Şu bir iki ay içinde yapacağı yasaların akibeti belli olmasa da, hükümet Meclis’e yasa tasarısı göndermeye devam ediyor.
Seçim yatırımı olduğu o kadar belli ki…
Size sıradan gelebilir, ama çok çarpıcı bir örnek vereceğim…
Taksicilerle iktidarlar, yıllar yılı papaz oldular değil mi…
Taksicilerin derdi, 5 yıldızlı otellerin yasa dışı bir şekilde yolcu taşımasıydı.
Bunu sivil plakalı lüks araçlarla yapıyorlardı. Polis zaman zaman kontroller yapıp yakaldığına ceza kesse de, oteller gayet rahat aynı işi yapmayı sürdürdüler. Hatta araç filolarını öyle arttırdılar ki, neredeyse taksi popülasyonuna ulaştılar.
Nasıl yaptılar?
Şüphesiz göz yumuldu…
Buna bir de, özellikle yabancı öğrencilerin kendi araçlarını taksi olarak kullanması ve internet üzerinden kaçak taksicilik eklendi…
Zaten yasa bir yerden delindi mi, ucunu bulmak zor. O açığı yakalayan “kısa yol”cu çok…
Aniden Meclis’e “Özel araçların, ücretli veya ücretsiz olarak sürekli yolcu taşımasını yasaklayan” bir öneri geldi.
Mevcut yasa da, yasaklıyordu aslında. Ama denetlemediler… Gereğini yapmadılar.
Şimdi kesin bir ifadeyle, yasağı tüm araçlar için getiriyorlar.
Maksat belli…
Taksicilerin oyunu almak.
Peki adama sormazlar mı, daha bir kaç ay evvel, aynı yasanın başka maddesini değiştirdiniz. Günlerce komitede çalıştınız, Meclis Genel Kurulu’na getirdiniz. Zaman harcandı, emek harcandı…
Taksiciler o zaman da şikayet ediyordu.
Bu yasa o zaman da dibine kadar ihlal ediliyordu.
Neden bu değişikliği de o zaman yapmadınız?
Var mı bunun cevabı..?
Kötü yönetiliyoruz, kötü…
Yıllar yılı slogan haline gelmiş bir tespit vardı.
“Bu sistem menfaat dağıtma üstüne kurulmuştur” diye…
Aynen o…
Bu sloganı o kadar çok duymuştuk ki, kanıksamıştık.
Oysa tamamen doğru bir tespitti ve boşa söylenmemişti…
Bizim sistemimizin temeli; kamu yararı, hukuk devleti, sosyal devlet, adalet, eşitlik, şu, bu değildir…
Tamamen menfaat dağıtmadır…
En güzel, en çağdaş yasaları yaparsınız, ama uygulamanız buna uymaz.
Eğer konu birilerine çıkar sağlamaksa, ne yapar eder, verirsiniz.
Bazen yasaların etrafından dolaşır, yasaya aykırı tüzükler, emirnameler çıkarırsınız, çoğu kez de mevcut yasanın gereği olan denetimi yapmaz, göz yumarsınız….
Kim o koltuklara oturursa, devletin verebileceği ne varsa dağıtır, o kadar.
Taş üstüne taş koymasa da olur.
Çünkü menfaati kapanın, gözü kapalı mühür basacağı bellidir…
O da onlara yeter zaten…
_______________________________________________________________________________
YERİN KULAĞI VAR
BAŞKA DÜŞMANA GEREK YOK:
Dedikodu ve iddialar hep UBP için geliyor. Kim kimi kesecek, kimin sandıkta kalması için nasıl kumpaslar kurulacak, her gün yeni bir iddia geliyor kulağımıza. Yahu artık olan oldu, adaylar belirlendi. Bundan sonra partinin başarısı için uğraşacaklarına, adeta kamplaşmış, kendi aralarında kan davası güdüyorlar. Hem de günün sonunda, kendi partilerine zarar vereceklerini bile bile. Onun için UBP’nin başka düşman aramasına gerek yok, nasıl olmasa onlar birbirlerini yemeyi seviyorlar…
AKP’NİN ANKETİ(?):
Kaynağı belli olmayan ve “AKP’nin yaptırdığı” iddia edilen bir anket dolaşıyor bugünlerde. Anket sonuçları ise hayli ilginç. Adeta bütün tahminleri ters yüz eder cinsten. Hüseyin Özgürgün’ün sandıkta kalacağı, CTP’nin birinci parti çıkacağı, DP’nin %15 oy alacağı ve beş partinin barajı geçip Meclise gireceği iddia ediliyor. AKP böyle bir anket yaptırdı mı bilemiyoruz ama, sonuçları bakımından hayli ilginç geldi bize… Belki de birileri yine algı operasyonu yapıyor…
HÜKÜMET FÖRMÜLÜ BELLİ:
Seçim sonrası oluşabilecek hükümet formülleri neredeyse belli oldu. UBP ve DP’nin, 7 Ocak seçimleri sonrasında iktidara gelebilmek için ya tek başlarına çoğunluğu sağlamaları gerekecek, ki bu biraz zor… Veya ikisinin oyunun bir koalisyon için yeterli olması için uğraşacaklar. Çünkü diğer partiler, UBP veya DP ile bir koalisyona sıcak bakmadıklarını ve böyle bir alternatifi düşünmediklerini açık açık söylüyorlar. Ya yine bu ikisi, ya da bunların asla içinde olmayacağı bir koalisyon göreceğiz…
HADE CANIM SEN DE:
YDP Genel Sekreteri Bertan Zaroğlu, “43 yıldır sürdürülen bu düzen artık Türkiye’nin sırtında bir yük olmaya başladıı” diyerek, “YDP’ye bırakın Ankara’yı, bütün Türkiye’nin desteği var” iddiasında bulundu. Belli ki biz yetmemişiz, adamlar tüm Türkiye’nin desteği ile seçimlere giriyorlar. Bir de oradakiler oy kullanabilseler, bırakın tek başına iktidarı, sanırsın ki, 50 vekilin tümünü silip süpürecekler…
MAŞALLAH:
Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu, özel kliniklerde doğum yapılması ve yaptırılmasını yasaklayan bir Yasa bulunduğunu, bugüne kadar uygulanmadığını, şimdi kendilerinin Yasa’yı incelemeye aldıklarını söylemiş. Kendisi de yıllar yılı özel kliniğinde doğum yaptıran bir doktor olarak söylüyor bunu…
SÖYLEDİĞİNE PİŞMAN ETTİLER:
Rum papaz Hrisostomos’un “federasyon öldü, iki devletli çözüm” açıklaması güneyde adeta deprem etkisi yarattı. Partiler, vay senmisin bunları söyleyen diyerek, Hrisostomos’u adeta yaylım ateşine tutup, söylediğine pişman ettiler. Tepkiler o kadar büyük oldu ki papaz yanlış anlaşıldığını söyleyerek, “Türklerin istediği gibi değil, temiz bir federasyon içinde iki devletçik veya iki oluşturucu devletten söz ettim” demek zorunda kaldı…
_______________________________________________________________________________
ZİRVEDEKİLER
Başaran Düzgün: “Bizim ‘iki devletçiler’ Hrisostomos’un açıklamalarına bakıp da zil takıp oynamaya başlamasınlar. Federasyon için de iki ayrı devlet için de gereken tek şart vardır. Uluslar arası hukuka uygun bir yapı. Bu yapıyı oluşturmadıkça zil takıp oynayanlar kendileri çalar kendileri oynarlar”…
_______________________________________________________________________________
DİPTEKİLER
Keşke: Dağyolu kazasının üstünden bir yıl geçmesine rağmen ne tek bir çivi çakıldı, ne de bir önlem alındı. Hani diyorum çıkıp, “binlerce arsa dağıtıp, yüzlerce isithdam yapacağız” diyeceklerine, “yollarda bir daha insanlarımızın ölmemesi için ne gerekiyorsa yapacağız, kaynaklarımızı istihdama değil, yollara kullanacağız” deseler, inanın çok daha fazla oy alacaklar…
