Zagreb, Avrupa’nın önemli bir başkenti olması nedeniyle çok çeşitli festival ve kültür sanat etkinlikleri düzenlenen bir şehir. Zagreb seyahatinizde bunlardan birine denk gelme ihtimaliniz yüksek. Fakat yine de bir çok insan Zagreb’i sıkıcı bir şehir olarak tanımlıyor. Bu biraz da Hırvatistan’ın hemen her noktasının çok daha ilgi çekici güzelliklerle dolu olmasından ileri geliyor. Ancak yine de Zagreb’te yapılabilecek bir çok şey var. Bunlardan en çok tercih edilenlerini 24 saate sığdırabileceğiniz bir şekilde sizler için derledim. Aşağıdaki yerler en uygun saatler gözönünde bulundurularak sıralanmıştır. Öncelikle biraz Zagreb’ten bahsedelim.
Avrupa’nın en önemli başkentlerinden biri olan Zagreb’te Hırvatistan nüfusunun dörtte biri, yani yaklaşık 1.2 milyon insan yaşıyor. Zagreb’te yapılan kazı çalışmalarında milattan önce 35 bin yıl öncesine kadar yaşam belirtilerine rastlanmış. Zagreb’in bilinen tarihi aslında Ortaçağ’la birlikte başlıyor. Ortaçağ’da Zagreb iki tepe üzerine kurulu bir şehirdi. Bu tepeler, Halkın yaşadığı Gradec, Üst Şehir veya Eski Şehir ve kilise yönetiminde bulunan Kaptol’du. İki tepeyi birbirinden ayıran Medvescak isimli bir dere bulunuyordu. İki tepe insanlar arasında açık bir düşmanlık bulunduğu için bu yapı uzun süre korundu. 1800’lü yıllarda iki şehir arasındaki farklılıklar azalmaya başladı ve 1850 yılında Zagreb tek bir şehir halini aldı. Bundan sonra şehirleşme hızla tepelerden ovalara yayıldı ve Zagreb bugünkü halini almaya başladı. Zagreb şu an da üst şehir ve alt şehir olmak üzere ikiye ayrılmış durumda ancak Kaptol bölgesi de Gradec bölgesi de bir bütün olarak Gornji Grad yani üst şehirde bulunuyor ve bölgeler arasında sosyolojik bir ayrım söz konusu değil.
Ban Jelačić Meydanı ve Dolac Market
Ban Jelačić Meydanı, şehrin en önemli meydanı ve en kalabalık noktası. Turistik bölgeler genellikle bu meydana yürüme mesafesinde. Dolayısıyla konaklama için seçeceğiniz yer buraya ne kadar yakın olursa o kadar iyi demek. Ayrıca ünlü Dolac Market de burada kuruluyor. Dolac Market, Zagreb’in ünlü bir açık pazarı. Ban Jelačić Meydanı’nda sabah saatlerinde kurulan pazarda yerel lezzetler, ev yapımı hamur ürünleri, pastalar turtalar, hediyelik eşyalar, çiçekler gibi bir çok ürün bulmanız mümkün. Sabah konakladığınız yerden çıktığınızda ilk olarak buraya uğrayıp temin edeceğiniz yiyeceklerle hem yerel lezzetleri deneyimlemiş hem de gün boyu tüketeceğiniz yiyecekler için hızlı ve ekonomik bir alışveriş yapmış olursunuz.
Zagreb Katedrali
Zagreb Katedrali Ban Jelacic Meydanı’na yürüyerek sadece 4 dakika mesafede. Katedral, 1093 yılında neo-gotik tarzda inşaa edilmiş. Bir katolik kilisesi ve şehrin en yüksek yapısı. Osmanlı Bosna-Hersek’i fethettiğinde katedral yanına bir gözetleme kulesi de yapılmış. Beni Zagreb’te en çok etkileyen yerlerden biri oldu ve yolum düştükçe katedrale girip durdum. İçerde güneş ışığının renkli camlarda bıraktığı etki ve ışığın bu camlarda kırılarak içeri giriş şekli izlemeye değer. Üstelik manevi bir ambiyansı da var.
Tunel Gric
Tunel Gric, 2016’ta ziyarete açıldığı için pek fazla bilinmeyen, benim de şans eseri keşfettiğim bir yer. 2. Dünya Savaşı esnasında sığınak ve barınak olarak kullanmak için şehrin altına uzunca bir tünel kazılıyor ve o yıllarda bu amaçla kullanıldıktan sonra zaman içinde kullanılmaz hale geliyor. 90’lı yıllardaki Hırvatistan Bağımsızlık Savaşı esnasında tekrar ihtiyaç oluyor ve aynı amaçla tekrar kullanıma açılıyor. Bu tünelin Bağımsızlık Savaşı esnasında gerçekleştirilen ve Hırvatistan’ın ilk yer altı partisine ev sahipliği yapmış olmak gibi ilginç bir hikayesi de var. Tünel yapılan çalışmalarla 2016 Temmuz’dan itibaren tekrar kullanıma açılmış, oldukça uzun, şehrin farklı noktalarında çıkışı olan ve sıcak yaz aylarında serinliğiyle de ilaç gibi gelen ilginç bir tünel.
Museum of Broken Relationships
Türkçesi “Bitmiş İlişkiler Müzesi” olan bu müze Zagreb’te son dönemde popüler olan müzelerden. Müzede bir ilişkinin bitişine sebep olan ya da ilişkiyi sembolize eden objelerle hikayeleri yer alıyor. Dünyanın bir çok yerinden ve her yaş grubundan insanların ilişki hikayeleri var. Kimi hikayeler çok derinden etkilerken kimi de sesli güldürebilir. Müze, Katedral’den yürüyerek sadece 10 dakikalık mesafede ve şehrin Upper Town denilen “yukarı” bölgesinde kalıyor. Sabah saat 9.00’dan itibaren gezilebilen müzenin giriş ücreti ise 20 kuna.
St. Mark’s Church
(fotoğraf: flickr.com/photos/vjeran_pavic)
St. Mark Kilisesi Zagreb’in en önemli sembol yapısı. Bu yapı dünyada eşine az rastlanır şekilde piksek piksek döşenmiş çinili bir çatıya sahip. Çatıda -kırmızı zemin üzerine beyaz kale olan- Zagreb’in ve Hırvatistan, Slovenya, Dalmaçya Üçlü Krallığı’nın armaları bulunuyor. Kilise yine üst şehirde bulunuyor ve Museum of Broken Relationships müzesi ile arasında 1 dakikalık yürüme yolu var.
Strossmayerovo Gezinti Yeri
(fotoğraf: flickr.com/photos/monsterinc)
En önemli yerleri gezdiniz ve bu sizi biraz yordu. Şimdi şehrin ortasında dar bir yürüyüş yolu ancak oldukça huzur verici ve dinlendirici bir yer olan Strossmayerovo’da sabah Dolac Market’ten aldığınız yiyecekleri tüketerek biraz dinlenme vakti. Burası şehrin orta yerinde bulunan, yaşıların sakin sakin yürüdüğü, genç çiftlerin romantik anlar yaşadığı, özellikle mevsim geçişlerinde üstünüzde yaprakların uçuştuğu güzel bir alan. Strossmayerovo, Tunel Gric’in tam da üstünde bulunuyor ve şimdiye kadar gezdiğiniz yerlerin tam ortasında.
Mirogoj Mezarlığı Ve Maksimir Park
(Maksimir Park)
Şimdiye kadar Avrupa’da gezdiğim şehirlerde bir çok mezarlık ziyaret ettim. Dünyanın bir çok yerinde mezarlıklar bizdekinin aksine ilgi çekici. Korku filmlerini andıran kasvetli olanlarını da gördüm rengarenk çiçek, balon, oyuncaklarla kaplı olanlarını da. Mirogoj ise mimari ve doğal güzellikler bakımından ilgi çekici. Mezarlıkta yürüyüş yapabilir ve çok güzel fotoğraflar çekecek bir ortam bulabilirsiniz. Şehrin biraz dışında olsa da gittiğinize değecektir. Eğer Mezarlık ziyareti size hala çekici gelmiyorsa şehrin en büyük ve önemli yeşil alanı olan Maksimir Park’ı ziyaret edebilirsiniz. Maksimir Park, içinde göller, kiliseler bulunan, insanların gezmek, nefes almak, spor yapmak amacıyla ziyaret ettiği bir şehir parkı. Parkın içinde geçirdiğim saatler boyunca ne tek bir temizlik görevlisi görebildim ne de tek bir çöp.
Tkalciceva Sokağı
(fotoğraf: flickr.com/photos/vanja-gavric)
Tkalciceva sokağı akşam saatlerinde yerli yabancı herkesin toplandığı bir eğlence merkezi ya da barlar sokağı konumunda. Burada sokak boyunca sağlı sollu bir çok kafe, bar ve gece kulübü bulunuyor. Eğlence çoğu zaman sokağa taşıyor ve gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam ediyor. Günü gezerek geçirdikten sonra biraz dinlenip kendinizi buraya atın. Her türlü eğlence anlayışına uyan mekan bulmak mümkün.
