İnsan Kıbrıs’ta çözüm istemeyince, ortalığın iyice karışmasını ister.
Anastasiadis de Montana sürecinden beri , hep bunu yapıyor.
Montana sürecinde taraflar çözüme iyice yaklaşmışken, Anastasiadis’in masadan kaçması tüm süreci zehirledi. Türkiye, Anastasiadis’in bu manevrasına karşı, federasyon tezinden uzaklaşarak, iki ayrı devleti gündeme koydu.
Türkiye’nin Maraş açılımı da, Rumların masaya gelmemeleri durumunda, Taşınmaz mal komisyonunun alacağı kararlar ışığında, Rumların Maraş’ın tümünü kaybetme olasılığını gündeme getirdi.
Bu olasılık karşısında Rum toplumu içinde, Anastasiadis’in izlediği politikanın çok tehlikeli olduğunu anlayanlar çoğaldı…..
Bu yetmezmiş gibi, ALTIN pasaportları yabancılara parayla satmayı destekleyen Anastasiadis, Türk toplumu yöneticilerinden 14 kişiyi ve daha sonra da 10 kişiyi, PASAPORTLARINI UZATMAMA veya TOPLAMA ile tehdit etti.
Bilindiği gibi 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti, kurulurken ,iki toplumun eşitliği temelinde kurulmuş, ancak Kıbrıs’lı Rumların Yunanistana bağlanma hayalleri kendilerini, 1974 Kıbrıs olaylarına kadar getirmişti.
Rum yönetimi,1960 Kıbrıs Cumhuriyetine karşı çalışan KIBRISLILARIN kimlik ve pasaportlarını iptali kararını yayınladı. Bu karar tek yanlı veKıbrıs Cumhuriyeti Anayasası ilkelerine aykırı bir karardı.
Türk Cumhurbaşkanı, bu iptal Rumların kararıdır.Biz 1960 kazanımlarımızı daima savunmaktayız açılımını yaptı
Anastasiadis, bu açılıma karşı “ istiyorsanız,Kıbrıs Cumhuriyetine dönüş yapınız” çağrısında bulundu.
1960 Kıbrıs Cumhuriyetine dönüşi Rum tarafında
tekrar 1960 a dönüş tartışması, Kuzey Kıbrıs’ın deprem etkisi yarattı
1960 a dönüş halinde, insanların yeniden bir araya da gelmesını tetikleyecektir. Evlerini mallarını kaybetmiş olan Rumların ve Türklerin geleceğinin ne olacağı bu kararda yeniden ele alınması gereken bir konu olacaktır.
Böyle bir dönüşe ne BM ne de başka güçler hazır değillerdir.
Rum yazarlar ve tv yorumcuları, Anastasiadis’in bu çıkışlarının hedefinin,Kıbrısa çözümü sağlayabilecek tüm alternatifleri karmaşaya yöneltmek olduğunu ileri sürmektedirler.
BM de zaten Eylül ayı içerisinde Kıbrıslı liderlerin onayını alarak, liderlerle bir değerlendirme toplantısı yapacağını düşünürdu. Ancak Anastasiadis’in hamleleri karşısında hiçbir Rum, bu toplantının yapılabileceğine ARTIK inanmamaktadır.
Kıbrıs Sorunu artık, Türk ve Rumların kontrolünde çözümlenebilecek bir sorun olmaktan çıkmıştır.
Kıbrıs Sorununu çözebilecek iki ana güç AB ve Amerika’nın çıkarları Kıbrıs Sorununun çözümünü gerektirdiği gün, bu sorun çözülecektir.
