İtalya’nın şarap cenneti Toskana Bölgesi: Siena - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
PoliSeyahat

İtalya’nın şarap cenneti Toskana Bölgesi: Siena

 

2014 yılı Şubat ayında Poli’de yayınlanan ilk Toskana gezi notlarımda uğradığım Siena’yı bu kez yerel bir rehber olan Stephano ile gezeceğiz. Bilmediğimiz bir yeri rehberle gezmenin avantajları ve yararı mutlaka çoktur.


Italya’nın Toskana bölgesi Siena’nın il merkezi olan Siena tarihi şehri 2009 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Sitesi ilan edilmiştir. UNESCO ve Dünya Mirası Sitesi arasındaki ilişkiyi açıklamak gerekirse kısaca şunları söylemek mümkün; Bir yer veya binanın Dünya Mirası Sitesi olarak tanınması için Birleşmiş Milletler tarafından resmi olarak Kabul edilmesi gerekmektedir. Bilhassa Birleşmiş Milletlerin Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organisation) bu yerleri yasal olarak koruma altına almakta ve insanlığın ortak çıkarları adına önemli saymaktadır. İtalya, Dünya Mirası Siteleri sıralamasında 51 siteyle Dünyada birinci sırada olup Çin 50 siteyle ikinci sırayı almaktadır. 1972 yılında oluşturulan UNESCO’ya Türkiye 1983 yılında katılmış ve Türkiye’de bulunan 16 site korumaya alınmıştır.

Siena, İtalya’nın en çok ziyaret edilen şehirleri arasında yer allır. Sadece 2008 yılında 163 bin yabancı turist Siena’yı ziyaret etmiştir. Dünyada en çok ziyaret edilen ülkeler sıralamasında 48.6 milyon (2014) turistle beşinci sırada bulunan İtalya’yı ziyaret etme nedenlerinin başında tarih, sanat, mutfak, moda ve kültür gelmektedir. Siena’da bunların tümü mevcuttur. Tepe üzerine kurulmuş olması ve sahilinin olmaması ziyeretçiler tarafından pek önemsenmemektedir.

8 Nisan Cumartesi sabahı şoförlerimiz gurubumuzu rehbere emanet ediyor ve Siena’yı yürümeye başlıyoruz. Yine koyu gri renk taştan örülmüş yollar, ayrı ayrı renk binalardan sarkan balkon ve ipte asılı duran çamaşırlar, kaç yüzyıldır nice aileleri barındırmış ve hala daha dimdik ayakta duran herbiri ayrı güzellilte binalar ve temiz sokaklar.

Diğer Toskana tepe yerleşim yerleri gibi Siena’ya da ilk yerleşim Etrusonlar (İÖ 900-400) tarafından olmuştur. Hatta şehrin adının o dönemde buraya yerleşen Saina Kabilesinden geldişini savunanlar var. Bu konuda birkaç iddia daha olsa bile en ilginci yerel bir iddiadır. Bu iddiaya göre Siena. Remus’un oğulları ve adı Roma’ya verilen Romulus’un yeğenleri Senius ve Aschius tarafından kurulmuştur. Bu iddianın devamında, Babaları Romulus tarafından öldürüldükten sonra yanlarına çocuk emziren ana kurdun heykelini de alarak Roma’dan kaçmışlar ve bu yüzden şehrin sembolü bu heykel olmuş. Buna ek olarak siyeh ve beyaz at kullandıkları için de Siena’nın sembol bu renklerden oluşmuş. Kıacası Siena adı Senius’tan gelmiş.

Yolları koyu renk taşla örülmüş bu şehir onbirinci asırdan başlayan bir Cumhuriyet yönetimini 1555 yılına kadar sürdürmüş.Onsekiz aylık bir direnişten sonra İspanyol Kıralının desteğindeki Floransa Dükalığı’na yenik düşer ve cumhuriyet son bulur. Siena, İtalya’nın birleştiği ondokuzuncu yüzyılın ortasına kadar Floransa Dükalığının hakimiyetinde kalır.  Floransa ile aralarında olan düşmanlık hayatın her alanında olduğu gibi sanata da yansımış ve binalara dikilen heykellerin Floransa’ya, yani düşmana bakması veya bekçilik etmesi bu yüzdenmiş.

Palio di Siena denilen ve yılda iki kez yapılan geleneksel Ortaçağ at yarışları Piazza del Campo’da (Campo Meydanı) 2 Temmuz ve 16 Ağustoz tarhilerinde yer alır. Üç dakika kadar bir zmanda sonuçlanan bu yarışlar büyük kalabalık tarafından izlenmekte, hatta televizyon kanalları tarafından yayınlnmaktadır. Eskiden şehrin müdafaası için oluşturulan 17 taburu simgeleyen mahalli kurumlar, renkli bir posterden oluşan ödül için yarışırlar. Bu 17 mahalli yönetim, şehrin yönetiminde önemli bir rol oynamaktadır.

Siena’nın on ikinci yüzyıl da inşaatı başlayan ve ancak 1380 yılında tamamlanan Romanesk-Gotik mimarinin usta örneklerinden sayılan ve yapıldığı yıllarda Dünyanın en büyük kilsesi olan katedral görülecek yerleri başında gelir. Kuleye tırmanıp şehrin manzarasını izlemek mümkün.

 

Yukarıda bahsettiğim Pazza del Campo Meydanı aslında Şehrin merkez meydanıdır. Mutlaka görülmesi gereken yerlerden olan meydanın bir yanında Palazzo Publico (Halk Sarayı yer alır Mimari açıdan önem taşıyan Sarayın içinde bir sanat mizesi yer alır. Kurulduğu Ortaçağdan beri Pazar yeri olarak da kullanılan meydanda sürekli kültürel etkinlikler yer alır. Meydanda yer alan Torre del Mangia, Capella di Piazza ve Fonte Gaia görülmesi gerekenlerin başında gelmektedir. Torre del Mangia (Mangia Kulesi) 1325 ile 1348 yılları arasında inşa edilen ve kilisenin devletle eşit gücte olduğunu vurgulamak için Siena Katedrali ile aynı yükseklükte yani 88 metre yüksekliktedir.

 

 

Torre del Mangia

Mangia Kulesi (Torre Del Mangia) 1325-1348 yılları arasında inşa edilen Mangia Kulesi (Torre Del Mangia), kilisenin devletle eşit güçte olduğunu vurgulamak için Siena Katedrali ile aynı yükseklikte tasarlanmış. 88 metrelik uzunluğuyla döneminin en yüksek yapıları arasında yer alan kule, bölge mimarisinin vazgeçilmez malzemesi olan toprak renkli tuğlalar kullanılarak inşa edilmiş.

Piazzo Salimbani aynı isimde anılan meydanda yer alır. Dünyanın en eski bankalarından olan Monte de Paschi dı Siena binası da buradadır.

Şehir meydanından ayrılırken Siena turunu tamamlayıp Montalcino kasabasının yolunu tutuyoruz. Öğleden sonra ikide vardığımız kasabada öğle tatili havası var. Yıllar önce geldiğim Montalcino gibi hareketli ve kalabalık değildi. Toskana’nın bu tarihi kasabası Brunello di Montalcino şarabıyla ünlüdür. Kısa bir yürüyüşten sonra tekrar minibüslere dolarak  öğle yemeği yiyeceğimiz Podere il Casale çiftliğine gidiyoruz.Çiftlik sahipleri yorgunluğumuzu unutturacak güzel bir ziyafet sundular. Son ziyaret yeri olan çiftlikle günü noktalıyoruz.

Gelecek hafta Pisa şehrini ziyaret edeceğiz.

 

 

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar