At, avrat, silah - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

At, avrat, silah

 

İngiliz adaya ilk geldiğinde atlı araçlara, yani garutsalara ve atını nallayan gençlere takmıştı.

O dönemin gençleri daracık sokakların içinde atlarını kırbaçlayıp nallayarak şov yapıyorlardı.
Kim bilir, cumbalı hanaylarda tahta parmaklıkların arasına gözlerini gizleyen genç kızlar onları gizlice izler, zaten erkekler de bunu bildiğinden atları ile şov yaparlardı.
Düşünün.
Daha henüz mektup devri bile değil.
O haldeyken,
Bir at hanayın altına gelmiş, arka ayakları üzerinde şahlanmakta; nalları tozu dumana katmakta.
Delikanlının vücudu, atın vücudu ile dengede; kırbacı elinde.
Kadın mest…

Bu manzaralar daha sonraki yıllarda yerini bisiklete bırakacaktı!

Motor gürültüsü yerine nal sesleri ile çınlardı sokaklar.
Üstüne üstlük bir de garutsalar vardı.

İngiliz’in tepesi atmış ve garutsalar dışında atlılara yasak getirmişti.
İlerleyen zamanlarda da garutsalar sıkıntı yaratmaya başlamıştı.
Ama bütün bunlar olurken aradan yıllar geçip gidiyordu.
Faytonların tekmil ortadan kalkması yarım asrı almıştı.

Değişim idrak edilemiyordu.

Önce zihinler değişmeli.
Ta değişsin, atı alan Üsküdar’ı geçiyor bazen.
Tren ilk geldiğinde “şeytan icadıdır” diye buna binmeyenler vardı.
At, fayton ve bisikletten sonra arabaya zor alıştık.

Gelişmeler zamanında idrak edilmeyince, geri kalınıyor işte.
Osmanlı 1830’larda adada nüfus sayımı yaptığında sadece erkekleri saymıştı.
14 Bin küsur çıkmıştık.
Kadınlar hesapta yoktu.
Kafa buydu.
Böyle olunca adam atı bırakıp trene nasıl binsindi?
Sömürge döneminde de mahallebiciliğe talim etmemiz bu yüzdendi.
82 yıl mahallebi ve salep satmakla geçmişti.

Zaman değişir.
Ama kafa aynı kafaysa her şey yine oradadır.
Değişim yakalanamaz.
Mesela,
Paraları sıfırla dendiğinde,
Bunu anlamayan milyonlarca insan vardır ve bazen bir ülke bu zihniyetin kıskacından kurtulmak için onlarca yılı heba etmek durumunda kalır.
Altında ister at olsun, ister araba.

Geçenlerde Ülker Fahri sordu:
“Kıbrıs Milli Davamızdır” dendiğinde, bundan ne anlaşılır?
Ta bu anlaşılsın, üstünden onlarca yıl daha geçecek.
Sömürge dönemi gibi.
Bir başkası sizi “Milli Dava” olarak görürse,
Zihniyet “at, avrat ve silah”tır.
Sizi Babür, Gazneliler ya da Karahanlılar’ın bir parçası olarak görmeleri de ihtimal dışı değil…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar