Her geçen gün toplumsal varlığımız kurumsal olmayan yöntemler üzerinden değerlendirilmektedir. Pandemiden önce çok mu iyi idik? Tüm suçu pandemiye atamayacağım. Çünkü on yıllardır sürdürdüğümüz varlığımızı sürdürememenin suçlusunu aramayalım. Suçlu bizleriz. Biz Kıbrıslılar yaşam mücadelesine şimdi başlamadık mücadele ve yaşam tüm dünya toplumları için yaşam ile birlikte başlamıştır. Hiç bir şey son değil, ilk değil yaşadıkça tüm evrensel değerlere sahip  olmak için barışı, özgürlüğü, dayanışmayı, çağdaş ve seküler yaşamı, demokratik mücadeleyi, en üst seviyede yaşama hedefini tüm gelişmiş toplumlar gibi sürdürmeye her şeye rağmen sürdürmelidir.

Konjektürel duruma göre dalgalanan siyasal yapıların ortaya çıkardığı çıkara dayanan ilişki biçimini benimseyen çıkar gurupları 10 yıllardır bu yapının içinde köşe başlarını tutmuştur. Sermayenin etkisinden  kurtulamayan yapı kapitalist yapının verdiği  güç ve kuralsızlık toplumsal dönüşüme etki etmiştir. Daha ağırlıklı tüketim toplumu olmamız bizi açıkçası bağımlı hale getirmiştir. Üretimden kopan ithal zihniyete teslim olan toplumların sonu anahtarda saklıdır. Sosyal, ekonomik, politik olmak üzere tüm alanlarda yaşananların tartışılması ve tanımlanması gerekmektedir.

Kim mi yapacak ?

Anahtarı teslim ettigimiz halkın temsilcileri seçilmişlerdir, kimin adına mı ? Toplumumuz hak ve menfaatlarını korumaya yemin eden ve anahtarı alan temsiciler, aldıkları vekaletin vekiliğini yapmasını hatırlatmak tüm kesimlerin ortak dili olmalıdır. Bu güne geldiğimizde son 11 ayı değerlendirecek olursak yaşadığımız pandemi dönemi bizleri bu olağanüstü durumda bile anlayamayan siyasal sorumluluk alan hükümetlerin anahtarı ellerinde tutamayarak başarısız olmuşlardır. Başarı nedir ki salt ve yalın, şeffaf ve görünür, halkçı ve halkından yana olmak, kaynakları adil ve eşit kulanmak, dargelirli ve dezavantajlı kesimlerin yanında olmak, sizlere teslim ettiğimiz vekaleti doğru kullanmaktı…

Ekonomi anlamında bu süreçte ülkemiz hizmetler ekonomisi üzerinden kaynak sağlandığı bu kaynağın sürdürülebilir olması için öncelikle bir ada ülkesi olduğumuzu bu çerçevede turizmin, yüksek öğretimin inşaat sektörünün planlaması master planlar ile ortaya konması buna bağlı olarak sektörlerin gelişimi ve planlamasını ortaya koyacak anahtara ihtiyaç vardır.

Pandemide çalışanlara, esnafına, üreticisine, iş insanına, sanayicisine, gerekli katkıları koyamayan hükümetin, halkın anayasal hakkı olan sosyal devlet tanımına uygun davranamayan hükümete soruyorum. Bu sorumluluklarınızı yerine getirebilecekmisiniz? Getiremeyen hükümet buradan sonraki soruları nasıl çözümleyek?

Aşı nerede? 2 saat sonra Ercan’da Devamı ne zaman? İmzalanan protokollere ne zaman karar verdiniz? Bugün inşaat ve altyapı işleri yapılmayan ihaleleri nerede yapılacak bilinmiyor. Yıllardır sürdürdüğümüz federasyon mücadelesinden ne saat vazgeçtiniz?

Emin misiniz?

Maraş açılımının devamı nedir? Anlayacağımız ülkemizde varlığımız varolma mücadelesi devam etmelidir. Alışkanlıklarımızdan vazgeçmek kolay değil ama takım tutar gibi değil, niteliğe, niceliğe, ideolojiye dayalı tercihler çerçevesinde tercih yapmak, doğru anahtara ulaştıracaktır.

Not: anahtar= irade

Yazar: Mahmut Kanber – Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanı