Başbakan’ın söylediklerinden... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Başbakan’ın söylediklerinden…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Başbakan’ın BRT’de Basın Odası Programında söylediklerinden iki husus özellikle dikkatimi çekti.

Biri Türkiye’den hala gelmeyen kaynak.


Ki Başbakan bürokratik nedenlerle geciktiğini söylüyor.

Bunları, alt yapı yatırımları için ayrılan kaynak, reel sektör destekleri ve “reform destek ödeneği” olarak sıralıyor…

Benim merakım, cari giderler için ayrılan para. Yani bütçe açığına katkı…

O konuda bir akış var mı, yok mu onu kimse söylemiyor. Acil olan bu değil mi?

Başbakan’ın programda söylediklerinden dikkatimi çeken ikinci konu da, polis…

Başbakan, ülkedeki asayiş sorunlardan rahatsız. Her ne kadar dünya ölçeğinde önemli bir suç oranı olmadığını söylese de, rahatsız…

Diyor ki; “Güvenlik açığı, ekonominin üzerine kurulu olduğu yükseköğretim ve turizmde ciddi yaralar açabilir”…

Diğer taraftan, polisin güçlendirilmesi gerektiğini, bazı sorunları olduğunu, ancak bunu medya önünde tartışmak istemediğini de söylüyor.

Oysa bence polis, bu işin en son noktasında.

Ha belki sadece caydırıcı olamaması, görünür olamaması gibi bir eksiği var.

Yoksa suçluyu yakalama noktasında bir eksiği var gibi görünmüyor.

Sorunun sadece polisle ilgili olmadığını eminim kendisi de biliyor.

Suç oranının artmasını engellemenin yolu, sadece polisi güçlendirmek olamaz.

Bugün bu duruma geldiysek, bunun sebepleri; bir, muhaceret sorunu; iki, caydırıcılık eksikliğidir.

Kapıda kontrol, sonrasında takip, denetim; en son da suç potansiyeli olanlara karşı ülkenin cazip olmaktan çıkarılması…

 

 NASIL OLACAKMIŞ? BİR ZAHMET ONU DA SÖYLESİNLER…

ABD’nin Güney Kıbrıs Büyükelçisi olarak atanan Judith Gail Garber, Senato’nun Dış İlişkiler Komitesi’nde yaptığı konuşmada, doğal gaz konusunun bölgesel işbirliklerinin artmasını hızlandıracağını ve Kıbrıs’ta çözümü “teşvik edeceğini” söylemiş.

Geçtiğimiz günlerde, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin kuruluş yıldönümü nedeniyle Nikos Anastasiadis’e mesaj gönderen Trump da benzer şeyleri söylemişti. O da, “İkili ilişkilerin sürekli güçlendirilmesi, Doğu Akdeniz’de istikrar sağlayacak, ekonomi, güvenlik ve enerjide artan gelişmeyi hızlandıracak” demişti…

Bölgesel ittifakların güçlenmesinden neyi kastettiklerini biliyoruz. Kendi çıkarlarına uygun, yeni bir enerji paktı.

Anlamadığımız, doğal gaz konusunun Kıbrıs’ta bir çözümü nasıl teşvik edeceğidir.

Lütfen birileri çıksın ve “şöyle olursa, çözüme yardımcı olur” deyiversin.

Özellikle son dönemde Rumların da içinde olduğu ittifakların özündeki politikalara bakarak, böyle bir duaya amin demek imkansız.

Yok böyle bir şey. Resmen dalga geçer gibi…

Hani dünyanın başka ülkelerini “demokrasi getireceğim” diye, savaşın batağına sokmak gibi bir şey.

Söz ettiğimiz Güney Kıbrıs, aksine doğal gaz konusunda yaptığı ittifakları, Kıbrıs’ta bir ayrılığı sağlamak için kullanıyor. Adamın niyeti açık. Bunu ben görüyorum da, ABD görmüyor mu? Mümkün mü?…

Bu mesajlardan mana çıkartmaya çalışan iyi niyetli arkadaşlarım, sözüm size, boşuna heveslenmeyin.

