Ankara’nın Bandabulya’sı Ulus Hal - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Ankara’nın Bandabulya’sı Ulus Hal

Şenay ÇelikkayaŞenay Çelikkaya

Ulus’u tanımak, anlamak ve sevmek en başta kolay değildir ama zamanla alışırsınız.  Ankara’nın doğal dokusu en az bozulmuş bu semtin tarihi güzelliklerini keşfettikçe hem daha çok sever, hem de bağlanırsınız. İşyeri Ulus’ta olan insanların günlük rutinleri arasında Hal’e uğramak vardır. Öğle molalarında, iş çıkışlarında zaten yanı başınızda olan, bu bir nevi kapalı pazar yerine uğrayıp taze sebze, meyve ve balık gibi ihtiyaçları kolayca alıp çıkabilirsiniz. Ulus Hali’nin müdavimleri sadece bölgede çalışanlar değildir, emekliler ve ağırlıklı olarak dar ve orta gelirli insanlar da her gün buraya akın akın gelmektedir. Pandemi nedeniyle ülke genelindeki tüm işletmeler gibi Ulus Hal de zor günler geçirmekte, eski kalabalık günlerini özlemektedir. Salgın öncesindeki kadar canlı ve renkli olmasa da, yine de hayat devam etmektedir.

Ankara Ulus’taki Hal ile Lefkoşa’daki Bandabulya özünde aynıdır: “Kapalı ve sürekli bir pazar yeri oluşları.” İlginçtir ikisi de 1930’lu yıllarda yapılmıştır. Mimari özellikleri farklı olmasına rağmen ana fikir aynıdır, lineer düzende sıralanmış dükkânlardan oluşur. Bandabulya daha büyüktür ve yürüme alanları da Ulus Hal’e göre geniştir. Ayrıca Bandabulya’nın, oturulup keyif yapılabilecek sosyal alanları da mevcuttur, Hal ise sadece satış yerlerinden oluşmaktadır.


1929 Tahtakale yangını sonrasında açılan Posta Caddesi’nin doğu ucundaki Hal binası, 1937 yılında ünlü Avusturyalı mimar Robert Oerley tarafından tasarlanmış. Yapı, lineer düzende ve betonarme teknolojisinin henüz yeni kullanılmaya başlandığı yıllarda yapılmıştır. Gökyüzüne doğru açılan, geniş betonarme saçakları günümüzden yıllarca önce yapılmış başarılı bir örnektir. 552 m2lik alanda, kapalı ve yarı kapalı toplam 58 satış yeri mevcuttur.

Ulus Hali’ni gezerken, üzerinize çarpan kalabalığın arasından sıyrılabilmek için, yoğun bir çaba gerekir. Özellikle öğlen ve akşam iş çıkışına yakın saatlerde, arkanızda, önünüzde, sağınızda, solunuzda sizi iten bir kalabalık vardır. Pek sevilesi bir durum değildir ancak işin eğlencesi belki de bu kalabalıkla akıp gitmektir. Ortada yarı açık bölümde sebze ve meyve satıcıları vardır. Yanlardaki kapalı dükkânlar ise ağırlıklı olarak meşhur balıkçılar, et tavuk ve sakatat satan yerlerdir. Ayrıca peynir, zeytin gibi mandıra ürünleri satan dükkânlar da yanlardadır.

Kelle paça Türkiye’de fazlaca talep görür. “Her derde devadır” denir ve müdavimleri de çoktur. Sakatatçıların oradan geçerken, eğer kelle paça meraklısı değilseniz o yöne bakmasanız iyi olur çünkü sergilenen işkembeler, koyun, kuzu ayakları ve kelleleri pek iç açıcı görüntüler değildir.

