29 Ekim Cumhuriyet Bayramı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

Onur Borman

Bu gün 29 Ekim Türkiye Cumhuriyetinin 94’üncü kuruluş yıldönümü. KKTC’de de resmi millî Bayramımız. Türk Milletinin Bayramı. Hepimize kutlu olsun. Bir devrim gerçekleşti Cumhuriyet bayramı ile. Demokrasiye ve parlamenter rejime geçildi. Seçme seçilme hakları tanındı. Devrimlerle kadın erkek eşitliği ve kadınların da seçme ve seçilme hakları getirildi. Medeni kanun geçti. Kadınların seçme ve seçilme hakları bir çok Avrupa ülkelerinden önce tanındı.

Bu gün kadınlar olarak eşit yasal koşullar altında isek, Türkiye’de Cumhuriyet dönemi ile getirilen eşitlik temelindeki yasal haklarıyla Atatürk devrimlerini ve ilkelerini ilk benimseyen, Kıbrıs Türk halkı olarak bu ilkeleri  özümsemiş olmamızdan ve hayatımıza uygulamamızdan dolayıdır. Kendimizi şanslı hissetmeliyiz ve bu imkânları en iyi şekilde kullanabilmeliyiz.. Ülkemizin ve çocuklarımızın  geleceği için en iyi koşuların oluşmasına katkı koymalıyız, çok çalışmalıyız, bu yönde hedefler koymalıyız.  Yasal haklarımıza sahip çıkmalıyız. Çünkü uygulama ile yasal hakların kullanımı çoğu zaman paralel yürümemektedir. Bunu kadınların çok çalışarak aşması ve yasal haklarına sahip çıkmasıyla mümkündür.  29 Ekim Cumhuriyet Bayramı hepimize kutlu olsun.


_______________________________________________________________________________

Döviz Krizi ve Etkileri

Bu hafta geçerli dövizlerden dolar, Euro ve sterling karşısında TL geçen haftadan beri vize olayı ile başlayarak değer kaybetmeye devam etti. Bu tabii ki hem piyasaları dalgalandırdı, hem maliyetleri yükseltti hem halkı tedirgin etti hem de özellikle döviz borçlularını oldukça rahatsız etti. Endişeli bir hafta daha yaşandı bu konuda.. Neyse ki hafta sonuna doğru kurlarda bir durulma oldu ise de sterlingdeki aşırı artış KKTC’de en çok baz alınan bir döviz cinsi olduğu cihetle fiyatlara olumsuz etki yapacağı açıktır. Bu da enflasyonu körükleyecektir. Halen Eylül 2017 sonu itibariyle bir yıllık %15.37 olan hayat pahalılığı oranı bu kurlara göre % 20’leri bulacak gibi görünüyor. Öte yandan para piyasalarında kurlarla beraber faizler de artmıştır. Bu değer kayıplarına göre TCMB’nın da faiz oranlarını artırması gerekirdi. Ancak düşük faiz politikası Merkez Bankası kararlarını da etkilemektedir.  Keşke maliyetleri ve büyümeyi etkileyen faizler düşse, ancak yükselen kur etkisini frenlemek  için ve ihtiyaç olan dış sermaye çekimi açısından faizin olumlu işlevi olduğu da bir vakıa.

Paranın değer kaybına karşılık faizlerin düşük kalması yeterli mevduat artışına da fren getiriyor. Nitekim borçlanma oranları da mevduat artış oranına göre oldukça daha fazla..2017’de ilk altı ayda (TL ve döviz) mevduat artışı toplam 134 milyar TL, kredi artışı ise 186 milyar TL olmuştur.  Ayrıca 134 milyar TL mevduatın döviz cinsinden olan kısmı 92 milyar TL değerinde iken, Türk Lirası olarak artan mevduat 42.5 milyar TL olmuştur. Buna karşılık borçlanmada tersi olmuş, kredi artışı TL olarak 172 milyar, döviz olarak ise 13.9 milyar TL değerinde olmuştur. Burada halkın mevduat yatırırken döviz olarak yatırmayı, borçlanırken ise TL olarak borçlanmayı tercih ettiği görülmektedir. Halkın bilinçli olarak kendini korumaya aldığı izlenmektedir..

Şimdi üçüncü çeyrekte ABD’de çıkan %3 küsurluk büyüme oranı ve ABD tahvil faizlerinin yükselmesi sonucu, bazı gelişmekte olan ülkelerdeki sermayenin çıkışını ve dolara olan talebi arttırmıştır. Doların değerlenmesine de vesile olmuştur.

Türkiye’de yetkililer döviz kur artışlarının geçici olduğunu söylüyor. Beklenti de odur. Ancak kambiyo rejiminin liberal olduğu ve serbest döviz kullanımı ve para piyasaları ile uluslararası piyasalara entegre olan Türkiye ve Türk Lirası’nın dış etkilere maruz kalması da kaçınılmazdır. Dış olaylara karşı -az veya çok- etkilenmemesi mümkün değil. Gerek ABD gerekse AB’nin uygulayacağı ekonomik politikaların bir miktar etkisine girecektir. Yalnız iç nedenlere bağlı değil.

Orta doğudaki sıcak çatışmaların Türkiye sınırlarını koruma amaçlı müdahalesiyle ilgili siyasi etkilerden ve bunun için arttırılmak mecburiyetinde kalınan savunma ve Türkiye’ye sığınan göçmenlerin harcamalarının artması da bu yıl bütçe açığını arttıracağı Yetkililerce açıklanmıştır. Ancak bu bütçe açığı bir çok ülkeye ve AB ülkelerine  göre de yine çok düşüktür. Üretim ve dış pazarlama bir miktar artış göstermekte olduğuna göre kur artışlarının geçici olacağı beklenebilir. Ancak bu sürede kura göre reel faiz getirisinin gerekli olduğu görüşündeyim. Kurların durdurulmasına yardımcı unsur olur.

KKTC’de şimdi seçim havasına fazlasıyla girildiği cihetle Hükümetin alabilmesi mümkün olan bazı koruyucu önlemleri alması bu safhada hiç mümkün görülmemektedir. Çünkü sene başından beri bu yıl zaman zaman artan kurlar karşısında defalarca yazılan ve bir çok kesimlerce de önerilen bazı önlemler, pahalılığı ve en azından halkın istismarını önleyebilecekken, yapılmadığına göre şimdi hiç beklememek gerekir. Seçim heyecanı o kadar arttı ki  adaylardan bazıları ağlamakta bazılarının adaylık için bir çok vesilelerle açık olarak kendi kendilerini takdim etmekte olmaları, şahsi kaygıların ve hislerin ön planda olmaya devam ettiğini göstermektedir.

Şahsi kaygılar değil ülkenin ve halkın geleceğinin kaygısını taşıyacak Yöneticilere ihtiyaç gittikçe artmaktadır.

İnşallah, seçimlerde bu ülkeye lâyıkıyla hizmet edebilecek, eşit koşulları ve fırsat eşitliğini sağlayacak, adaletle uygulama, yasalara saygılı, dürüst ve şeffaf bir Yönetimin oluşturulmasına fırsat yaratacak seçim sonuçlarına ulaşılabilir. Ülke geleceği, halkın ve çocuklarımızın geleceğinin önünü açacak, refaha götürecek hedefleri benimseyen Yöneticilere, bu ülkenin çok ihtiyacı vardır.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar