Anastasiadis samimiyetini göstermeli - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Anastasiadis samimiyetini göstermeli

Her zaman aynı oyunlar…
Ne zaman Kıbrıs’ta liderler arasında bir yakınlaşma, ya da bir anlaşma umudu ortaya çıksa, bozguncular da ortaya çıkar.
Tamam, her iki taraf da temkinli olacak tabii. Gözü kapalı “evet” denmesini kimse istemez. Biz de istemeyiz.
Ancak, sosyal yakınlaşmalar olmadıkça, güven sağlanmadıkça anlaşmaya varılsa ne yazar…
Bu süreçler, her iki taraf için de samimiyet testidir aslında. Yani olması gereken…
Bakın Kathimerini Gazetesi’nin anketinde, Rumların yüzde 52’sinin, Akıncı’nın seçilmesinin çözüm çabalarına yardımcı olduğuna inandığı sonucu çıktı.
Anlaşma konusunda umutlu olanların sayısı, geçmiş yıllara göre artmış görünüyor. Federasyon formülünü benimseyenler Şubat 2010’da yüzde 37 iken, şimdi yüzde 48’e yükselmiş…
Çözümün Kıbrıs ekonomisini olumlu etkileyeceğini düşünenlerin oranı da yüzde 61…
Ancak aynen referandumda olduğu gibi, işler ciddiye binince, gizli bir el bozgunculuğa başlıyor…
Bu kez bu sesler devlete bağlı kurumlardan çıkıyor…
O andan itibaren de bizler, ister istemez samimiyeti sorguluyoruz…
Cyprus Mail Gazetesi’nin, hatta Güney medyasının en objektif yazarlarından Loucas Haralambous, geçtiğimiz pazar günü Cyprus Mail’de çıkan yazısında, bir yandan müzakereler başlarken, diğer yandan,  devletin resmi televizyonu RIK’de, yine referandum öncesinde olduğu gibi, kışkırtıcı ve federasyon aleyhtarı propagandalarla kamuoyunun zehirlendiğini anlattı.
Televizyon sunucularının, çağırdıkları konukların propaganda yaptıklarına dikkat çekti. Birçok da örnek verdi.
Özellikle “vize”nin kaldırılması konusunun Rum resmi televizyonunda bir programda, “Akıncı bizi aptal yerine koydu, hiçbir şey değişmedi” şeklinde yorumlandığını yazdı. Oysa Güney’in de birebir aynı uygulamayı yaptığını, bunun yasal olmayan yollardan Kuzey’e ya da Güney’e geçmek isteyenlere karşı bir doğru bir uygulama olduğunu vurguladı.  
Yazar, programcıların gücünü, Hükümet Sözcüsü Nicos Hristodulidis’ten aldığını iddia etti. Sözcü’nün “Görelim bakalım, işler nereye varacak” gibi sözler ettiğine değindi.
Yazısının sonunda da, “Eğer Anastasiadis çözüm konusunda samimi ise, RIK’in ve  kendi sözcüsünün icabına bakmalıdır” dedi.
Aynen öyle…
Aslında, bu gerçekçi yorumda anlatılanlar tek örnek değil…
Geçtiğimiz hafta devletin resmi okullarının öğrencilerini sınıra getirip, taş attıran, küfür ettiren öğretmenler olayı da hepimizi şoke etti.
Anastasiadis’le Akıncı’nın, birlikte Arasta ve Uzun Yol’da yürümelerinden bir gün önce gerçekleşen bu olay nasıl yorumlanmalı?
Bunu bazı aşırı milliyetçiler, örgütler yapsa tamam da, öğrenciler devlet okullarının öğrencileri.
Üstelik de başlarında öğretmenleri var.
Bu durumda,  Anastasiadis’in gerçekten de samimiyetini ortaya koymak için yapması gerekenler var.
Güven arttırıcı önlemlerden bahsediyorsa, buna eğitim sistemlerini değiştirmekten başlayabilir…

 


YERİN KULAĞI VAR
AKINCI’DAN AÇIKLIK BEKLİYORUZ:
Geçtiğimiz günlerde, AB’nin Kıbrıs müzakere sürecine fiilen katılması için girişimler olduğunu yazmış, “Bizim taraf ne düşünüyor” diye sormuştuk. Yanıt yine Güney’den geldi. Rum Müzakereci Mavroyannis, “Kıbrıs Türk tarafının bunu kabul etme niyeti olduğunu gözlemledik” şeklinde bir konuşma yaptı. Eroğlu döneminde en çok şikayet edilen konu, her şeyin gizli kapaklı olması, kamuoyunun bilgilendirilmemesiydi. Cumhurbaşkanı Akıncı, en azından Rumların kendi görüşlerini açıkça ifade ettikleri konularda, kamuoyuna bilgi verilmesini sağlayacak bir mekanizma oluşturmalı. Şimdi ben bu durumda, Rum Müzakereciye inanmak durumunda kalacağım…  

MAZERET BOL:
Hükümetin düşeceği günler yaklaştıkça, CTP-DP ortaklığının başarısızlığına kılıf arama çabaları da hız kazandı. CTP’den de DP’den de savunmalar, mazeretler geliyor. Reform istemişler ama ne bütçe, ne Türkiye buna olanak vermemiş falan… İşte somut örnek, suyun idaresi meselesi. Hiç olmazsa bu konuda bir akıl yolu bulabilselerdi ya. Para da istemezdi. Sadece iradeye, otoriteye,  planlamaya, kararlılığa ihtiyaç vardı. Onu bile yapamadılar…

UYANIN EFENDİLER:
Dövizde yaşanan artış, günlük hayatımızı da artan bir şekilde etkilemeye devam ediyor. Döviz üzerinden yapılan ev ve araç alımları durma noktasına geldi. Alanlar ise borcunu ödemekte zorlanıyor. Ülke yeni bir kaosa doğru sürükleniyor, sorumlu olanlar, çözüm üretmesi gerekenler ise, çözüm bulmak yerine, mazeret üretip,  istifa ediyor, geleceklerini kurtarmaya çalışıyorlar. Yakında ülkede toplu iflaslar yaşanırsa hiç şaşırmayın. Vatandaş ay sonunu getirmek için, kredi kartlarına yükleniyor ama, onların da %10’u şimdiden mahkemelik olmuş. Ama hükümet edenler kurultay kavgasına düşmüş, vatandaşı düşünen yok…  

BİR ŞEY DEĞİŞMEDİ:
Güney Kıbrıs’ta yapılan bir ankete göre, 2004’te iki tarafta eşzamanlı yapılan referandumlarda Annan Planı’nı reddeden Rumların yüzde 52’si, artık çözüm çabalarına sıcak bakıyormuş. Rumlar, Mustafa Akıncı’nın  seçilmesini  %59 olumlu, %28 ilgisiz, %6 olumsuz bulmuş.  %8 ise “bilmiyorum” demiş. Bu tablo, olası bir referandumda Rumların bu kez “evet” diyeceğini düşündürebilir, ama, iş o noktaya geldiğinde verecekleri yanıttan kuşkuluyum…

SİSTEMİ KENDİMİZ YARATTIK:
Kabinedeki görevlerinden istifa eden Serdar Denktaş, görevde bulunduğu süre içinde almak istediği bazı kararların TC Yardım Heyeti tarafından engellendiğini söyledi. Denktaş, Yardım Heyeti’nin buradaki iradeyi de yok saydığını iddia etti. Ancak bu güvensizliği yıllardır biz yaratmadık mı? Serdar Denktaş özelinde değil ama, yatırım için gelen paraları her seçimde oy karşılığı dağıtmadık mı? Şimdi  ise, “işimize karışıyorlar” diye şikayet ediyoruz…

BİZ NE DİYELİM:
CTP Gazimağusa İlçe Başkanı Erkut Şahali, son seçimlerde halka söz veren CTP’nin, DP ile ortaklığında eğitim ve sağlıkta gerekli adımların atılmadığından, tam gün uygulamasına geçilemediğinden şikayet etti. İyi de iktidarın büyük ortağı olarak göreviniz şikayet etmek değil, verdiğiniz sözleri yerine getirmekti. Şikayet eden biz olacağımıza, bunu iktidarı elinde bulunduranların yapması biraz tuhaf kaçıyor…

 

ZİRVEDEKİLER
Birikim Özgür: CTP Milletvekili Özgür’ün köşe yazısından… “Siyasi irade ve toplumsal mutabakat gerektiren bunca acil konu varken, kanımca taraf olunabilecek tek tartışma, sürdürülebilir bir toplumsal ve ekonomik yapı yaratma temel vizyonunun nasıl daha hızlı ve etkili biçimde yaşam bulabileceğidir…”.

DİPTEKİLER
Aleksis Galanos: Mağusa’nın Belediye Başkanı olduğunu iddia eden Aleksis Galanos, Kıbrıs Türklerinin Mağusa’da, kendilerini hapishanede hissettiklerini söylemiş. Anlaşılan, Derinya barikatının açılması eylemlerini görünce, böyle bir değerlendirme yapmış. Geçmişte Meclis Başkanlığı bile yapan birinin bu değerlendirmesi, bakış açılarının ne kadar yanlış ve yanlı olduğunu gösteriyor. Eminim Mağusa’ya gelen Rumlar da Galanos’a gülmüşlerdir…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar