Başbakanlık Müsteşarı, 18 müşavirin göreve iade edildiğini açıklamış. Ne büyük iş… Ama bu arada, 5’i dıştan 24 kişi daha üst kademe yöneticiliğine getirilmiş. Yani bu baremlerden maaş çekmeye başlamışlar… Müsteşar, kendi dönemlerini UBP ile karşılaştırmış. UBP’nin 13 müşavir, 14 dıştan ve 105 de kamudan atama yaptığını söylüyor. Kendilerinin daha iyi iş yaptıklarını gösterme adına… Şimdi burada iki soru var. Birincisi, atamalar bitmiş mi? Bu kadarla mı kalacakmış? Bizim gördüğümüz, küçük ortak, tabanına umut vermeye devam ediyor ve henüz atamalarını yapmadığını yayıyor. Sırada bekleyen onlarcası var. Ayrıca 10 bakanlığa bağlı 100’ün üstünde daire var. Geçmiş dönemlerde sayı 300 civarındaydı. CTP ya da DP, UBP’nin atadıklarından 200 civarında müdür müsteşarla çalışmaya devam mı edecek? Ben buna inanmam. Demek ki bu rakamlar böyle kalmayacak… İkincisi, CTP’nin göreve getirdiklerinden yıllardır evinde oturan kaç müşavir vardı? Esas bunu açıklamalıydılar. İçlerinden sadece 18’ini geri almışlar. Ya geri kalanlar?.. Hani Ferdi Bey’in Havadis Gazetesi’ndeki röportajında, “Benim adamımdır diye atanmıyorlar” dediği kişiler. Onlar da maaş çekmeye devam ediyor. Şimdi bu yapılana tasarruf mu deyip, alkışlamamızı mı bekliyorlar? Oysa CTP, hükümete ilk girdiği günden beridir, üçlü kararname sistemini kaldırmaktan söz eder. Taa, 1993’teki Hakkı Atun hükümetinden beridir, her seçim bildirgesinde, her hükümet programında bu konu iddialı sözlerle yer almıştır… Mesela, 2006’da, CTP hükümetteyken, kamu görevlilerine siyaset yasağının kaldırılması tartışılmıştı. O dönemde CTP’den yapılan açıklamaya bakın; “Üçlü kararname rezaleti, kamuya giriş ve kamuda terfi sistemi aynı olduğu sürece, kamu görevlisine siyaset yapma yasağının kaldırılması bir anlam ifade etmez. Var olan fakat uyulmayan bir yasağın ortadan kalkması, parti görevlisi haline gelmiş, kamu görevlilerinin partiye daha rahat hizmet etmesine yarayacaktır. Kamunun daha da bozulmasına neden olacaktır… Kamu görevlisine siyaset yasağının kaldırılmasından önce, üçlü kararname kapsamı, sadece – müsteşar ve bakanlık müdürü gibi – siyasi kamu görevlilerini kapsayacak şekilde daraltılmalıdır. Üçlü kararname ile atananlar, görevden alındıklarında eski görevlerine dönmelidir. ‘Müşavir’ kadroları yaratılarak, görevden alınan üst kademe yöneticileri ‘bankamatik memur’ haline getirilmemelidir. Kamuda terfi sistemi, performans ölçümü ve başarı kriterlerine göre olmalıdır. Kamuya atamaları yapan kurul, siyasetten bağımsız olmalıdır…” Aynı ya da benzer sözler, CTP’nin 2009’da ve 2013’teki seçim bildirgelerinde de vardı. Hatta hala söyleniyor. İşte halihazırda CTP kontenjanından Maliye Bakanı olan Zeren Mungan daha geçen hafta bütçe görüşmeleri başlarken yaptığı konuşmada, “Kamu reformuyla müşavirlik ortadan kalkacak” diyordu. Hem bunları söyleyeceksiniz, hem de bir yandan yeni müşavirler yaratarak, devlet giderlerini kat be kat arttıracaksınız. Sonra da dışa bağımlılıktan nefret ettiğinizi, vesayetten kurtulmak istediğini söyleyecek ya da kendi ayaklarımızın üstünde durmaktan bahsedeceksiniz. İçinden çıkamadığınızda da, doğrudan zamlarla, ya da dolaylı vergilerle vatandaşın sırtından çıkartacaksınız… Ya göründüğünüz gibi olun, ya olduğunuz gibi görünün. Bu tür açıklamalar kimsenin gözünü boyamıyor artık, bilhassa evinde oturan CTP eski üst düzey yöneticilerin, yani tabanınızın…
YERİN KULAĞI VAR
DEVEDE KULAK: Akaryakıta yine zam gelmiş. Geçen ay indirdikleri akaryakıt fiyatlarına şimdi yine zam yaptılar. Madem zam yapacaktınız, niye indirdiniz ki? Aslında akaryakıta yapılan birkaç kuruşluk zam, elektrik zammının yanında devede kulak kalır. Merak etmeyin bunlara da alışırız. Yapın bakalım, elektrikti benzindi yarın tüp gazdı, yapın yapabildiğiniz kadar. Her şey değişecek demişlerdi değil mi…
TEPKİSİZ BİR TOPLUM OLDUK: Toparlanıyoruz Hareketi lideri Kudret Özersay, elektrik zammı konusunda sonuç alıcı bir tepki verilmesini sağlayabilecek tek faktörün halkın kendisi olduğuna vurgu yapmış. İyi güzel de bakıyorum da halktan tık yok. Gücün kendisinde olduğunu bildiği halde, bırakın tepki koymayı, kabullenmişler bile… Ayrıcalıklı işletmeler borcunu ödemediği sürece bizler de faturalarımızı ödemeyelim. Var mısınız, yoksa yine susup oturacak mısınız?..
NEREDE O ASLANCIKLAR: Türkiye’deki birçok olaya, buradan tepki koymayı bilenler, oradaki sorunları kendi sorunu sayıp sokaklara inenler, iş kendi sorunlarına geldi mi, sus pus oluyorlar ya, işte ben de bunu anlamıyorum. “Her yer Taksim, her yer direniş” diye sokağa dökülen aslancıkları, elektrik zammı sonrası göreniniz var mı..?
KİMİN KABAHATİ: Gıda, Tarım ve Enerji Bakanı Önder Sennaroğlu, Kıb-Tek’in sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için hazırladıkları projeye de işaret ederek, halkın bu projeye destek vermesini istemiş. Ama o meşhur projenizden sadece zam çıktı Sayın Bakan. Kıb-Tek’in bu duruma gelmesinin suçu, faturalarını gününde ödeyen vatandaşların mı, yoksa üzerine gitmeye cesaret edemediklerinizin mi?..
VERGİ KAÇAĞI İÇİN NE YAPILIYOR: Eski Maliye Bakanı Tatar, verginin ancak yüzde 48’ini toplayabildiklerini söylerdi. Bunun anlamı, ekonominin yarısından fazlası kaçak… Yenisi ise, geçtiğimiz hafta Türkiye’yle yaptıkları temaslarda bu konunun da ele alındığını söyledi. Zamlarla beli bükülen halk, o yüzde 48’in batıda olduğu gibi yüzde 80’lere çıkarılması için hükümetten atak bekliyor. Daha fazla fakirleşmemek için, adaletin yerine gelmesi için… Hükümet programında da özellikle vurgulanan bu konuda harekete geçmeleri için daha ne kadar beklemeliyiz acaba? Bir 4 yıl yeter mi? Yoksa, bu ekip de “yapamadık” deyip sıyrılacak mı? Kamuoyunun gözünde “Bu hükümet bir şey yapmıyor” izlenimi oluşmasının sebepleri bunlar işte…
VAR MISIN YOK MUSUN: Bakan Sennaroğlu, adaya kablo ile elektrik getirilmesiyle ilgili herhangi bir projenin olmadığını söylerken, dünkü Havadis gazetesinin manşeti tam tersini söylüyordu. Habere göre, konu Türkiye Milli Güvenlik Kurulu’nda ele alınmış, hatta Yunanistan ve Türkiye’nin bu konuda uzlaştığı da iddia ediliyor… Galiba MGK buraya haber vermek lüzumunu hissetmemiş. Baksanıza projeden bahseden Sunat Atun bile rapora işaret edememişti.
BİZ NE YAPACAĞIZ: KOP ile KTFF arasında varılan anlaşma, KOP’un dün Güney Kıbrıs’taki futbol kulüpleri yetkilileriyle gerçekleştirdiği toplantıda yapılan gizli oylamayla 12 olumu, 2 olumsuz ve 3 çekimser oyla onaylanmış. Adamlar söyledi, ortada milli menfaatleri var. Kosova’ya tanınan maç yapma izninin KKTC’ye verilmesinden korkuyorlar. Buna karşılık biz ne yapıyoruz? Ürettiğimiz bir karar var mı?
ZİRVEDEKİLER
Mamalı ve Mertekçi: Bu ülkede yaşanan akıl almaz olaylara artık bir ses verilmesi gerektiğini söyleyen Barış Mamalı ve Tahsin Mertekçi, sesini çıkarmayanlar, daha doğrusu tepkisini gösterme cesaretini bulamayanlara inat kendilerini ortaya attılar. Ülkede bir şeylerin değişmesini isteyenler bu eylemlere destek vermelidir. İki kişi ile başlayan bu tür sembolik eylemler, gün gelir yığınsal katılımlara dönüşür…
DİPTEKİLER
Sendikal Platform: Sendikal Platform, önceki gün elektrik zammı için toplandı. Karar çıka çıka, zamların geri alınması için muhtıra vermek olarak çıktı. Başbakanlığa ve TC Büyükelçiliğine… Neden Büyükelçiliğe de, onu anlayamadık ama zaten çok bir beklentimiz de yoktu. Aralarında siyasi partilerin arka bahçesi olanlar da var, “Zammı protesto edersek, özelleştirme gelir” diyenler var. Şimdi lafı çevirmişler, “Zamlar özelleştirme için yapıldı” demekteler. Halktan kopuk sendikaların kendilerine göre, bizimle alakası olmayan bir siyasi gündemleri var. İnsanları eylemler için örgütlemelerini ya da önderlik etmelerini beklemek saflık olurdu zaten…
Lefke’de bulunan Cengiz Topel Endüstri Meslek Lisesi’nde yer alan Köy Kadın Kursu binası bakımsızlıktan dökülüyor. Köy Kadın Kursu çerçevesinde 25 kadının, eğitim gördüğü tarihi bina yıllardır bakım yapılmaması nedeniyle harabeye dönüştü
