Kıbrıs’ın kuzeyinde Dayanışma isminde yeni bir sol oluşum kuruldu. 1 Mayıs’ta yayınladıkları basın açıklaması ile kuruluşlarını ilan eden Dayanışma, Kıbrıs’ın kuzeyinde bir kırılma yaşandığına vurgu yaparak, çoğulcu, paylaşımcı ve dayanışmacı yeni bir sol mücadele zemininin yaratılmasına ihtiyaç duyulduğunu ifade edildi.
[dropcap style=”circle” color=”#ffffff” bgcolor=”#0065ad”]D[/dropcap]ayanışma adına Hatice Cabacaba imzası ile yayınlanan bildiride “bizler, hali hazırda emek, feminizm, LGBTI hakları, kuir, vicdani ret, göçmen hakları, mülteci hakları, barış ve ekoloji mücadelesi veren aktivistler olarak yatay ve hiyerarşik olmayan bir mücadele ağı olan Dayanışma’nın kuruluşunu ilan ederiz” ifadelerine yer verildi.
Cabacaba açıklamasında “yeni bir sol etik ve hayat tarzı için, karşı olduğumuz şeye, onun değer yargıları ve alışkanlıkları ile değil, tahayyül ettiğimiz dünyada ve yaşamda var olmasını arzuladığımız değerler ve pratiklerle mücadele edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz” diyerek, “artık ateşli bir sabır ile aşkımızı şiirimize katıp, ütopyamızı sırtlanıp eşitlik, özgürlük ve adalet zemininde yeni bir toplumun ve düzenin inşasına bugünden başlamak için Dayanışma çabasını ve zeminini genişletmek için kollarımızı sıvadık. Ada üzerinde yaşayanların eşitliği, özgürlüğü, yeni bir toplumsal düzen, Kıbrıs’ta barış, federalizm ve her türlü tahakküm ilişkilerinden kurtuluş; bugünün çürümüşlüğü içinde yeni bir hayatı örgütleyerek gerçekleşecek” dedi.
Dayanışma, ayrıca 1 Mayıs gösterilerine de katılarak pankart açtı.
Açıklamanın tam metni şöyle:
“ARTIK DAYANIŞMA ZAMANI!
Bir kırılma noktasındayız! Kıbrıs’ın kuzeyinde can çekişen düzen, gittikçe tükenen geleneksel siyaset, gelecek adına yalandan başka bir şey vaat etmeyen geleneksel siyasetçiler, Türkiye tarafından uygulanan ve gün geçtikçe şiddetlenen ekonomik, sosyal ve kültürel tahakküm, merkez siyasetteki eksen kayması ve solun bugünü ve geleceği dönüştürme noktasındaki başarısızlığı bizleri artık yeni bir sol siyasetin araçlarını yaratma noktasına getirdi.
Bir kırılma noktasındayız! Yaşamın en küçük birimlerinde dahi hissedilebilir hale gelen neoliberal politikaların toplumsal ve kültürel tahribatı, emek alanındaki sömürü koşulları, ekolojik talan ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri artık yeni bir direniş hattını açma ihtiyacını doğurdu.
Lafı uzatmaya gerek yok, bizler, hali hazırda emek, feminizm, LGBTI hakları, kuir, vicdani ret, göçmen hakları, mülteci hakları, barış ve ekoloji mücadelesi veren aktivistler olarak yatay ve hiyerarşik olmayan bir mücadele ağı olan Dayanışma’nın kuruluşunu ilan ederiz.
Dayanışma, Kıbrıs’ın kuzeyinde güç, rekabet, iktidar ve geleneksel değerlerle arasına mesafe koyarak, bugüne kadar denenen örgütsel modellerin bir tekrarı olarak değil, bugüne kadar denenmemiş olanı denemeye yönelik, ağlar şeklinde örgütlenmeyi önüne koyan yatay, çoğulcu, feminist ve anti-kapitalist bir örgütlenme modelidir.
Geleneksel sol siyasetin, değerler üzerinden değil, çıkarlar ve iktidar arzuları üzerinden yeni tahakküm biçimleri ürettiği ve toplumdan uzaklaştığı bir dönemi geride bırakırken; Dayanışma, değerleri gündelik hayatın en küçük biriminden toplumsal yaşamın en geniş ölçeğine kadar yaygınlaştırmayı hedefler. İktidarı, ele geçirilecek bir güç olarak değil, toplumsal ve bireysel özgürleşmenin önünde alternatifleri üretilmesi, dönüştürülmesi ve dağıtılması gereken bir engel olarak görür.
Sol siyasetin protestodan öteye geçemediği bir dönemde Dayanışma, protestodan öte yeni bir toplumsal yaşam için, bugünden yarını inşa edecek kurucu, dönüştürücü, yapıcı, paylaşımcı ve müşterek bir sol siyaseti benimser. Bu anlamda varolan sisteme ‘karşı’ giriştiği mücadeleyi, yeni bir toplum ‘için’, toplumla birlikte bugünden siyaset üreterek tamamlar. Geleceği ertelenecek bir beklenti olarak değil, bugünden yaratılacak kurucu bir sol siyasetin zemini olarak kurgular!
Toplumsal ilişkilerin çözülmeye yüz tuttuğu, bireycilik kültürünün yaygınlaştırıldığı ve sol içinde de dahil olmak üzere neredeyse tüm ilişki biçimlerinin rekabet ile şekillendiği bir dönemde Dayanışma, mücadelenin sadece politik, ekonomik veya kültürel tarafını değil, aynı zamanda etik yanını da sahiplenir. Yeni bir sol etik ve hayat tarzı için, karşı olduğumuz şeye, onun değer yargıları ve alışkanlıkları ile değil, tahayyül ettiğimiz dünyada ve yaşamda var olmasını arzuladığımız değerler ve pratiklerle mücadele edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Dolayısıyla Dayanışma, ‘nasıl bir dünya istiyorsak öyle bir örgüt’ anlayışı ile örgütlülüğünü yatay, bürokratik olmayan, çoğulcu, katılımcı, rekabetten uzak ve özgürlükçü değerler üzerinden şekillendirir.
Artık ateşli bir sabır ile aşkımızı şiirimize katıp, ütopyamızı sırtlanıp eşitlik, özgürlük ve adalet zemininde yeni bir toplumun ve düzenin inşasına bugünden başlamak için Dayanışma çabasını ve zeminini genişletmek için kollarımızı sıvadık.
Ada üzerinde yaşayanların eşitliği, özgürlüğü, yeni bir toplumsal düzen, Kıbrıs’ta barış, federalizm ve her türlü tahakküm ilişkilerinden kurtuluş; bugünün çürümüşlüğü içinde yeni bir hayatı örgütleyerek gerçekleşecek.
Bugün, 1 Mayıs’ta, emeğin ve mücadelenin gününde tüm emekçileri selamlıyoruz.
Artık Dayanışma zamanı!
