Her yıl ülkemizde çıkan yangınlarda yanan ormanlarımızla canımızdan bir can kopuyor.
Alınamayan önlemlerin bedeli maalesef milli servetimizin israfına sebep olurken, halen bu konuda ilgili bakanlığın gerekli tedbirleri alamaması da oldukça manidardır.
Bugün baktığımızda ağaçlandırmak adına atılan adımların kaçı bakım yapılarak, istenilen verimlilik sağlandı. Ağaç dikmeyi marifet sayarak şov yapan yetkilileri kınarım. Marifet ağaç dikmesi değil dikilen ağaçların yaşama tutunmasıdır. Yani bir yerde bakımı ve bu bakımın sürekliliğidir.
Adanın dört bir yanında sivil toplum örgütlerinin, kurumların ve kuruluşların koruluk adı altında anı ormanları var. Bu ağaçlandırılmış alanlar atıl durumda. Ne bir budama yapılmış ne bir temizlik yapılmış ne de yangın için önlem alınmış. Yani zamanında dikilen fidanlar, kendi kendine büyümüş dal sarmaşık içinde ormanlık olmuş. Halbuki zaman zaman ailelerin piknik yaptığı veya avcıların dolandığı bu alanlar gerekli tedbirler alınması ile daha farklı orman alanları yaratılabilir.
Ama olay farklılık yaratmakla da bitmez önemli olan ağaçların bakımlarını üstlenmek ve yangın olasılığına karşı maksimum tedbirler almaktır.
Sayın Hamit Bakırcı geçtiğimiz gün Yeşilırmak’ta yanan alanlara 2 bin fidan dikme töreni gerçekleştirdi. Öncelikle Sayın Bakırcı’ya teşekkür ederiz. Kurum ve kuruluşları onore etti. Ama kendisine önerimizdir. Eğer ülkenin eski yeşil adaya dönmesini istiyorsa ve bunun için çalışıyorsa, öncelikle tüm okullarda öğrencilere ‘ağaç bakımı ve koruması’ hakkında bilgilendirici broşürler dağıtılmasına yardımcı olmalıdır. “Ağaç yaşken eğilir” atasözünden yola çıkmalıdır. Bir bakan olarak yetki ve görevleriniz doğrultusunda çocukların bu konuda bilinçlenmesi adına yapılacak çalışmalarda öncülük ediniz. İşte o zaman daha bilinçli nesiller yetişir.
İkinci bir olay, fidan dikmek için her yeri seferber edip, şov yapılmasını çok doğru bulmadım doğrusu. Ağaçlandırma sizin asli görevleriniz arasında iken sanki çok hayal edilmesi güç bir icraatmış ya da ülkede bir ilke imza atmış gibi şov yapılması hiç hoş olmadı.
Bugün Kıbrıs yeşilden günden güne uzaklaşmaktadır. Özellikle yaz aylarında alınmayan tedbirlerden dolayı birçok ağaç heba olmuş ve yeşil zamanla yok edilmiştir. Bu konunun üzerine gidilerek öncelikle yangınlar için şimdiden tedbir alınması kaçınılmazdır. Henüz bu konuya dahi kesin çözüm bulunmazken ağaç dikmenin anlamını anlamış değiliz. Yani her diktiğiniz ağaç yaz ayında yanma riski taşıyacaksa boşuna ağaç dikmeyin derim ben.
Yangınların ne denli ülkeye zarar ziyan verdiği ortadadır.
Birçok özel kuruluş dikilen 2 bin fidana sponsor oldu. Peki, bu kuruluşlar ekilen fidanların sorumluluklarını ne kadar yerine getirebilir? Ya da Orman Dairesi ekimi yapılan fidanların bakımı ne kadar üstlenecektir?
Marifet fidan dikmek değildir, dikilen fidanların yaşaması adına bakımını üstenmektir.
