CTP Milletvekili Arif Albayrak, Meclis’in seçimlerden çok fazla etkilendiğini ve kendilerini “tatile çıkan çocuklar” gibi hissettiklerini söylüyor.
Aynen öyle…
Demokrasinin vazgeçilmez bir parçası olan seçimler, neredeyse ülke yönetimini aksatmaya başladı…
Sanki seçimlerin amacının iş yapacak olanı başa getirmek olduğunu unutuyoruz ve demokrasi sadece seçimden ibaretmiş gibi davranıyoruz.
Yani, iş yapmak out, seçilmek in…
Seçilmek için her türlü insanüstü çabayı gösterenler, o iş bittikten sonra tembelleşiyor. Ta ki, yeni bir seçime kadar.
Geçtiğimiz hafta yine yazdım. Artık iş yapma zamanı, icraat zamanı.
Eğer unuttularsa, hükümet programlarını açıp bir baksınlar.
Onu da yapamıyorlarsa, Mehmet Ali Talat’ın 25 maddesine göz atsınlar. Yapılacak o kadar çok iş var ki…
Dün haberlere bir baktım, bakanlar, çeşitli sebeplerle bir bir yurt dışına gidiyorlar.
Seçim süreci zaten olması gerekenden uzun sürdü. Yıpratıcı oldu. Devlet yönetimi neredeyse durma noktasına geldi. E, haydi bitti, artık işbaşı yapın…
Yok, enerjilerini bitirmişler, şimdi de gezme zamanı…
Benim en büyük korkum, kurultay olayının da icraatları aksatması.
Geçmişte UBP’nin kurultay sürecini büyük acılarla yaşadık. Partiler bozuldu, insanlar oradan oraya devşirildi. Kabine değişti, bürokratlar değişti. Kazanmak adına kamuya zarar verildi… Bir rezilliktir gitti.
Ama sonuçta ne oldu?..
Tüm o dönemlerin Başbakanı, işi gücü bırakıp delege peşinde koştuğu için sandıkta bırakıldı.
Şu anda çekileceğini söyleyen bir Başbakan var. Bir ay sonra da bir kurultay. Onların bu örneği bire bir yapacağını düşünmesem de, bir rehavet görüyorum.
Biz gazeteci olarak kulisleri koklayıp yazıyoruz. Bu bizim işimiz. Ama emin olun vatandaşın umurunda bile değil…
CTP’ye kim başkan olacakmış, genel sekreteri, yönetimleri kimlerden oluşacakmış, bunlar karın doyurmuyor…
İnsanlar günden güne eriyen cüzdanlarının derdinde.
Borç gırtlağı aşmış vaziyette.
Son bir yılda döviz yüzde 40 arttı haberiniz var mı..?
Olmadığı DPÖ’nün açıkladığı yüzde 1,5’luk rakamından belli…
Geçmişte hayat pahalılığı ya da reel artışlarla kayıplar yerine konurdu, ekonomik çarkların dönmesi sağlanırdı.
Allah’a şükür artık o da yok…
Çoğunluğu İrsen Küçük döneminin kurultay geçicilerinin maaşlarını dengeleme adına, kamuda maaş ve ücret dengesi, hiyerarşi bozuldu.
HP, memurun geneli için neredeyse sıfırlandı.
Asgari ücretin adını anan bile yok.
Örgütsüz, sesini çıkartamayan özel sektör çalışanı ise intiharın eşiğinde. İşsizlikle, sefalet ücreti arasında gidip geliyor…
Lütfen beyler, aklınızı başınıza toplayın ve biraz mesai yapın. Seçim, koltuk tutasınız diye yapılmıyor, iş yapasınız diye yapılıyor.
Bakın, artık seçmenin hiç şakası kalmadı…
İrsen Küçük’ün başına gelenler hepinize ders olsun…
YERİN KULAĞI VAR
ÖZÜR DİLESE ŞAŞARDIM:
Olay adam Hüseyin Özgürgün, ne halktan ne de kimseden özür dilemeyeceğini söylemiş. Erkek adam özür dilemezmiş… Maçta da olurmuş ailede de… Başbakan laf atmış, cevabını almış… Yok yahu… Sadece biz gazetecilerin değil, sokaktaki vatandaşın neler yazdıklarına bir baktı mı acaba? Onur muymuş bu, erkeklik miymiş… Zaten özür dilese şaşardım. Hepimize “geri zekalılar” dediği gün bile özür dilemeyi düşünmeyen birisinin bu olaydan sonra çıkıp özür dilemesini beklemek fazla saflık olurdu…
AYIP OLUYOR:
KTÖS Şht. Ertuğrul İlkokulu’nda nitelikli eğitim talebi ile geçen hafta başlatılan uyarı grevinin sonuç alınıncaya kadar devam edeceğini açıkladı. Greve gerekçe olarak okul müdürü Rasiha Erkal’ı gösteren KTÖS, Erkal’ın görevden alınmasını talep etti. İyi de diğer okullardaki eğitim çok mu nitelikli Allah aşkına. Duyan da, hepsini mamur ettik de, bir tek Şht. Ertuğrul kaldı sanacak. Sonuçta öğretmenlerin kavgasında, her zaman olduğu gibi yine çocuklar eziliyor…
YUNANİSTAN ÖNDE:
Kıbrıs konusunda biz kendimizi bildik bileli, Güney Kıbrıs karar alır, Yunanistan uygulardı. Çipras yönetimi bu kez öne çıkıyor. Açıklamalar sürekli Yunanistan’dan geliyor. Yok garantörlükten çıkacak, yok adada Türk askeri kalmayacak… Aralarında anlaşmışlar, bir rol değişikliğine gitmişler. Çıtayı da kendi akıllarınca yükseltmişler. Eide bunları da cesaretlendirici bulmuş mu acaba..?
BU KAFAYLA ZOR:
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocas, Kıbrıs’ta tek bir Türk askeri dahi kaldığı sürece Kıbrıs sorununun çözülemeyeceğini söylemiş. Onlar bu kafada oldukları sürece adada, bir çözüm olacağına olan inancımız azalıyor. Duyan da, asker gitse oturup da bize haklarımızı verecekler sanır. Amaçları sanki de, her iki tarafta da çözüme olan umutlara darbe vurmak… Ben şahsen öyle görüyorum.
BİRAZ EKSİK DEĞİL Mİ:
İlçe Emniyet Kurullarının çalışması, uygulamadaki birimlerin koordinasyonu bakımından önemli. Girne için “yaz” önlemlerini görüşmüşler. Ancak aralarında bazı eksikler var gibi. Mesela ses kirliliği, plajlar, artık neredeyse trafik terörü yaratan minibüslerin denetimi. Ve de bence hepsinden önce gelen limanın durumu… Yaz aylarında nüfusu ikiye katlanan Girne’yi en çok rahatsız eden konular…
REKABET VATANDAŞA YARADI:
Ülkemizde faaliyet gösteren iki GSM operatörünün aldığı kararla, yıllardır Türkiye ile yabancı ülke tarifesinde konuşan aboneler, artık roamingden kurtulup, daha ucuza konuşacaklar. Belki de ilk kez iki şirket arasındaki tatlı rekabet sonucunda, aboneler karlı çıktı…
ZİRVEDEKİLER
CTP Tabanı: Koltuklarından kalkmaya niyeti olmayanlara, tam bir demokrasi dersi veren CTP tabanını kutlamak gerek. Kolay yolu seçerek, sorumlulukları bir kişinin üzerine atıp, sıyrılmak isteyenlere verilebilecek en güzel cevabı verdiler. Özellikle gençler, bıkıp usanmadan topladıkları imzalarla gücün tavanda değil, tabanda olduğunu ispat ettiler. Helal olsun onlara…
DİPTEKİLER
Yine Hastaneler: Hastadan ameliyat önlüğü satın almasının istendiğini de hiç duymamıştım, yenile öğrendim. Hatta, kağıt benzeri bir maddeden yapılan bu önlükleri atmayıp, temizleyip yeniden kullanıyorlarmış. Merak edip sordum kaça diye, tanesi dört (4) Türk Lirası’ymış. Bunu da yapamıyorsa bir devlet, dükkanı kapatsın yani. Sahi, Sağlık Bakanlığı ayda kaç para fazla mesai ödüyordu..?
