Bazan hükümetler çok şeyler yaptıkları için iktidarlarını fazla sürdüremezler.
Bazan da çok az şey hatta hiçbir şey yaptıkları için iktidarlarını sürdükleri olur…
Bu durum bizim memlekete mi mahsustur bilmiyorum.
Ama Dikilitaş’tan bakılınca, özellikle son dönemlerde beş aşağı beş yukarı durumun bu olduğu görülür…
…
Bu duruma göre,
Bir hükümetin uzun süre görevde kalması çok iş yaptığını göstermiyor, hatta sevildiğini de göstermiyor.
Az iş yaptığının göstergesi de görevde kaldığı süre ile ilgili değildir ve kim bilir görevi az sürse seviliyor olabilir de.
Çok az süre ile görevde kalanların, birçok iş yaptıkları da söylenebilir ayriyeten…
…
Güneşin kaybolması, bulutların toplanması, her zaman yağmur yağacağı anlamına gelmiyor.
Bulutların bu şovu adamızda sıkça görülür.
Sanırsınız ki, gökler boşalacak…
Gel gör ki birkaç damla ile yetinip yoluna devam ediyor.
İstenildiğinden fazla çok yağmur yağması da pek yararlı bir şey değildir.
Hele de Kıbrıs’ın kuzeyi gibi bir yerde.
Yoğun yağmurların kentleri ne hale soktuğu yaşanarak görülmedi mi?
…
Her şeyi kararında tutmanın yolu var mı?
Belki vardır belki yoktur.
Ama bulutları kim idare edebilir ki?
…
Bir hükümetin görevde ne kadar kalacağını kim kestirebilir?
…
Hükümetlerle pek uğraşmadığımız için bu konu can sıkıcıdır doğrusu.
Diyelim ki bir karikatürist, ele aldığı konuyu abartı sanatı içinde anlatacağından, o çizgilerin kararı ya da bir kıvamı var mıdır?
Ortaya çıkacak hikaye abartılı olursa, parmak basılan hikaye anlaşılmaz mı?
Konu “abartılı” yapılmazsa zaten kara mizah olmayacak.
Kara mizah denilen şey “normal”in dışında, kimsenin görmediği şeyi abartarak anlatmak değil mi?
Bir politikacıyı domuz şeklinde resmeden bir karikatür, bütün politikacıların domuz olduğunu mu göstermeye çalışır?
…
Bir tutukluluğu sırasında tutuklanıp sorgulanan Aziz Nesin başından geçen bir olayı şöyle der:
“Bir hikayemde, askeri lisede kimya sınavına giren bir arkadaşımın, açık su formülü (HOH)’ı, “Hoh!” okuyuşunu anlatmışım. Bu arkadaş sonradan jandarma subayı olmuş. Yani ben, bizdeki bütün jandarma subayları işte böyle cahildir diyerek, jandarmamızı kötülüyor, yabancılara da böyle tanıtıyormuşum.
Gülüyorum… Ağlayamadığım için gülüyorum…”
…
Doğrudur.
Bazan böyle oluyor.
İnsan ağlayacağı yerde gülüyor…
…
İyi ki Aziz Nesin’in arkadaşı Kıbrıslı değildi…
