“Kendi ayaklarımızın üzerinde durabilmek istersek, fakirleşmeyi kabul edeceğiz.”
…
Yukarıdaki söz Ünal Akifler’e ait.
Ayakta durmak istersek diyor…
…
Kim ister?
Yapma Hocam!
Biz Filistinli miyiz?
…
Vaktiyle bir kuraklık yaşanmış Kıbrıs’ta.
Gerekli mahsul alınamamış.
İngiliz hükümeti de tahıldan alacağı vergiyi toplayamayacak duruma gelmiş.
Yani durum kötü.
Tarıma dayalı Kıbrıs ekonomisi krizde.
Bunun üzerine Kavanin Meclisi oturmuş, Türk, Rum üyeler ve dahi İngilizler bazı yüksek dereceli memurlukları iptal etmişler.
Diğerlerinin de maaşlarını kısmışlar.
Amaç hükümet harcamalarını kısmak.
…
Atatürk’e sormuşlar.
-Paşam, vekil maaşlarını düzenleyeceğiz. Ne kadar verelim?
Cevap vermiş Paşa:
-Öğretmen maaşlarını geçmesin.
…
Ünal Akifler ayakta durmamızı öneriyor.
Fakirleşmeyi de kabul edeceğiz, diye de uyarıyor.
…
Bana öyle geliyor ki kimse ayakları üzerinde durmayı istemiyor!
Onca hükümet gelip geçti, kim ki ayaklarımızın üzerinde duralım dedi, anında gitti!
…
Önceden sanılmıştı ki, ayaklarımızın üzerinde duracaktık.
Zaferle çıkmıştık savaş alanlarından!
Ayakta savaşmıştık.
Ayakta mı duramayacaktık?
…
Olmadı!
Duramadık!
Üstüne, yürümeyi de unuttuk!
…
Eğer ayakta durursak, biri çomak sokacak.
-Bunlar ayakta durmayı öğreniyor galiba, dizlerine vurun, diyecek.
Kim ister ayakta durmamızı?
Komşumuz mu?
Yıllarca fakirliğimizle dalga geçen onlar olmadı mı?
Hor görülmedik mi?
Küçümsenmedik mi?
…
Ya anamız?
Baktılar, bunlar balık tutmayı bilmez, iyisi mi kumarhane kuralım dediler!
Baktılar, bunlar proje falan hazırlayamazlar, vergi toplayamazlar, bunlara protokol yapın, ipleri elimizde olsun dediler!
…
Bütün bunlardan sonra,
Kalkıp ayaklarımızın üzerinde durabilsek, kim bilir kendi başımıza Kıbrıs sorununu da çözebileceğiz!
Kim ister Hocam!
…
Kimse istemiyor!
…
Hatırlayın.
Eski Başbakanımız Ferdi Sabit Soyer her fırsatta ayakları üzerinde duran bir ekonomi diye yırtınmadı mı?
O yırtındıkça, anamız, avradımız, yarimiz hep birlikte paçasına sarılıp aşağıya çekmediler mi?
Hatta, karşısına dikilip sen Türk müsün diye sormadılar mı?
Eli havada kalmadı mı?
…
Yapmayın Hocam!
Biz Filistinli miyiz?
Fakir olalım ama bağımsız olalım mı demek istiyorsun?
İsteyen yok ki?
…
Taş atanımız mı var?
Yok!
Yol kesenimiz var mı?
Yok!
Dağa çıkanımız var mı?
Yok!
Canına tak edenimiz mi var?
Yok!
Bağımsız kalalım diyen mi var?
Yok!
…
Hocam,
Başta yöneticilerimize, sonra da aziz ahalimize haksızlık ediyorsun!
Olmayan bir şey üzerinde kafa patlatıp, akılları karıştırıyorsun!
…
Unuttun galiba!
Biz ölürken upuzun yatıyoruz.
Ayakta gömülen bile yok!