ABD’nin Kıbrıs’ta “çözümsüzlük” politikasından çark ettiğine inanmak için geçerli sebep yok…

 

YERİN KULAĞI VAR

ABARTAN KİM?:

Ülkedeki suç oranlarının hala diğer ülkelere göre düşük seviyede olduğunu kaydeden Başbakan Tufan Erhürman, “bu nedenle rakamları şişirmemek gerekir” değerlendirmesinde bulundu. Bırakın rakamları şişirmeyi, işlenen suçların yarısından fazlası gündeme bile gelmiyor. Gazetelerin en az 3-4 sayfası her gün işlenen suçlarla doluyor. Bu küçücük ülkede işlenen suçlar, bana göre nüfusuna göre en çok suçun işlendiği bölge olarak ilk sıralarda yer alır…

 

BU KAÇINCI SÖZ:

Turizm ve Çevre Bakanı uçak biletlerinin ucuzlayacağını tekrarlıyor. İki yılda bu kaçıncı söz verişidir ben unuttum. Bakan Ataoğlu’na göre, Anadolu Jet’in seferlere başlaması ve yeni havalimanına büyük gövdeli uçakların da inebilecek olması, uçak bilet fiyatlarını ucuzlatacakmış. Bu, Nasrettin hocanın yün hikayesine benzedi. İnşallah Fikri beyin bu “ucuzluk” iddiası  Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Atakan’ın, “internet ucuzlayacak” sözü gibi olmaz…

 

AKDENİZDE SULAR ISINIYOR:

Yaz bitti, deniz suyu yavaş yavaş soğuyor derken doğal gaz kavgası, Akdeniz’in sularını yeniden ısıtıyor. Rumların açtığı parseller, Türkiye’nin ikazlarına rağmen yaptığı anlaşmalar ve son olarak da hukuka aykırı olarak lisans başvurusuna açtığı yedinci parsel, bölgede gerginliğin tırmanmasına neden oldu. Türkiye ve KKTC yokmuş gibi ileri götürülen “ben yaptım oldu” yaklaşımı ileride çok daha vahim sonuçlar doğurmaz inşallah…

 

ÖLME EŞEĞİM ÖLME:

Başbakan Erhürman Türkiye’den beklenen paranın, imzayı atacak makamın henüz belli olmamasından dolayı  gelmediğini, bir hafta içinde meselenin halledileceğini ve bloke edilen 800 milyon civarındaki sıcak paranın piyasaya akmasıyla rahatlama olacağını savundu. Yani işimiz paraları serbest bırakacak olan imzacının belirlenmesine kaldı. Önce bu kişi belirlenecek ve paranın serbest kalması için imzayı atacak, ardından da para gelecek, piyasaya düşecek ve herkes mutlu olacak…

 

KİMİNE GÖRE EKONOMİK, KİMİNE GÖRE SİYASİ:

Derinya kapısının geçişlere açılması bizim için ekonomik, Rumlar içinse siyasi birtakım beklentiler yaratıyor. Mağusa esnafı kapının açılmasıyla çarşının canlanacağını ve ekonomik olarak kazançlar elde edileceğini savunurkan, Rumlar Derinya kapısının açılmasının kendilerini “Maraş’ın iadesine” daha da yaklaştırılacağı hayalini kuruyorlar. Öyle veya böyle her iki toplum da Derinya kapısı üzerinden kendilerince hayal kurmaya devam ediyorlar…

LÜKSTEN VAZGEÇMEYİZ:

Akaryakıta yapılan okkalı zam toplumda büyük tepki toplamıştı. Bu konuda kontak kapatma eylemleri bile yapılmıştı. Ne oldu? Çıkın sokağa arabalardan yürüyecek yol bulamazsınız. Cebimizden en çok akaryakıt için para çıkıyor ama, kimse de bu konuda önlem almayı düşünmüyor. Bırakın litresinin 6 lira olmasını, 10 lira da yapsalar, bu lüksümüzden vazgeçmeyeceğiz…

 

ZİRVEDEKİLER

Cenk Mutluyakalı: “Güven anketlerinin tümünde dipte yer alanlar siyasi partiler ve sendikalardır.
Ne yazık ki, buna rağmen kimse üzerine almıyor. Kimse de demiyor ki, ‘Bu statükoda bizim de payımız olduğu doğrudur, bu yüzleşmeyi yapmaktan da kaçmıyoruz’. Statüko dediğimiz içinde yaşadığımız kurulu düzendir. Bunda en önemli pay bu düzenin ‘garantörü’dür. Ve elbette siyaset… Bir de bu siyasetle kol kola girmiş, geleneksel sendikacılık zihniyeti, elbette!”…

DİPTEKİLER

BM’nin 54 Yıllık Başarısızlığı: Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in müdahil olduğu çatışma alanlarındaki başarısızlıklarını sıralamış, “BM’nin adalet arayışına hala bir cevap bulamadığı ortada, işte bakın Kıbrıs” demiş. Bu bana, 2014’de BM’nin kuruluşunun 50. yılına girerken bir BM yetkilisinin “Barış Gücü Kıbrıs’tan çekilemez. Çünkü, çekilirse 50 yıllık başarısızlığını kabul etmiş olur” sözünü hatırlattı. Onun inadı, ötekinin keyfi, sürüp gidiyor işte. Olan da sadece ama sadece Kıbrıs Türküne oluyor. İşte bu ay içinde de  başarısızlıklarının 54. yıldönümünü kutlayacaklar…

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar