetti.
Sendika Yönetim Kurulu konuya ilişkin açıklamasında, “Kıbrıs Türk basınının farklı görüşlerin özgürce ifade edilebildiği, eleştirilerin yüksek perdeden yapılabildiği bir ortamda var olduğunu ve var olmaya devam edeceğini” vurguladı.
Açıklamada, ülkede son dönemde yaşanan silahlı saldırı ve suikast olayları ve bu olaylar karşısındaki siyasi irade, medya ve güvenlik güçlerinin tutumunun tartışmaya açık bir hal aldığı ileri sürülerek, “kriminal olaylara karşı toplumsal olarak ses yükseltilmesi gereken bir noktadayız” denildi. Sendika açıklamasında, bunların kaynağının “Türkiye derin devleti ve hatta uluslararası suç örgütleri” olduğunu öne sürdü.
Açıklamada, saldırılarda katledilen kişilerin ailelerine sabır ve başsağlığı dileğinde bulunulurken, “yaşanılanların ve sonrasında ortaya atılan iddiaların ciddi şekilde araştırılması ve gerçeklerin su yüzüne çıkması konusunda ısrarcı olunması gerektiği” ifade edildi.
Sendika açıklamasında şöyle denildi:
“Adamızın irademiz dışında bir suç ve mafyanın sokaklarda kol gezdiği bir yere çevrildiği, basının çeşitli yollarla susturulduğu, siyasilerin bir kısmının bahsedilen suç odaklarıyla kol kola olması sebebiyle suskunları oynadığı bir ortamda, bir de kraldan çok kralcıların, fikirlerini ve düşüncelerini ifade eden gazetecilere karşı tehdit savurması bardağı taşıran son damladır.”
Sendika açıklamasında, “yapılan tehdidin bir suç olduğu, ayrıca konuyla ilgili üyelerinin buna karşı mücadele başlatması durumunda sendikanın onun yanında yer alacağı, mafyatik yaklaşımlara asla izin verilmeyeceği” belirtildi.
Sendika açıklamasında, Polis Basın Subaylığı’na çağrıda bulunularak, gerek Mehmet Akacan’a yapılan silahlı saldırı gerekse son yaşanan Falyalı suikastiyle ilgili kamuoyunu bilgilendirmek için bir basın toplantısı düzenlenmesi gerektiği kaydedildi.
