Dönemin Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Tuğrul Türkeş, “girdiğim her bakanlar kurulu toplantında Tayyip bey “ne oldu vatandaşlık işleri” diye sorar ve bana baskı yapar” demişti.
Kime?
Bir KKTC ziyaretinde bakanlara.
Tayyip beyin yani Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının süratle ve çok sayıda kişinin KKTC vatandaşı yapılmasını istediğini böyle anlatmaya çalışmıştı.
Ben, bu anlatımın doğru olmadığını veya vatandaşlık işlemlerinin hızlandırılması için bir tür baskı olduğunu düşünmüştüm.
Yanlış düşünmüşüm.
Kısa bir süre sonra, bir grup gazeteciyle “Başbakanımızla kahvaltı” daveti alacak ve yanlış düşündüğümü bizzat yaşayarak öğrenecektim.
Daha kahvaltının tanışma faslında Başbakan, teker teker kaç çocuk sahibi olduğumuzu soracak, çocuk sayısını az bulacak ve daha fazla çocuk yapmamızı isteyecekti.
Ve şöyle diyecekti: “Hem çocuk yapmıyorsunuz hem de nüfus göndermemize karşı çıkıyorsunuz.”
***
Dönemin Dışişleri Bakanı partisinin Antalya’da düzenlediği “istişare” toplantısında konuşmuş ve dönemin KKTC Cumhurbaşkanı’nı yerden yere vurmuştu.
Dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Ankara’daki yönetim ile ciddi sorunlar yaşıyordu.
Sık sık Türkiye’ye gidiyor ve Ankara’nın Kıbrıs sorununda yanlış politikalar izlediğini söyleyip duruyordu.
Ankara’yı yönetenler de bu duruma çok kızıyorlardı.
Dönemin Dışişleri Bakanı Antalya’daki istişare toplantısında şöyle diyecekti.
“Zaten Denktaş’ın maneviyatından şüphe etmek lazım. Maneviyatı güçlü birisi olsaydı maneviyatı güçlü gençler yetiştirirdi de referandumda kaybetmezdi.
***
Birkaç yıl önce kurulan ve adresi bir apartman dairesi olan bir derneğe 20 milyon dolar verilecek ve derneğin 4 minareli camii ile birlikte ilahiyat lisesi ve üniversite açması sağlanacaktı.
Öğrencilere de bol tarafından burs aktarılacak, sırayla umreye götürülecekti.
Hani kompozisyon yarışmalarında “gittim gördüm, ne kadar güzel bir ülke keşke biz de onlar gibi yaşayabilsek” diyerek Suudi Arabistan’a övgüler düzülen okul.
Dönemin Eğitim Bakanı’na “reis öyle istiyor, burayı bize devret, sorun ortadan kalksın” denilecekti.
Çünkü dönemim eğitim bakanı okuldaki müfredatın eğitim bakanlığı kontrolünde olması için diretiyor ve istenmeyen adam ilan ediliyordu.
***
Bu örnekler çoğaltılabilir.
Kıbrıs Türkü hepsini gördü, tanık oldu.
Ama böylesi ilk defa başına geliyor.
Bu ülkenin cumhurbaşkanına “istifa et ve git Rum tarafına yerleş” hiç denmemişti.
Demek ki o aşamaya geçiyoruz.
“Bağdakilerin kovulma aşaması…”
