Başbakan ve UBP Cumhurbaşkanı Adayı Ersin Tatar, envanter ve altyapı çalışmaları tamamlanan ve artık “açılma sürecine girileceğini” kaydettiği Kapalı Maraş’ta incelemelerde bulundu.
Tatar, TRT ile BRT’nin ortak canlı yayınına katılarak açıklamalarda bulundu ve “KKTC toprağı Kapalı Maraş mutlaka açılacak. Artık ezber bozuldu. Özellikle müzakere sürecinin olmadığı bu aşamada Kapalı Maraş’ın açılması kaçınılmaz. Kapalı Maraş’ın açılması, hem insan hakları, hem de ekonomik açıdan şart” diye konuştu.
“MARAŞ’LA İLGİLİ 300’E YAKIN BAŞVURU YAPILDI, DEĞERLENDİRİLECEK”
Maraş’ın açılmasına yönelik çalışmaların hemen hemen tamamlanmak üzere olduğunu ve bu saatten sonra açılma sürecine girileceğini söyleyen Tatar, Taşınmaz Mal Komisyonu’na Maraş’la ilgili 300’e yakın başvuru yapıldığını ve başvuruların değerlendirileceğini de kaydetti.
Rum Yönetimiyle bir görüşme sürecinin gündemde olmadığını dile getiren Tatar, kendilerine kapılarını açık tuttuklarını ve kırmızı çizgilerinin korunacağı bir anlaşma istediklerini de ifade etti.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı eleştiren ve “Crans Montana’da gereksiz tavizler vermekle” suçlayan Tatar, orada uzlaşılan unsurların geçerliğini yitirdiğini de belirtti ve Türkiye’nin garantörlüğünden asla taviz vermeyeceklerini söyledi.
“MARAŞ TÜRK TOPRAĞIDIR, GKK TARAFINDAN KORUNUYOR”
Taşınmaz Mal Komisyonu’na Maraş’la ilgili 300’e yakın başvuru olduğunu, görüşülerek adil bir düzenlemeyle mülk sahiplerinin haklarının iade edileceğini dile getiren Başbakan Tatar, “Maraş Türk toprağıdır, GKK tarafından korunuyor, halkımız da Maraş’ın açılmasını destekliyor” dedi.
Gelişmekte olan Mağusa’nın Kapalı Maraş’a kadar yayılmasının KKTC’yi ekonomik anlamda daha fazla güçlü kılacağını da belirten Tatar, halkın bu yönde irade ortaya koyduğunu, bundan sonra KKTC’nin tüm dünyaya tanıtılması gerektiğini söyledi.
Tatar, Maraş’ın açılmasının uluslararası hukuka aykırı olup olmadığıyla ilgili soruyu yanıtlarken de, Rumlar ve AB’ye göre KKTC’nin tümüyle uluslararası hukuka aykırı olduğunu ancak TC’nin KKTC’yi tanıdığını, Kıbrıslı Türkler’in de Güney’de çok mal bıraktığını, esas olanın insanların yaşam hakkı olduğunu, diğer meselelerin sonra geldiğini kaydetti.
