Devrim DEMİR
Hayatı tanımadan küçük yaşta evlenen 80 yaşındaki Zeycan Özyaman, genç yaşta evlat acısı ile tanıştı. Hayatta tek varlığı olan kızını ikinci çocuğunu doğum yaptığı esnada doktor hatası yüzünden 21 yaşında kaybetti. Acısını kalbine gömen Zeycan Özyaman, kızının emaneti olan 2 yaşında ve yeni doğmuş torununa dört elle sarıldı.
Onların nefesi ile yeniden hayata tutunan Zeycan nene, hem torunlarına hem de zihinsel engelli eşine baktı. Torunlarını okutup evlendiren Özyaman, 7 yıl önce engelli eşini kaybetti.
Yıllarca herkese yardım eden ve yardım severliği ile bilinen Zeycan Özyaman, Düzova köyünde eskiden çamaşırhane diye kullanılan bir odada karanlığa mahkum yaşıyor.
Elektriği tuvaleti ve banyosu olmayan bir küçük odada ömrünü geçiren Zeycan nene, durumunu , “İnsan ne oldum demeyecek” diyerek özetledi.
“Kızımın hatıralarına sahip çıktım”
Küçücük dünyasında yapayalnız yaşayan Zeycan nene, evinin kapısını Havadis için araladı. Küçük yaşta evlenen ve çok genç yaşta anne olan Zeycan Özyaman, kızına doyamadan çok genç yaşta kaybettiğini gözleri dolu dolu anlattı. Doktor hatası yüzünden kızını doğum yaptığı sırada kaybettiğini söyleyen Zeycan nene şöyle devam etti: “Tam 37 yıl oldu kızım gideli. 21 yaşındaydı Nurselim ikinci çocuğunu dünyaya getirdi ve daha oğlunu göremeden doktor hatası yüzünden hayatını kaybetti. Bir kızım vardı başka da hayatta tutunacağım kimsem yoktu. Evlatları bana bıraktığı emanetlerini gözümden sakınarak büyüttüm, her şeyden korudum. İkisi de aslan gibi, kızımın hatıralarına sahip çıktım elimden geldiği kadar.”
Hayatı acılarla geçti
Kızını kaybettikten sonra torunları ile teselli bulan Zeycan Özyaman, 7 yıl öncede zihinsel engelli olan eşini kaybetti. Torunlarını evlendirerek köşesine çekilen Zeycan nene, yıllardır karanlık bir odada yaşıyor. Bir evin avlusunda eskiden çamaşırhane olarak kullanılan odada tuvalet ve banyo yok. Zeycan nene bu odada sadece uyuyabiliyor, yaz kış banyosunu ise kaldığı odanın arka kapısında yapıyor. Yemeklerini ise onu çok seven ve aynı köyde kalan kız kardeşinin evinde yiyor. 80 yaşında olmasına rağmen, çalışarak ekmek parasını kazanan Zeycan Özyaman, elektriği, banyo ve tuvaleti olan küçük bir istiyor.
“Kızımla dertleşirim, ben konuşurum o dinler”
“Bedenim ve ruhum çok yorgun” diyerek devam ediyor Zeycan nene, “Cehennem hayatı gibi bir evlilik yaşadım, hiç yüzümün güldüğünü hatırlamıyorum. Hiç dilek dilemedim, tek mutluluğum güzeller güzeli kızımdı ama çok erken uçtu elimden. Nursel’im gittikten sonra tek avuntum bana bıraktığı evlatları oldu, onlar sayesinde yaşadım. Kalabalıktan uzakta kalmak istediğimde kapatırım kapımı alırım elime resimleri başlarım anlatmaya. Kızım yüzüme bakar, ama hiç konuşmaz tek tesellim resimleri bana bakan gözleri” dedi.
“37 senedir rüyama gelmedi”
Genç yaşta evlat acısını tadan 80 yaşındaki Zeycan Özyaman, kimseye muhtaç olmadan yaşıyor. Zeycan nene ovada, tarlada ot sökerek ekmek parasını alın teri ile kazanıyor. Zeycan nenenin tek bir dileği var oda kızının rüyasına gelmesi. Bayram ve anneler gününde eve kapanıp kimseyle görüşmediğini anlatan Zeycan nene, “37 senedir kızım gideli, bir kez bile rüyama gelmedi, her ezanda hem kızıma hem tüm ölülere dua ederim. Bir kez rüyamda görmeyi çok isterim, Nurselim melek gibiydi. Kraliçe gibi yaşadı saygılı ve yardım severdi. Nur içinde yatsın.”
