Türkiye Devlet Su işleri, KKTC’deki su projesinin işletmesini de ihale etti.
Önce tarıma verilecek suyun dağıtımı için gereken boruların döşenmesi, tüneller, depolar yapılması için ihaleye çıkmıştı, şimdi de işletme için ihaleye çıkıyor.
Geçtiğimiz ay ilk ihale çıktığında da yazmıştım; bunların tümü, ilk sözleşmeye göre bizim yapmamız gerekenler…
Hani bir buçuk yıl önce, “Biz yaparız” diye gelenlerin yapmadıkları…
Süreci de yazmıştım, şimdi detayını tekrar etmeye gerek yok, her yeni aşamada, araya birilerini koyarak, “aman siz yapın”a getirmişler.
Önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonra Başbakan Yıldırım ve doğal olarak Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, duruma bakmışlar, milyonlarca liralık proje heba olmasın diye kalan işleri de üstlenmişler…
DSİ işletme, inşaat, şu, bu işlerini kendisi yapmadığına göre, Türkiye’de yaptığı gibi, bu işleri de ihale ediyor.
İhaleler Ankara’da açılıyor. E, kendi yaptığı işin ihalesini burada açmasını beklemezdiniz herhalde…
KKTC olarak görevinizi yapsaydınız, ihalenizi de açsaydınız.
Şimdi müteahhitler ya da başkaları hiç şikayet etmesinler. Eğer edeceklerse de, kendi hükümetlerinin beceriksizliğinden şikayet etsinler…
Durum bu…
Bakan Veysel Eroğlu, muhalefetin bu ihaleleri eleştirmesinden bahsediyor ve “Kıbrıs’ta herkes çok şey söyler ama bazıları konuşuyor, biz yapıyoruz…. Muhalefetin endişe etmesine gerek yok” diyor.
Sayın Bakan bilmeli ki, buradaki eleştirilerin asıl hedefi, KKTC kanadıdır…
Bu proje bizimkilere ağır gelmiştir.
Çok çalışmak, proje çıkartmak, uygulamak, uzmanını bulmak, koordine etmek gerekir ki, bizim siyaset anlayışımızda, hele de bugünkü iktidar yapısında böyle bir özellik yoktur…
Bakan Veysel Eroğlu “Kıbrıs’taki özel durum sebebiyle” diyor…
İşte o diplomasi gereği açık açık söylemediği “özel durum” budur aslında… Bin defa eminim ki, Bakan da işin aslını biliyor. Zaten daha önceki bir konuşmasında safha safha bizimkilerin nasıl gidip yalvardıklarını kendisi söylemişti…
Kıbrıs Türkünün tepkisi bunadır.
Tümden reddeden tarafları ayrı tutarım, onlar suyun gelmesine de karşıydılar.
Ama çoğunluğun hissiyatı budur…
Bizim kızdığımız, hala, kim bilir kaçıncı defa Bakan Eroğlu’nun karşısında pişkin pişkin oturan Nazım Çavuşoğlu’nun “onu yaptık, bunu yaptık” diyebilmesidir…
Hepimizi çileden çıkartan da budur…
Sadece su konusunda değil, her konuda…
Türkiye parasını verse de, proje üretememek, icraat yapamamak…
Bütün hünerleri, bu ülkenin bal gibi yapabileceklerini de Türkiye’nin sırtına yıkmak…
Tek bildikleri ve en iyi yaptıkları, Türkiye’nin verdiği kredileri, hibeleri törenlerle dağıtmak, ötesi yok!
Ama Sayın Bakan şunu da bilmelidir, ülke 7 Ocak’ta seçime gidiyor.
Şimdi bu kahramanlar bu “yapmadıklarıyla” oy toplamaya kalkacaklar…
İşte o zaman bu ihaleler daha çok tartışılacak…
_______________________________________________________________________________
YERİN KULAĞI VAR
SEÇİM, SEN NELERE KADİRSİN:
Saat konusu tam bir maskaralık oldu. Hükümet şaşkın ördek gibi ne yapacağını şaşırdı. Daha dün Meclis’te arslanlar gibi savundukları yaz saati uygulamasında geri adım atarak, Pazar günü saatlerin bir saat geriye alınmasına karar verdiler. İyi de herkes “yanlış yapıyorsunuz” dediğinde niye ve neden savunuyordunuz? Ama bu seçim yok mu bu seçim. Nelere kadirmiş meğer de bilmiyorduk…
HUZURSUZLUK BAŞLADI BİLE:
Kendilerini “seçime en hazır parti” olarak lanse ediyorlar ama, adaylık ve liste sıralaması konusunda en çok sıkıntı yaşayacak partilerin başında da UBP geliyor. Aday olabilmek yanında listede iyi bir sıraya oturmak isteyenler, hükümete dıştan destek veren “bağımlı” bağımsızların yerlerinin merkez tarafından garanti edilmesine bozuk atıyorlar. Hani siz de olsanız “dağdan gelip, bağdakini kovanlara” pek sıcak bakmazsınız…
İNSAF:
Seçimlerin 7 Ocak’ta yapılmaması için birileri her yolu deniyor. Hatta bunun içine 15 Kasım törenlerini bile sokanlar var. Oysa son seçimler 28 Temmuz 2013’de yapılmış, 20 Temmuz da eksiksiz, her yılki gibi törenle kutlanmıştı. Türkiye’den de Meclis Başkanı, Başbakan Yardımcısı da hazır bulunmuştu… Daha önceki seçimlerde de hiç bir bayram iptal edilmedi. Çünkü resmi bayramlar seçim yasağına girmiyor…
PRİM YAPTIRIRLAR MI:
Dikmen Belediyesi de, KKTC’de başarılı sayılı belediyelerden. Bir kaç yıl önce bir AB projesi olarak, Dikmen için 25 yıllık vizyon çalışması yaptırdı, icraatlarını bu stratejiyle sürdürüyor. Kendisine bağlı Pınarbaşı ilkokulunu yenilemiş… Diğer yandan hükümetler de hem kendileri yapmazlar, hem de yapana taş koyarlar. Başkan Yüksel Çelebi, hükümetin, hem dayatma yapmasından hem de ortak proje önerilerini reddetmesinden yakınıyor. Dağyolu’ndaki ağılların köy dışına çıkarılması için sundukları proje hasıraltı edilmiş. Herhalde muhalif belediye prim yapmasın diyedir…
HİÇBİRİNİ İSTEMİYORLAR:
Önce, Türkiye’den gelen suyla ilgili olarak, “isterlerse onlara da verebiliriz” dedik, adamlar bizden alacaklarına denizden arıtmayı tercih ettiler. Şimdi daha bize gelmeden, “isterlerse Rumlara da elektrik verebiliriz” demeye başladık ama, komşu bizden almak yerine, İsrail ile birlikte yer altından kablo ile Avrupaya bağlanmak için ilk adımı 2018’de atıyor. Biz kavga ede duralım, bu elektrik işini bizden önce yaparlarsa hiç şaşırmayacağım…
EYVAH! ÇEVRE UZMANLARI GELMİŞLER: Meclis, Çevre ve Eğitim konferansı düzenledi. Hem de uluslararası. Yabancı ülkelerden uzmanlar gelmişler. Tam 80 tane bilimsel çalışma sunulacakmış. Meclis adına güzel bir çalışma, ama düşünüyorum da, o uzmanlar etraflarına şöyle bir bakarlarsa ne diyecekler? Ya da mesela Boğaz Piknik alanının yanından geçerken o rezaleti görecekler… İlim var, bilim var, yasalar var, ortalık uzman dolu, ama bu ülke pislikten geçilmiyor… Bu nasıl bir duyarsızlıktır ki, hep birlikte rahatsız olmaz olduk.
_______________________________________________________________________________
ZİRVEDEKİLER
Ferdi Sabit Soyer: Saatler konusunda aldıkları karardan dolayı “şimdi papazcı mı oldunuz?” yorumunu yapan CTP milletvekili Soyer, “saatleri hükümet değiştirdi. Şanlı, milliyetçi havaları atan UBP-DP Hükümeti şimdi papazcı mı oldu..? Büyük lokma ye büyük laf etme Hüseyin Özgürgün ve Serdar Denktaş…” .
________________________________________________________________________
DİPTEKİLER
Fikri Ataoğlu: Turizm ve Çevre Bakanı Fikir Ataoğlu, “KKTC Turizmden sonra Eğitim ve Sağlıkta da çok üst noktalarda” olduğunu iddia etmiş. Eğitim dökülüyor, sağlıkta ise kaos sürüyor. Kusura bakmasın ama, sağlığı ve eğitimi özele kaydırarak, turizm de ise kelle başı hesap yaparak, çok üst noktalarda olduğumuzu söylemek, en hafif tabiriyle bu halkın aklıyla dalga geçmektir…