 

Balıkçılar Ulus Hal’deki en eğlenceli satıcı grubudur. Kalabalık arasından size seslenirler, sanki gerçekten bir şey söyleyecekmiş gibi sizi işaret ederler. “Acaba bir şey mi diyecek?” diye bakarsanız, kendinizi bir dükkândan balık satın alırken buluverirsiniz. Balıkçılar esprili, sıcakkanlı halleri ve yüksek ikna yetenekleri ile Ulus Hali’nin sembolü gibidirler. Aralarından asıl adı Mustafa Benli olan bir balıkçı, Müslüm Gürses’e benzetildiğinden Balıkçı Müslüm Baba lakabı ile popüler olmuştur. Ulus Hal’e uğrarsanız zaten onu hemen fark edersiniz. Boyu posu, saçının şekli ile karşınızda Müslüm Baba’yı görürsünüz, hatta sesinin de benzediğini söylüyorlar. Sabahın çok erken saatlerinde kendisine sıklıkla rastlarım. Önceleri, beyaz takım elbise gibi farklı tarzda giyimi ile dikkatimi çekmiş ve muhtemelen bir pavyonda çalıştığını düşünmüştüm. Balıkçı Müslüm Baba’yı sıklıkla yerel televizyonlarda ve medyada da görmek mümkün. Bu ilgiden belli etmek istemese de gururlandığı ve mutlu olduğu söylenebilir.

Ulus hale ziyaretleriniz sıklaştıkça doğal olarak esnafı da tanımaya başlıyorsunuz. Ortada sağlı sollu, art arda dizilmiş, meyve ve sebze bölümleri vardır. Bir renk cümbüşü uzanır yolunuz boyunca. Sebze ve meyve satıcıları balıkçılardan farklıdır, daha sessiz çağırırlar sizi. Özenle dizilmiş yeşillikler, mevsimine göre sebzeler, meyveler, rengârenk, ışıl ışıl görsel bir şölen sunar size. Sadece bu renk harmonisini seyretmek için bile alışveriş yapmadan, bir kapısından girip diğer kapısından çıkabilirsiniz. Zihninize bir nevi terapi de diyebiliriz.

Ulus Hal, bir marketten çok daha fazlasıdır çünkü ruhu vardır ve bunu hissedersiniz. Hal esnafının en önemli özelliği ise birbirlerine bağlılıkları ve birliktelikleridir. Yeterli temizlik hizmeti alamadıkları zamanlarda aralarında para toplayıp kendileri temizlik yaptırıyorlarmış. İlk yazımda değindiğim Anafartalar Caddesi’nin evsiz Fideli’ne sahip çıkan, onu koruyup kollayan yine Hal esnafıdır. Bir ara, iki gözü görmeyen bir kedi dadanmış Hal’e. Esnaf kıyamamış acımış hayvanın durumuna. Bir müddet bakmışlar, ilgilenmişler, karnını doyurmuşlar, korumuşlar kediyi, sonra barınağa gönderilmesini sağlamışlar. Güzel insanlardır Hal esnafı vesselam!

Günden güne gelişen teknoloji toplumların sosyo-kültürel yapısını etkilemekte, ihtiyaçlar ve alışkanlıklar da değişmektedir. Market zincirlerinin çoğalması, sanal alış veriş imkânlarının sunulması, Ulus Hal gibi alışveriş yerlerini olumsuz etkilemektedir. Buna bir de Pandemi sürecindeki kısıtlamalar eklenince, esnaf gerçekten çaresiz kalmıştır. Ulus Hal ve Lefkoşa’nın Bandabulya’sı aynı sıkıntıları yaşamaktadır. Zor günler elbet geçecek güzel yarınlar olacak ama bu süreçte ayakta kalabilmek önemli. Dayanışma ruhumuzu kaybetmemeliyiz. Ara sıra da olsa alışverişlerin pazar yerlerinden yapılması küçük bir iyilik, gülümseten büyük bir dayanışma olacaktır. Bu güzel yürekli esnaf yok olmasın, Ulus’un Hal’inde, Lefkoşa’nın Bandabulya’sında yaşam durmasın, çünkü şehirlere can katan nefestir buralar. Yaşatılmayı hak eden “anı değeri” olan mekânlardır.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar