ATEŞ OLMAYAN YERDEN… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

ATEŞ OLMAYAN YERDEN…

Mehmet MoreketMehmet Moreket

Hani Başbakan diyor ya, “haber niteliği olmayan gündemler tartışılıyor buna son vermek için çalışma yapılacak” diye; o zaman etrafta dolanan iddiaları haber yapmadan soralım, cevap versinler, yalansa yalanlasınlar; herkes de doğrusunu öğrensin…

Geçtiğimiz gün Kıbrıs Postası yayınladı bir tanesini; test sayıları yarıya düştüğü halde, vaka sayıları hemen hemen aynı kalıyor. Bu bir tespit. Hepimiz görüyoruz.


İddia da şu; bazı özel laboratuvarların, sayıları 10-15 binin üzerinde olan “yapılmamış testi devlete fatura ettiği”… Gazete, “Şüpheler var” diyor… Tabipler Birliği, “vahim iddialar” dedi.

Biz de bekledik, çıksınlar yalanlasınlar. Öyle olmadı, tam tersine Erhan Arıklı çıktı, “Başbakan, konuyla ilgili Başbakanlık Maliye Teftiş Kurulu’nu devreye koyuyor” deyiverdi.

Şimdi bu haber basına düşmeseydi, bu çaçanın üstüne gidilir miydi, gidilmez miydi, siz söyleyin. Hem de şu meret kurultay öncesinde…

İkinci iddiayı da dün biz bazı sağlıkçılardan duyduk. Deniyor ki; “Şu kadar bin test örnek alınıyor, ancak belli bir sayıdan sonra analiz yapılmıyor”… Hatta detayı da var, 150 pozitif çıktıktan sonra, ne analiz yapılıyor, ne sisteme yükleniyor…

Geçen gün, basına sansür uygulama fikrini ortaya attığında demiştik; ordu kadar basın görevlisi var bakanlıklarda. Onu bıraktım, bakanlar her gün bir kanalda boy gösteriyor; iddiaları çürütsünler.

Haydi bekliyoruz. Zaten kafamızda bu testlerle ilgili kuşkular vardı, bunları duydukça, insan daha da paniğe kapılıyor…

Turist, öğrenci diye perişan olurken, güveni de sağlayabilselerdi bari. Neyin ne olduğu bilinmeyen bir yere turist mi gelir, öğrenci mi?

Vatandaş mı? Onun izaha ihtiyacı yok, zaten yaşananların akıl dışı olduğunu biliyor…

 

BOŞ İŞ…. NEYİ GÖRÜŞECEKLER…

Dünyada eşitliğimizin tanındığı tek yer BM…

Şimdi Anastasiadis de Tatar da New York’a gidiyor, BM ile görüşecekler. Ama birbirine tamamen zıt fikirlerle.

BM, misyonunun gereğini yapıyor, en azından temasların sürdüğünü göstermek istiyor. Onun dışında bir şey yok…

Anastasiadis, BM Genel Kurulu’na katılacak, belki konuşma bile yapacak, kendi tuhaf önerisini dile getirecek, ikili temaslar yapacak. Biz? Guterres’le görüşmeden sonra arkamıza baka baka geleceğiz.

Aynen sudan çıkmış balık gibi…

Kıbrıs gerçeğinde, BM’nin çözüm çerçevesine en çok sarılması gereken taraf olmamıza rağmen, ondan da kurtulmaktan bahsediyoruz.

Anastasiadis, iki toplumlu, iki bölgeli federasyondan cayma sinyalleri verdiğinde, kıyameti koparan taraf olmamız gerekirken, şu anda “ne halin varsa gör, biz zaten istemiyoruz” mesajı veriyoruz.

Dün dikkatimi çekti; Yunan Başbakanı Mitsodakis, AKEL’in yeni Genel Sekreteri Stefanu’yu kabulünde, Yunanistan’ın BM Güvenlik Konseyi kararlarına Kıbrıs sorununun çözümü için kabul edilebilir tek çerçeve olarak bağlılığını yinelemiş. Bu bence, Anastasiadis’e verilen bir mesaj. “Aklını başına topla, Güvenlik Konseyi kararlarının dışına çıkarsan kaybedersin” mesajı. Bir anlamda Anastasiadis’in kendi halkının bile kabul etmediği “60 cumhuriyetine dönüş” fikrinin saçmalığını vurgulamış.

Adamlar biliyor, neredeyse yarım yüzyıllık federasyon modelini çöpe atmak demek, durduk yerde başına bela almak demek.

Biz de sanki bunu körükler gibi, günde beş defa “iki ayrı devlet” diyoruz…

Hep derim ya, uzlaşmazlar Kıbrıs’ta birbirlerinden beslenirler diye… Durumumuz ortada, dünyanın dışına itildikçe itiliyoruz ama başımızdakiler bu durumdan oldukça memnun. Sonuna kadar gitmeye niyetliler…

 

YERİN KULAĞI VAR

KANDIR ÇOCUĞU DA TAKSİM İSTESİN:

Cumhurbaşkanlığı anket yaptırmış. İçinde siyasilerin olduğu anketlere güven her zaman, diğerlerinden düşüktür. Yine de haydi diyelim ki deneklere anketi yaptıranın kim olduğu söylenmedi, tamamen objektifti falan. Çözüm modellerini sormuşlar, katılanların yüzde 49,2’sinin, iki eşit egemen devlete dayalı çözüme destek verdiği çıkmış. Onu da sevine sevine yayınlamışlar. Peki ama, federasyon isteyenler de 33,1… Buna bir de 60’a dönüşü destekleyenleri ekleyin, sonuç 37… Arada çok bir fark yok ki. Yani bu kadar sevinmeye de gerek yok. Akıncı’nın aldığı oy ortada. Hele bir de masaya bir plan gelsin, bakın o rakamlar nasıl füze gibi çıkar. Tarihimiz boyunca kandırmışlar çocuğu, taksim istesin…

 

SAYGINLIK BÖYLE KAZANILMAZ:

Ersin Tatar, “Kimse bizden Kıbrıslı Türklerin devleti olan KKTC’yi ortadan kaldırmamızı bekleyemez, bu her zaman olacaktır” demiş. İyi de KKTC’nin adını falan değiştirmeye kalkan siz. Saygınlığını yerle bir eden yine siz. Bir yandan ‘devletim’ diye övünürken her ay el avuç açan siz. Birilerine yaranmak adına bu devletin saygınlığını, bağımsızlığını yerle yeksan eden yine siz. Her Allah’ın günü temcit pilavı gibi, “KKTC sonsuza dek yaşayacak” diyerek devlet yaşamaz…

 

BU TOPLUMA YAZIK EDİYORSUNUZ:

Koskoca bir hükümet, sırf koltuk uğruna bir adama teslim oldu ya ona yanarım. Arıklı’dan bahsediyorum, adam tüm uyarılara, tepkilere rağmen bildiğini okuyarak toplumun sağlığını tehlikeye atıyor. Ve ne yazık ki kabinenin başı ise bu durumlara seyirci kalıp sadece, “bizde rahatsızız” demekten öte bir şey yapmıyor. Bu neyin hırsı, sırf o koltukta birkaç ay daha oturabilmek adına mı bu yaşananlar. Bir koltuk uğruna ya rab, ne güneşler batıyor.

 

BU DA BAŞARI:

Tam 50 bin aşının, son kullanma tarihleri gelmiş, çöpe. Yazıklar olsun. Birçok ülkenin bulamadığı aşılar bunlar. Keyfe bak sen. Hala daha bir yaptırım uygulayıp, aşılanma sayısını artıramıyorlar. Söylediklerine göre nasıl olmuşsa, bir ayda yüzde 37’den, yüzde 50’ye çıkabilmiş. “Aşı, aşı” diye yırtınırken, şu hale bakın. Rumlar okul kapısında aşı yapıyor, biliyorsunuz değil mi? Alın size bir başarı öyküsü daha…

 

SANER’İN İDDİASINI ÖZERSAY ÇÜRÜTTÜ:

Kolayca unuttuğumuz için, toplumu aptal sanıyorlar. Başbakan durmadan çıkıp muhalefete “hükümet kurmadılar ki” diye suçlama yapıyor ya, Özersay hatırlattı, “Biz parti olarak kendilerine iki hükümet önerisinde bulunduk, ‘Gelin UBP, CTP ve HP üçlü geniş tabanlı bir toplumsal mutabakat hükümeti kuralım’ dedik ama Sayın Saner kolayı seçti… Ülke yararına olacak bir hükümette yer almayı istemedi”… Nokta…

 

NELER DE BİLİRMİŞ:

Yeni Asgari Ücretin tespiti sırasında yaşananları aynı zamanda komisyon üyesi de olan Hür-iş Başkan Vekili Ahmet Serdaroğlu açıkladı. Sennaroğlu, Başbakanlık tarafından işverene baskı kurulduğunu, “12,95’lik bir orana ‘evet’ diyemezsiniz. Pirim desteğini aldınız. Yüzde 11’e ‘evet’ diyeceksiniz” denildiğini iddia etti. İşçinin iki kuruş fazla almasına karşı çıkarken, ona buna kaynak bulmayı, kurultay öncesi onlarca istihdam yapıp, yüzlerce vatandaşlık dağıtmasını biliyor ama…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar